Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Rum Yüksek Mahkemesi eski Başkanı Yeorgios Pikis Kıbrıs Türk tarafının dönüşümlü başkanlıktaki ısrarının “ırksal konfederasyonu ima ettiğini, merkezi hükümet kararlarında eşit söz hakkı sağlanmasının da konfederasyonun, yani iki veya daha çok devletin birleşmesinin ana niteliği olduğunu” söyledi.

Fileleftheros’a verdiği özel mülakatta; “mülkiyetin, federasyon çerçevesinde her toplumun ikamet edeceği ve yerel yönetime sahip olacağı bölgeler belirlenmeden görüşülemeyeceğini” savunan Pikis, “Toprak’ta adil çözüm, halen sakinlerin kovulmuş olduğu bölgelerde ikamet ve oturma temel hakkını büyük ölçüde telafi edecek” dedi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Rum meclisini bilgilendirmesi sırasında, “müzakereler iki toplum lideri arasında yapılıyor” dediğini, ancak ortak açıklamada “anlaşma iki kurucu devlet başkanı arasında yapılır” ifadesi kullanıldığını belirten ve orijinal metindeki “between the two constituent states” ifadesini de hatırlatan Pikis, özetle şunlara dikkat çekti:

“Anastasiadis aynı konuşmasında, ‘Federal Anayasa Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit statüdeki iki oluşturucu eyaletten oluşacağını belirleyecek’ de dedi. Eyalet kelimesi, İngilizce’deki polity, de devlet anlamına gelir. Eski Yunancada ‘eyalet’ terimi kent-devlet demekti. Başkan’ın yukarıdaki ifadesi, karşılıklı tarafların eşit statüsü olacaksa, yani Annan Planı’nda öngörüldüğü gibi devlette eşit söz sahibi olacaksa konfederasyonun müzakere edildiğini ima eder.”

Pikis, hiç kimsenin mülkiyet hakkından mahrum edilemeyeceğini kaydederek, “Her kişi, meşru yollardan edinilmiş malını kullanma, tasarrufunda tutma ve miras bırakma hakkına sahiptir” dedi.

Bugün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Dimopolos davasındaki kararı tahtında görüşülmekte olan,  1974 öncesinde 10 yaşından küçük olanların ilgili mülkle duygusal bağı bulunmadığı tezinin siyasi ve hukuki dayanağı sorulduğunda ise Pikis, şunları söyledi:

“Kesinlikle hayır. Haklar duygularla değil mülkiyetle örtüşür. Mülkiyet ve atalardan miras hakkı BM İnsan Hakları Sözleşmesi tahtında temel insan haklarındandır.”