DİSİ Başkanı Averof Neofitu, ne kadar Kıbrıs Rum malı iade edilirse çözüm bedelinin o kadar azalacağını savundu.

Alithia gazetesi, DİSİ Başkanı Averof Neofitu’nun, partisinin “Kıbrıs Sorununu: Ekonominin Sorunları ve Perspektifleri” konulu etkinliğinde yapmış olduğu açıklamaya geniş bir şekilde yer verdi.

Haber göre Neofitu, bu yeni çabada bir şeylerin değişmesi durumunda, ekonomik olguların, olası bir çözümün başarılı bir şekilde uygulanması için  önemli olacağını belirtti.

Bunun, uluslararası toplum tarafından da anlayışla karşılanmasından dolayı duydukları memnuniyeti dile getiren Neofitu, bu parametrenin incelenmesi için IMF ve Dünya Bankası tarafından sorumluluk alınmasını çok olumlu değerlendirdiklerini, çözümün ekonomik parametrelerinin müzakere süresince incelenmesi ve karar verilmesi gerektiğini söyledi.

Neofitu, “bu akşam, tüm Kıbrıslılara, Kıbrıslı Türklere, Kıbrıslı Rumlara, mevcut statükonun korunmasının yaşayabilir olmadığı mesajını göndermek istiyorum” dedi.

Neofitu, çözüm ekonomisine, mülkiyet ekonomisi, yeniden inşa etme (yeniden yapılandırma) ekonomisi ve federal devlet ekonomisi şeklinde  üç eksende yaklaşılması gerektiğini de belirtti.

Kıbrıs Rum idaresi altına ne kadar toprak iade edilirse, gerek duyulacak tazminat miktarının da o kadar düşük olacağını savunan Neofitu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in çabasının, Kıbrıs Rum idaresi altına, mümkün olduğu kadar  yüksek değerde mülkün iade edilmesi olduğunu ileri sürdü.

Neofitu, kısmi veya tam tazminata tabi olacak geriye kalanların ise toplam değerinin çok düşük olacağını sonuç olarak tazminat için gerekli olacak toplam miktarın bulunmasının mümkün olacağını savundu.

Neofitu, göçmenlerin yüzde 50’sinin, Kıbrıs Rum idaresi altında evlerine geri dönmesine olanak tanıyacak toprak düzenlemelerinin, yasal hak sahiplerine verilecek 25 milyar Euro değerindeki mülkiyete denk geldiğinin hesaplandığını öne sürdü.

Yeniden inşa etme konusunu yatırım olarak algıladıklarını belirten Neofitu, yeniden inşa ve alt yapıların finanse edilmesine ilişkin esas kapının AB olduğunu söyledi.

Neofitu, Maraş’ın yeniden inşasının maliyet teşkil etmediğini, yol genişletmesi, kanalizasyon kurulması gibi olguları değil kalkınmayı teşkil ettiğini ifade etti.

Neofitu, federal devlet ekonomisine ilişkin olarak ise, iki ayrı ekonomik modelin, gerek devlet harcamaları, sosyal yardımlar gerekse bankacılık ve hizmet sektörüne ilişkin olarak birleştirilmesinin, ortak mali hedefleri ve güçlü bir denetimi ortaya koyacak şekilde yapılması gerektiğini söyledi.