Politis, Kıbrıs sorununun çözüm zemininin değiştirilmesi konusunun yeni olmadığına,  Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastaiadis’in bir süredir çeşitli görüşme ve temaslarında gündeme getirdiğine dikkat çekti.

Haberi “Anastasiadis’in İki Devlet Çözümü ile Flörtü” başlığıyla manşete çeken gazete, Anastaiadis’in bu konuyu TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile en az iki defa görüştüğünü, BM Genel Sekreteri Guterres’e de dolaylı yoldan, “yeni fikirler şeklinde sunduğunu, bakanlarla, teknokratlarla toplantılarında görüşmelerinde ve hatta Kıbrıs Türk tarafına da sunduğunu” yazdı.

Gazete “Anastaiadis çeşitli muhataplarına söylediğine göre önemli olan sivri ucu Limasol olmak üzere ülkenin ekonomik kalkınması ve doğal gazın Kıbrıslı Türklerle müzakere etmemize gerek kalmadan satılmasıdır. Kıbrıslı Türkler kendi Kuzey MEB’lerine sahip olabilirler. Kıbrıslı Rumlar doğal gazı Türkiye’ye doğrudan sağlayabilirler” ifadeleriyle birinci sayfasında özetlediği haberi, iç sayfalarında çeşitli tarihlerde yapılmış görüşme ve temaslardan örnekler vererek detaylandırdı.

İç sayfasında Anastasiadis’in “hem iki devlet çözümüyle, hem Ulusal Konsey’de söylediği gibi yalnız gevşek federasyonla değil gevşek konfederasyonla da flört ediyor ve uzun zamandan beridir perde gerisinde Türkiye ile görüşüyor” ifadesine yer veren gazete, bu meseleyi bugüne kadar Rum tarafında da yüzlerce kişiyle görüştüğüne işaret etti.

Konuyu bakanlarla ve teknokratlarla görüşmelerinde gündeme getirdiğini hatta Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile görüşmelerinde gündeme getirmekten çekinmediğini yazan gazete, “geçen hafta New York’ta BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, konuşma metni dışına çıkarak “Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili yeni fikirler görüşmeye hazır olduğunu söyleyerek BM Genel Sekreteri’ne de ima ettiğini” belirtti.

Gazete Anastasiadis’in, Crans-Montana’daki konferansın tamamlanması öncesinde Çavuşoğu’nun yanına giderek B planıyla ilgili nabız yokladığını yazdı ve şu ifadelere yer verdi:

“Anastaiadis’in, ‘Çavuşoğlu uzlaşmazdı’ şeklindeki resmi anlatımı doğru ise Sayın Çavuşoğlu’nun konferansın başarısızlığa uğraması konusunda işini kolaylaştırdığı söylenemez. 6 Temmuz’daki yemeğin ikinci bölümü de trajikti. Garantör ülkelerin başbakanlarının gelmesi ile son ümit ışığı ortaya çıktığında Anastasiadis itiraz etti ve Sayın Çipras’tan İsviçre’ye gitmemesini istedi.”

“İKİ BÜYÜK ÖNCELİK”

 “Düşüncelerini bilen kaynaklara göre Anastasiadis iki büyük öncelik belirledi: Limasol’un kalkınması ve doğal gazın değerlendirilmesi” ifadesini kullanan gazete, özetle şöyle devam etti:

“Bakanı ile veda görüşmesinde vatandaşlık satışı programına dayanan kalkınma dinamiğinin bozulmasının akıllıca olmayacağını vurgulamak için ‘Kıbrıs sorununu bırakın, Limasol uçsun’ dedi. Çözüm olması halinde vatandaşlık verilmesinin federal yetki olacağı izahında bulundu. Anastasiadis doğal gazın ‘Kıbrıslı Türkler elimizin-ayağımızın içinde olmadan’ yönetilmesini istiyor ve yatakların değerlendirilmesi konusunda serbest kalmak için MEB’in bölünmesine razıdır.

Şu anda önceliği Mısır’dır ancak gerek ENI gerek ExxonMobil’in Kıbrıs MEB’i ile akıllarında Türkiye piyasası olduğu için ilgilendiğini biliyor. ExxonMobil bunu, doğal gaz bulunması halinde Vasiliko’ya terminal ve Türkiye’ye boru hattı inşa etmek niyetinde olduğunu söyleyerek alenen de ortaya koydu.

Başkan, Amerikalılar ile Kıbrıs’ta ve Davos’ta ABD Başkan Yardımcısı Biden’ın huzurunda yaptığı görüşmelerde, ‘büyük resmin bir parçasının da Türkiye’nin Rus doğal gazından bağımsızlaşması’ olduğunu görmezden geliyor. Bu çerçevede doğal gaz –Kıbrıs’ın, (üçlü ittifakların Türkiye ile genişletilmesiyle) ilk kez jeopolitik rol elde etmesiyle - Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili yeni bir katalizör olarak değerlendirildi.

Çavuşoğlu ile Crans-Montana’da olduğu gibi bir görüşmesinde Türkiye’yi, rezerv miktarı saptanana kadar Kıbrıs MEB’inde sorun çıkarmamaya ikna ettiği anlaşılıyor.”

Alihtia, Anastasiadis’in, daha desantralize bir federasyon görüşme niyetini açıklamasının ardından, merkezî hükümete verilecek yetkiler olarak süreç içerisinde uzlaşılmış 27 yetki bulunduğunu savunduğu haberinde, bunlardan hangilerinin “değişmez” hangilerinin “esnek” olduğuna dair bir ayrım yaptı.

Gazete  “Merkezî Hükümetin Yetkileri 27… Bunlardan 20’si ‘Değişmez’, Sadece 7’si ‘Esnek’ Olarak Nitelendirilebilir” başlığıyla aktardığı haberinde, merkezî hükümete atfedilen yetki sayısının kimine göre 27, kimine göre 28, kimine göre de 29 olduğunu ancak gazetenin kendi yaptığı incelemede bu sayının 27 olduğunu yazdı.

“DEĞİŞMEZ” VE “ESNEK”  YETKİLER

Gazete “değişmez” kategorisinde topladığı yetkileri şöyle sıraladı:

“Uluslararası antlaşmalar da dahil dış ilişkiler; AB ile ilişkiler ve Anayasa’da yer alan Avrupa konuları; Savunma; karada, denizde ve havada sınırların belirlenmesi ve sınır denetimi; Vatandaşlık, pasaport verme, sığınma verme, sınır dışı etme; Terörle, örgütlü insan ve uyuşturucu suçu; Federal ve Avrupa yetkililerinin atanması; Merkez Bankası, para politikasının belirlenmesi; Federal Devlet Ekonomisi, bütçe, dolaylı ve doğrudan vergiler; Uluslararası navigasyon, deniz suları, MEB; Denizcilik, bandıra; Doğal zenginliği (madenler, sular, enerji) değerlendirme maksatlı izin verme; Doğal kaynakları arama ve değerlendirmeyi düzenleme ve denetim; Federal Kamu Yönetimi, Federal Polis, bağımsız kurumlar ve bunların yetkilileri, seçim ilanı ve icrası; Ekonomik alanın düzenlenmesi ve denetimi; Rekabet; Havacılık: Denetim, düzenleme, uluslararası örgütlerde temsil; İletişim, Telekomünikasyon, Posta, Elektronik Posta, vb.;  Kritik altyapıların korunması: Havaalanları, limanlar, enerji santralleri; Standartların belirlenmesi.”

Gazetenin “esnek” kategorisinde sıraladığı yetkiler ise şunlar:

“Af, federal olmayan suçlar için af çıkarma; Fikrî mülkiyet (telif hakkı); Meteoroloji; Arkeolojik ve Kültürel mirasın korunması; Eğitim standardı, mal hizmetleri, enfeksiyon, atıkların denetimi; Kumar denetimi; Ekonomik bütünleşme, işçi hakları, saat standardizasyonu, vb.”

ÇAVUŞOĞLU: TÜRKİYE KIBRIS’TAN ÇEKİLMEZ

Fileleleftheros “Kıbrıs’tan Gitmeyiz… Çavuşoğlu New York’taki Görüşmede Başkan Anastasiadis’e Ne Dedi” başlığıyla manşete çektiği haberinde, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 23 Eylül’de New York’ta yaptıkları görüşmede Anastasiadis’e açık bir şekilde “Türkiye Kıbrıs’tan çekilmez” dediğini bildirdi.

Gazete, basından uzak ve gizli tutulan görüşmede Çavuşoğlu’nun “Türkiye Kıbrıs’tan çekilmez” diyerek “Türkiye’nin Kıbrıs’tan çekilmesinin daha fazla müzakere konusu olmadığını söylediğine” işaret etti. Edindiği “güvenilir” bilgilere dayanarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Çavuşoğlu’na Rum yönetimi ile iletişim kanalını açık tutması direktifi verdiğini, sebebinin ise AB ile Gümrük Birliğini geliştirme hedefine bu tür hareketlerinin yardımcı olacağı düşüncesi olduğunu yazdı.

Haberde, Anastasiadis’in 90 dakika süren görüşmede, Türk tarafının vetoda ısrar etmemesini isteyerek gevşek federasyon fikrinden söz ettiği, Çavuşoğlu’nun da tepki göstermeyip, bu hakkını sonraya sakladığını ve Rum yönetimi ile başka görüşmeler de isteyeceğini söylediği kaydedildi.