DİSİ Başkanı Averof Neofitu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le arasında rekabet olduğuna dair söylentilere son noktayı koyarak, ilişkilerinde bir sorun olmadığını belirtti.

Haftalık olarak yayımlanan Kathimerini gazetesine konuşan Neofitu, DİSİ’nin zaman zaman Hükümet icraatlarını şiddetli bir şekilde eleştirdiğine işaret edilerek DİSİ ile Hükümet arasında bir rekabetin olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine, öncelikle şiddetli bir eleştirinin olmadığını söyledi.

Neofitu, sözlerinin devamında, Hükümetin DİSİ ile olan ilişkilerinin, Anastasiadis ile kendisinin siyasi ilişkilerinde olduğu gibi “betonarme” olduğunu vurguladı.

Mülteci sorunuyla ilgili bir soru karşısında, Suriye nedeniyle Türkiye ile Avrupa’nın işbirliği yapmaları ve mülteci sorununu çözmeleri gerektiğini söyleyen Neofitu, kendi görüşlerine göre Anastasiadis’in de bugüne kadar kartlarını iyi oynadığını belirtti.

Anastasiadis’in Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’un huzurunda Türkiye, Avrupai ve Kıbrıs’tan doğan taahhüt ve yükümlülüklerini yerine getirmeden başlıkların açılmayacağını belirttiğini hatırlatan Neofitu,  Avrupalılar, Türkiye ve uluslararası faktörün, Kıbrıs sorununda önemli bir ilerleme olmadan kendi sorunlarının da çözülemeyeceğini anladıklarını ileri sürdü.

“Mülteci sorunuyla ilgili tartışmaların Kıbrıs sorunu için erteleyici değil, itici mi olduğu?” sorusuna karşılık “Ben bunu böyle yorumluyorum” diyen Neofitu, “Görüşmelerin Anastasiadis-Akıncı masasından çıktığını kabul ediyor muyuz?”sorusu üzerine ise Türkiye’nin de ilk kez doğrudan masaya geldiğini düşündüğünü belirtti.

Bunun olumlu bir unsur olduğunu ifade eden Neofitu, “Yıllardır istediğimiz bu değil miydi?” sorusunu sordu.

“Dolayısıyla esas muhatabımızın Türkiye olduğunu kabul ediyoruz” yorumu üzerineyse Neofitu, Türkiye’nin ilk kez Kıbrıs sorunu karşısındaki yükümlülükleri ve kendi sorumluluklarıyla karşı karşıya olduğundan söz ederek, bunun olumlu bir unsur olduğunu kaydetti.

Mülteci meselesinde olumsuz unsurun ne olduğu sorusuna da yanıt veren Neofitu, “Olumsuz olan insanların acısı” sözlerini kullandı.

Bunun ötesinde jeopolitik ve stratejik olarak olumsuz bir unsur görmediğini belirten Neofitu, iki temel hedeflerinin olduğunu belirtti.

Bunlardan ilkinin, Avrupa’nın artık Kıbrıs sorunuyla ilgilenmesi ve çözüm için olumlu katalizör haline gelmesi olduğunu söyleyen Neofitu,  Avrupa’nın, kendi sorunlarını çözmeye çalışırken, Kıbrıs sorununun çözümüne de yardım etmeleri gerektiğini anladıklarını savundu.

Neofitu, ikincisinin ise Türkiye’nin, Rum Yönetimi Başkanıyla görüşmesi gerektiğini anlamasıyla ilgili olduğunu iddia etti.

“Haziran ayında çözümden söz edenlere ne dersiniz?” sorusuna karşılık Neofitu, “Doğru bir toprak düzenlemesi olursa, mülkiyet doğru bir şekilde çözülürse ve Türk garantileri kalkarsa, Haziran olduğu için bir çözüme hayır mı diyeceğim?” dedi.

Kıbrıs sorununda bir “ara çözümle” ilgili soru karşısında ise Neofitu, bugün önlerinde büyük bir fırsatın bulunduğunu, Kıbrıs sorununun bölgenin büyük jeopolitik çerçevesine girdiğini belirterek, “Bana göre Avrupa ilk kez kendi temelinde Kıbrıs sorununun çözümü için katalizör oluyor ve biz ara çözümlere ve yarım önlemlere mi yöneleceğiz?” sorusunu sordu.