DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos, “Türkiye’nin istediği her şeyi aldığını, kendilerinin de Türkiye’nin en nihayetinde bazı tavizlerde bulunacağı umuduyla kaldıklarını” öne sürdü.

Papadopulos, Simerini gazetesinde yer alan demecinde, doğru ve tam anlamıyla bilgilendirilmiş bir halkın, herhangi bir müzakereci için en iyi koruma kalkanı olabileceğini; halktan korkan bir liderin ise otomatik olarak müzakere pozisyonunu zayıflattığı iddiasında bulundu.

Gazeteye göre, DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos ayrıca, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in New York’ta “ara anlaşma”, “zaman takvimleri”, “hakemlik” veya “çok taraflı konferans”a yol açacak bir prosedür kabul etmeyeceği konusunda Ulusal Konsey’de ortaya koyduğu vaatleri hayata geçirmesini umduğunu da dile getirdi.

Gazeteye demecinde Kıbrıs sorunundaki gelişmeleri yorumlayan ve son 8 yıldır ilerleme kelimesinin Rum tarafının tavizleriyle iç içe geçtiğini ileri süren Papadopulos, Türk tarafının bir şeyler vermek zorunda olduğu konularda ise “beyin fırtınası” sürecinde olduklarını, bunun da Türklerin tamamen sabit kaldığının göstergesi olduğunu iddia etti.

Kıbrıs sorunundaki gizli diplomasinin devam ettiğini ve Ulusal Konsey’in bilgilendirmesinin ise “halkın içerisinde bulunduğu karanlığı” aydınlatmadığını ifade eden Papadopulos, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varoluşu ile mevcudiyetinin, yalnızca Kıbrıs Helenizmi’nin değil, bütün Kıbrıs halkının sahip olduğu en önemli koruma kalkanı olduğunu savundu.

DİKO’nun, Kıbrıs sorununda dikkate alınmadığı takdirde, hükümet programının uygulanmasına yönelik desteğinin kesin olarak addedilmemesi gerekeceği imasında bulunduğunun anımsatılması üzerine ise Papadopulos, “Bazılarının Kıbrıs Cumhuriyeti’ni dağıtıp, bunu Türk mandası haline dönüştürecek olan yeni bir Annan Planı ortaya koymaya çabalayacaklarını, bizim de hiçbir şey olmamış gibi davranıp, müsteşarlıklar oluşturulması için oy vereceğimizi sananların, çok büyük bir hata yapmakta olduğunu” sözlerine ekledi.