Politis iki tarafın, vatandaşlık konusunun müzakeresi çerçevesinde federasyonda vatandaş kaydedilebilecek Türkler ve Yunanların oranında var olan -her 4 Yunana karşılık 1 Türkün vatandaş olabileceği- uzlaşıyı yeniden teyit ettiğini öne sürdü.

Haberi “Federasyona Vatandaşlık Oranıyla İlgili Anlaşma... 4 Yunan’a 1 Türk”  başlığıyla veren gazete güvenilir bilgilerine dayanarak Talat-Hristofyas döneminde kaydedilen bu uzlaşının, o zamanlar tepki çekmesine rağmen Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin güvence altına alınmasının ana aracı olduğunu yazdı, özetle şunları ekledi:

“Aynı kaynağa göre Rum tarafı açısından önemli olan Kuzey’in demografik niteliğinin herhangi bir şekilde değişmesini engellemesidir çünkü Türk vatandaşlarının hissedilir ölçüde gelebilmesi için Yunanistan’dan büyük bir akış olması gerekecek.

Nitekim ilk bakışta Yunan vatandaşların Kıbrıs’a taşınmasının sınırlı, Kıbrıs Türk – Kıbrıs Rum oranını etkilemeyecek ölçüde olacağı anlaşılıyor. 11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması’na göre sadece merkezi hükümet tarafından verilecek Federasyon vatandaşlığı alanlar AB ilkeleri temelinde serbest yerleşim, dolaşım ve iş faaliyetlerinde bulunma gibi temel özgürlüklerden yararlanacak.

Anlaşıldığına göre bugüne kadarki müzakerelerde Kıbrıs Türk tarafınca, özellikle de Derviş Eroğlu’nun döneminde, bu oranın 4’e 2 olarak değiştirilmesine çalışıldı. Ancak Özdil Nami masaya dönmesiyle, eski oranın kalmasında belirleyici rol oynadı ve önceki oran yeniden teyit edildi.

Kısa süre önce görüşülenler hakkında teferruatlı bilgi edinen Kıbrıslı Türk kaynak gazetemize, işgal bölgelerindeki bugünkü gerçek nüfus hacmini ve söz konusu rakamların çözüm sonrası dönemle alakasını izah etti.

Söylediğine göre şu anda ‘KKTC’ vatandaşı olup gelecekte federasyonun ve AB’nin vatandaşı olacakların sayısı 280 bine ulaşıyor. Bu rakam işgal bölgelerine yerleşik veya göçmen olarak giren ve bir Kıbrıslı Türk ile evlenmiş olanları kapsıyor. Kıbrıslı Türklerle evlenmiş olanlar yeniden birleşmiş Kıbrıs’ın vatandaşı olacağı halen Tasos Papadopulos zamanında kabul edilmişti.

280 bin’in içinde, geçmişte işgal bölgelerinde toplu vatandaş yapılan –en son Ulusal Birlik Partisi ‘yönetimi’ döneminde yapıldı- yerleşikler de var.  Ancak son yıllarda yeni toplu vatandaş kayıtları yapılmadı. Geçen Mayıs’ta ‘Bakanlar Kurulu’nda belirli kriterler onaylandı. Bunların uygulanması –bütün siyasi sistemlerde, özellikle de tanınmamış ‘KKTC’nin kendine özel şartlarında- siyasi sisteme bağlı olsa da artık ‘vatandaş’ değil çalışma izinli Türkler kategorisi net bir şekilde belirlendi.

Gazetemize konuşan Kıbrıslı Türk kaynağa göre bu Türk vatandaşlarının sayısı 40 bine dayanıyor ve bu kişiler vatandaş olarak değil yeni bir kategoriyle, Kıbrıs’ta çalışan göçmenlerle aynı kategoriyle kalacaklar.

Yaklaşık 20 bin Türk vatandaşı yasadışı addediliyor ve görüşülenler tahtında,  çözümün uygulamaya konulmasından sonra Kıbrıs’tan gitmesi gerekenler de bunlardır. Çalışma izni olanlar arasında, bilinmeyen sayıda üçüncü ülke vatandaşı da var.

Tabii çözümden sonra yaklaşık 40 bin Türk askeri de Kıbrıs’tan gidecek.

Şu anda işgal bölgelerindeki 12 üniversitede Türkiye’den ve diğer yerlerden 20 bin kişi eğitim görüyor. Bu kişiler geçici süreliğine ve öğrenci vizesiyle işgal bölgelerinde bulunuyor.

Özetlemek gerekirse;

Evlilik nedeniyle ‘vatandaş yapılan’ ve vatandaş olarak kalacak yerleşik sayısı 280 bin.

‘Çalışma izni’ olan ve vatandaş olarak değil ama yine de kalacak Türk sayısı 40 bin.

Kıbrıs’ta yasadışı olarak bulunan ve gidecek olan Türk sayısı 20 bin
İşgal bölgelerindeki üniversite okuyan ve geçici kalan öğrencileri sayısı 20 bin İşgal ordusu askeri olup da gideceklerin sayısı da 40 bin.”