DİSİ Meclis Grup Sözcüsü Nikos Tornaridis, Rumların artık megalomaniden kurtulup ciddiyetini takınması ve müzakere masasında adil olduğuna inandıklarını talep etmesi gerektiğini vurguladı. Tornaridis, Kıbrıs sorununu çözecek bir anlaşmada toprak kazanabilirlerse, çözümden sonra olmak kaydıyla, Türkiye’ye gidecek bir boru hattını müzakere edebileceklerini de söyledi.

Alithia, Tornaridis ile yaptığı özel röportajı okurlarına “Bir Sonraki Fırsatı Kaçırma Lüksümüz Yok” başlığıyla aktardı.

DİSİ içerisindeki görüş, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in yalnızca müzakereci değil aynı zamanda sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı” olması nedeniyle müzakerelere katılımını askıya alması yönündeyken kendisinin, müzakerelerin kesilmemesi gerektiği görüşünü savunduğunu anlatan Tornaridis, sonuçta çoğunluğun görüşünün geçerli olduğunu hatırlattı.

“HARİTAYI AÇIP BİR TÜRKİYE’NİN BÜYÜKLÜĞÜNE BİR DE KENDİ BÜYÜKLÜĞÜMÜZE BAKMAMIZ GEREK”

“Başka Navtex’ler de, yalnız denizde değil karada ve havada da farklı türde Navtex’ler de olacak. An gelecek haritayı açıp bir Türkiye’nin büyüklüğüne bir de kendi büyüklüğümüze bakmamız gerekecek” uyarısında bulunan Tornaridis, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip, dünyanın 20 en zengin ülkesinden biri olduğunu ve 10’uncu sıraya da yükselebileceğini fark etmek zorundayız. Coğrafik konumundan dolayı Rusya’nın da, ABD’nin de, herkesin ona ihtiyacı var. Bunları, büyüklük kompleksinden kurtulmamız, ciddiyet takınmamız ve müzakere masasında adil olduğuna inandıklarımızı talep etmemiz gerektiği için söylüyorum.”
 
“RUSYA İLE ÇOK ÇIKARIMIZ VAR AMA BİZ AB’YE VE BATI’YA AİTİZ”

Kimilerinin, çözümün Rusya’ya yöneliş olduğuna inandığı hatırlatıldığında Tornaridis, “Rusya ile çok ekonomik çıkarımız var. Ancak unutmayalım ki biz AB’ye aitiz, Batı’ya aitiz. Gerçek budur” dedi, özetle şöyle devam etti:

“Türkiye’yi, Kıbrıs’ı terk etmeye mecbur edecek birileri olacaksa, Batılılar olacaktır. Elbette politikada ne stratejik ortaklar vardır ne de dostlar. Politikada çıkarlar var. Mesele, güçlülerin çıkarlarına yapışarak, Kıbrıs sorununa doğru bir çözüm bulmayı başarmaktır. Kıbrıs sorununun çözümünün şu anda hem Türkiye’nin hem ABD’nin hem de İsrail’in çıkarına olduğuna güçlü inancım vardır. Kıbrıs sorununun Türk hükümranlığı veya dayatması olmadan çözülmesi Birleşik Devletler’in de, İsrail’in de çıkarınadır.

“KIBRIS SORUNUNU ÇÖZECEK BİR ANLAŞMADA TOPRAK KAZANIRSAK TÜRKİYE’YE GİDECEK BORU HATTINI -ÇÖZÜMDEN SONRA- MÜZAKERE EDEBİLİRİZ”

Olgular çok kritik ve ciddiyetimizi takınmamız gerekiyor. Amerikan bankalarının son 6 aylık verileri ve Amerikan basını incelendiğinde süper gücün Erdoğan’a güvenmediği, İsrail’in de İslam devletleri veya İslam hükümranlığıyla çevrelenmek istemediği kolayca görülür. Dahası bölgemizdeki enerji projelerinde ana rol oynamak istediği için Kıbrıs sorununun çözülmesi Türkiye’nin işine gelir.

Dolayısıyla Kıbrıs sorununu çözecek bir anlaşmada toprak kazanırsak doğal gaz boru hattını -elbette çözümden sonra- görüşebileceğimizi savunuyorum. Kıbrıs sorununun çözümünden sonra, çözümde çok yönlü kazanç sağlamamız için, Türkiye’ye gidecek bir boru hattını müzakere edebiliriz.

“BİR SONRAKİ FIRSATI KAÇIRMAYA NE HAKKIMIZ NE LÜKSÜMÜZ VAR”

Bir sonraki fırsatı kaçırmaya ne hakkımız ne de lüksümüz var. Ben, ardında galip ve mağlup bırakmayacak, yani 1960’taki gibi Yunanistan’la Enosis isteyenlerle Türkiye ile birleşmek isteyenlerin kalmayacağı, herkesin kazanacağı bir düzene (win-win situation) inanıyorum.

Kaçırma lüksümüz olmayan bir sonraki fırsat da Haziran’dan, Türkiye’deki genel seçimlerden sonra olacak.”

Tornaridis,DİSİ’nin Anastasaidis ve hükümetiyle ilişkilerini yorumlarken, büyük konularda DİSİ’nin Anastasiadis’i desteklediğini söyledi. Anastasiadis’le DİSİ’den sadece parti başkanı Averof Neofitu’nun iletişim kurup haftada 3-4 kez görüştüğünü ve ardından DİSİ liderliğini bilgilendirdiğini anlattı.