Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Moskova ziyareti ve ziyaret sırasında imzaladığı bir dizi anlaşmayla ilgili detaylar Rum basınında yer bulmaya başladı.

Fileleftheros “Moskova Kıbrıs MEB’inde... Rusya Federasyonu Gaz Araştırmalarına Katılmak İçin Şirketlere Yanaşacak... Havayolu Şirketleri Harekete Geçiyor... Putin Erdoğan’la Kıbrıs Sorununu Konuşacak” başlık ve spotlarıyla manşete çektiği haberinde Anastasiadis’in Moskova ziyareti sırasında Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki enerji konusuna en çabuk ve kolay katılım sağlaması formülünün ele alındığını yazdı.

Gazete Rusya’nın Doğu Akdeniz’de Rum tarafının tek yanlı “münhasır ekonomik bölge” ilan ettiği bölgede doğalgaz arama, çıkarma ve değerlendirme ruhsatı verdiği şirketlere, Gazprom aracılığıyla yanaşıp parsellerden hisse satın alacağını altyapı konularına da katılması ihtimalinin olduğunu kaydetti.

MOSKOVA GÜNEY KIBRIS, MISIR VE İSRAİL’LE İŞBİRLİĞİNE SICAK BAKIYOR

Doğu Akdeniz’deki enerji konusuna katılımının Rusya’nın bölgedeki geniş jeostratejik projeleri kapsamında olduğuna dikkat çeken gazete Putin-Anastasiadis görüşmesinden; Putin’in Mısır ile de işbirliği adımları atacağının anlaşıldığına vurgu yaptı.

Gazete Moskova’daki görüşmede Putin’in kısa süre önce gerçekleştirdiği Kahire ziyarete ve El Sisi ile görüşmesine değinmesinin, Anastasiadis’in de Mısır ile yapılan anlaşma hakkında bilgi vermesinin tesadüf olmadığına dikkat çekti ve görüşmeden Rusya’nın Güney Kıbrıs, Mısır ve İsrail ile işbirliğine sıcak baktığının anlaşıldığına işaret etti.

LARNAKA BAĞLANTILI UÇUŞLAR

Habere göre Moskova ziyareti gündeminde ekonomi de vardı. Bu konu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ve Başbakan Dimitri Medvedev ile ele alındı. Medvedev’in Kıbrıs Rum Havayolları Şirketi’nin kapatılması konusunda bilgi sahibi olduğu ve Rus havayolu şirketlerinin merkez ofislerini Güney Kıbrıs’a taşımaları ihtimalini göz ardı etmediği belirtiliyor. Görüşmelerde, Larnaka bağlantılı (örneğin Moskova-Larnaka-Pekin) uçuşlardan da söz edildiğine işaret ediliyor.

Anastasiadis’in Moskova temaslarının gündeminin üst sıralarında Kıbrıs sorunu da vardı. Kıbrıs sorununda BM Güvenlik Konseyi düzeyinde müdahale ve caydırma hareketlerinde bulunmaya devam edecek olan Moskova’nın, müdahiliyetinin eskiye oranla çok daha aktif olacağı belirtildi.

PUTİN ERDOĞAN’LA GÖRÜŞECEK

Rusya Devlet Başkanı Putin’in, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine son vermesi ve Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la konuşacağı da belirtilen haberde “Putin, Erdoğan ile doğrudan görüşme nüfuzuna sahip ender yabancı liderlerden biridir” vurgusunu yaptı.

Gazete Anastasiadis’in Moskova ziyaretinin Kıbrıs sorunuyla ilgili sonuçlarını “Moskova: Entrikalara Karşı Denge ve Daha Aktif Müdahiliyet” başlığı altında şu şekilde detaylandırdı:

“Başkan Anastasiadis Moskova ziyaretinde Rusya’nın Kıbrıs sorununa daha aktif müdahiliyetini görüştü. İki taraf arasındaki görüşmede Moskova’nın tavrının ezelden beri istikrarını koruduğu dile getirildi. Bu eşgüdümün hareket şekliyle ilgili şu noktalarda uzlaşma sağlandı:

1- Moskova Kıbrıs sorununda BM Güvenlik Konseyi düzeyindeki müdahale ve caydırma faaliyetlerine devam edecek. BM Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması kararında da görüldüğü üzere Moskova’nın özellikle İngiliz entrikalarına karşı müdahaleleri özlü ve etkindi. Rus Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov Kıbrıs sorununu iyi biliyor ve bu konuyla şahsen ilgileniyor.
2- Vladimir Putin, müdahalelerin durması ve Kıbrıs sorununda diyaloğun yeniden başlaması için Recep Tayyip Erdoğan’la konuşacağını söyledi. Putin Erdoğan’la doğrudan görüşme nüfuzuna sahip ender yabancı liderlerden biridir. Çoğu yabancı lider Başbakan Ahmet Davutoğlu ile direkt iletişimi var. Bilindiği gibi Türkiye’de kararlar Erdoğan tarafından alınıyor.
3- Askeri anlaşma konusunda Moskova netti:  Kıbrıs Cumhuriyeti’ni (AB’deki) ortaklarına karşı teşhir etmesi söz konusu değil. Sağlanacak kolaylıklar, güncellenmiş askeri anlaşmadaki özel memoranduma dahil edildi.  Halen açıklandığı üzere anlaşmanın ana unsuru, Rus filosuna bağlı savaş gemilerinin Limasol Limanı’na demirlemesidir. Andreas Papandreu Hava Üssü’nün kullanılması konusunda hiçbir görüşme yapılmadı.
4- Moskova’nın, Kıbrıs’ın Ukrayna konusundaki tavrından hiçbir şikayeti yoktur. Aksine, küçük bir ülke olan Kıbrıs’ın, yaptırımlarla ilgili tutumunu AB içerisinde dile getirmesini olumlu buluyor.”

ABD’DEN İHANET HİSSEDİNCE RUSYA’YA DÖNDÜ

Haftalık Kathimerini “Kıbrıs Moskova ve Brüksel Arasında Köprü... Hükümet: Dış Politika Batıya Dönük Ama Kesin Değil” başlığıyla manşete çektiği Moskova çıkışlı haberinde Ortadoğu ve Güneydoğu Akdeniz bölgesindeki dramatik gelişmelerin, hayati öneme sahip bu bölgede liderliği ABD’ye bırakmak istemeyen Rusya’nın dış politikasıyla ilgili geniş resmi tamamladığını yazdı.

Gazete iç sayfasında detaylandırdığı haberinde özetle şunları aktardı:

“Vladimir Putin’in konutunun ağır kapılarını Başkan Anastasiadis’e açan anahtar Kıbrıs’ın AB üyeliği sıfatıydı. Lefkoşa, bu ziyareti çok önemli siyasi ve ekonomik yatırım olarak görüyor. Zaman konjonktürü Lefkoşa açısından çok idealdi çünkü tam da bu konjonktür Kıbrıs’ı Moskova için önemli ortak yapıyordu. Nitekim Putin Çarşamba akşamı Anastasiadis’le görüşmesinin ardından ‘Kıbrıs’ın büyük bir ülke olmadığını biliyoruz ancak AB’nin eşit üyesidir ve bu açıdan sesinin, diğer bütün üye ülkeler gibi büyük önemi vardır’ dedi.

Ortadoğu ve Güneydoğu Akdeniz bölgesindeki dramatik gelişmeler Rusya’nın büyük dış politika resmini tamamlıyor. Rusya hayati öneme sahip bu bölgede liderliği Washington’a bırakmak istemiyor. Rus filosunun bölgedeki mevcudiyeti Rusya’nın bölgeyle ilgili jeostratejik planları açısından zaruridir, Kıbrıs’tan kolaylık sağlaması talebi de bir o kadar önemlidir. 

Anastasiadis’in arzusu, Kıbrıs sorununda kazanmak beklentisiyle Beyaz Saray ile özel bir stratejik ilişki kurmaktı. Rusya’nın talebini buzdolabına koydu. Batılı ortaklarından, özellikle de Washington’dan gelecek sert tepkiler yüzünden zaman kazanmaya çalıştı. Ancak gerek ‘Maraş’ konusunda gerekse ‘Barbaros’ krizi sırasında Washington’un ihanetine uğradığını hissedince, tek boyutlu dış politikanın çıkarlarına hizmet etmediğini anladı. Bir hükümet kaynağı, Lefkoşa’nın eğiliminin Batıya dönük olduğunu ancak bunun kesin olmadığı yorumunu yaptı ki Anastasiadis de Putin’e aynı şeyi söyledi.” 

GÜNEY KIRBIS DOĞU İLE BATI ARASINDA KALDI

Politis Anastasiadis’in Moskova ziyaretini  “Kıbrıs Doğu ile Batı’nın arasında kaldı” şeklinde yorumlarken Rum Yönetimi Sözcüsü Nikos Hristodulidis de aynı konuda kaleme aldığı ve Fileleftheros’ta yayımlanan makalesinde “Bugünkü uluslararası sistemde bütün devletler, stratejik çıkarlarına hizmet edecek dış politikalarla hareket ediyor” vurgusunu yaptı.

Haftalık Mahi de “Rusya’dan Sevgilerle” başlığıyla manşet yaptığı haberinde Anastasiadis’in Moskova ziyaretinden önemli sonuçlar elde edildiği görüşünü ortaya koydu.

Avrupalıların ve Atlantik ötesi ortaklarının Rum Yönetimi Başkanı’nın güvenini kaybettiğine vurgu yapan gazete Anastasiadis’in Rum Yönetimi başkanlığına geldiğinden beri ilk kez, Rum siyasi güçlerinin tamamının da desteğini alarak, sert konuştuğunu ve Batı’nın değil sadece ve özellikle Güney Kıbrıs’ın çıkarları üzerinde durduğu yorumunu yaptı.