Türkolog Nikos Muduros, Kıbrıs sorunu sürecinde aşama olarak zirvede bulunulduğunu söyledi.

Fileleftheros gazetesine konuşan Muduros, Kıbrıs sorunundaki gelişmeler ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kıbrıs sorunu ve diğer meselelerde izlediği yolla ilgili analizlerde bulunarak kendi görüşlerini paylaştı.

Habere göre Kıbrıs sorununda bugün içerisinde bulunulan koşulları değerlendirmesinin istenmesi üzerine Muduros, 2008 yılında başlayan ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın seçimi ve Akıncı-Anastasiadis yoğunlaştırılmış görüşmeleriyle farklı bir nitelik kazanan bir süreçte, aşama olarak zirvede bulunulduğunun kabul edilmesi gerektiğini belirtti.

“Son aşamaya mı ulaşıldı?” sorusuna olumlu yanıt veren Muduros, sadece Kıbrıslı Türkleri ve Kıbrıslı Rumları değil, uluslararası ve bölgesel gelişmelerden etkilenen garantör güçleri ilgilendiren konuların görüşüldüğüne vurgu yaptı.

Ankara’nın politikasına göre kısa bir zaman dilimi içerisinde çok somut sonuçların olması gerektiği değerlendirmesinde bulunan Muduros, Ankara ve Erdoğan iktidarının, içte ve bölgesel çevrede çok ve karışık bir durumda bulunuyorken zirveye doğru giden bir yolda yürümeyi seçtiğini belirtti.

Muduros, Kıbrıs sorunundaki sürecin, başta anayasa değişikliği ve Suriye’deki durum olmak üzere Ankara’da birçok açık konu bulunuyorken zirveye doğru yükseldiğine işaret etti.

Erdoğan’ın neden kısa bir süre içerisinde sonuç istediği sorusunu yanıtlayan Muduros, Kıbrıs sorununun çok uzun bir zamandır açık olan bir konu olduğunu ve diğer meselelere kıyasla aynı yoğun sonuçlar yaratmadığını belirtti.

Bu şekilde (Erdoğan’ın) iki kutuplu farklı sonuçların olacağı bir süreci zirveye çıkarmayı seçtiğini savunan Muduros, (Erdoğan’ın) bir sonuca ulaşılması ve referanduma gidilmesi durumunda uzun yıllardan sonra uluslararası camiaya bir başarı borcu olacağını kaydetti. Muduros, öte yandan Kıbrıs sorununda bir sonuca ulaşılmaması durumunda yeni bir zemine girileceğini ve Erdoğan’ın çözüm şekliyle ilgili uluslararası bir diyalog başlatacağını iddia etti.

Son bahsettiği noktada birçok çok olumsuz senaryonun bulunduğunu öne süren Muduros, bunlar arasında (Türkiye’ye) daha yoğun bir entegrasyon ya da “Tayvanlaşma” gibi unsurlardan söz etti.