Rum başkan adaylarından Nikolas Papadopulos, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’la ilgili yeni bir konferans davetini kabule hazır olduğunu ancak konferans oluşumu Cenevre’deki gibi olacaksa konferansa gitmeyip, bugünkü beşli oluşumu değiştirmeye çalışacağını söyledi.

Alithia “Beşli Konferansa Evet, Ama Farklı Oluşumla” başlıklı haberinde, Papadopulos’un Rum Haber Ajansı’na (KİPE) verdiği mülakatı aktardı. 

Gazeteye göre, Kıbrıs sorununda Rum hükümetlerinin son 10 yıl içerisinde verdiği “tavizlerden” vazgeçilmesinin şart olduğunu savunan Papadopulos, müzakerelerin yeniden başlaması için “tehlikeli ve kabul edilemez” bulduğu “tavizlerin” terk edilmesini talep edeceğini söyledi.

“MÜZAKERELER 10 YILDIR VERİLEN KABUL EDİLEMEZ VE TEHLİKELİ TAVİZLERLE DEVAM  EDEMEZ”

Nikolas Papadopulos müzakereleri yeniden başlatmak için yapacaklarını özetle şöyle anlattı:

“Yapacağım ilk şey, müzakerelerin yeniden başlamasını istemek için BM Genel Sekreteri ile görüşmek olacak. Ancak vurgulamam gerekir ki Anastasiadis’in aksine biz, müzakerelerin  son on yıldır verilen kabul edilemez ve tehlikeli tavizlerle devam  edemeyeceğini söylüyoruz. Dönüşümlü başkanlıktan, Türklere dört özgürlükten, sayısal eşitlikten, Kıbrıslı Türklerin bir olumlu oyu’ndan,  beşli konferanstan,  bütün yerleşiklerin kalmasından,  göçmen evlerinin kullanıcılarına hak tanınmasından devam edemeyiz.  

“GENEL SEKRETER’İN SON RAPORU GÜVENLİK KONSEYİ’İNDE BENİMSENMEMELİ”

Bu nedenle Genel Sekreter’in son raporunun Güvenlik Konseyi’nde benimsenmemesi için inisiyatif alacağız. Umarım aynı şeyi bugün Anastasiadis hükümeti de yapar, çünkü bu bizim taraf için çok olumsuz bir gelişmedir, Kıbrıs sorunu tarihindeki en kötü Genel Sekreter raporudur.  Bizim için geçmişte ne verildiğinden çok strateji ve taktik önemli olduğundan; Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıs sorununun çözüm çabaları için, olası bir referandumda, en azından Kıbrıs Rum tarafından olumlu oy çıkmasına olanak tanımayacak geçmişin tehlikeli tavizlerinden kaçınacağımız  yeni bir strateji öneriyoruz. 

Kıbrıs sorununun çözümü bizim teslimiyetimiz olamaz. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sahip olduğu avantajları ve oluşturabileceğimiz müttefikleri kullanarak Türkiye’yi, kabul edilemez tezlerini değiştirmesi için baskı, zorlama veya ikna etmeye çalışacağız.”

Bugünkü şekli ile Kıbrıs’la ilgili bir konferansa katılmayacağını söyleyen Papadopulos, BM Genel Sekreteri’nin davetine icabet edeceğini ancak konferansın beşli değil, “geçmişte olduğu gibi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin katılımıyla” olması için çaba harcayacağını söyledi.

Papadopulos “Dolayısıyla  talep edeceğimiz ilk şey tamamen Türkiye’nin taleplerine hizmet eden bu prosedürün değiştirilmesi olacak.  Türkiye prosedürden de hedefine ulaşmaya, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya çalışıyor.  Bu nedenle Sayın Anastasiadis’in önceki aylardaki icraatlarını tamamen tehlikeli buluyoruz. Beşli konferansı kabul etmeyeceğini söyledi ancak bir hafta sonra  kendi sözünü çiğnedi, peş peşe tavizler verdi ve  bu çok yanlış ve tehlikeli prosedüre vardık” dedi.

“SAHTE DEVLET MAKAMLARINI TANIYAN ÖNLEMLER GÜVEN YARATICI ÖNLEM DEĞİLDİR”

“Kıbrıslı Türklerde Ankara’ya yöneliş var  mı” sorusuna karşılık “önemli olan Kıbrıs Türk toplumu liderliğinin hangisi olacağını görmemiz gerek” diyen Papadopulos “büyük ve önemli konularda aslolanın Kıbrıslı Türk siyasilerin ve/veya liderinin görüşü değil Ankara’nın ne diyeceği olduğunu, bunun örneklerini Cenevre’de de, Crans Montana’da gördüklerini” savundu. 

Papadoulos, Kıbrıs Türk toplumu içerisinde her zaman Türkiye ile örtüşen çevreler olduğunu belirterek, “Tam da bu yüzden önerdiğimiz yeni stratejinin büyük bölümü, Kıbrıs Türk  toplumunun  Türkiye’den bağımsız hareket etmesi için yöntem bulmamız veya en azından buna yardımcı olmamızla ilgilidir. Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında enerji, su, elektrikte işbirliği yapılarak gerçek işbirliği, ticari işbirliği şartlarının oluşturulmasını öneriyoruz çünkü gerçek güven yaratıcı önlemler bunlardır. Sahte devlet makamlarını tanıyan önlemler güven yaratıcı önlem değildir.”