Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’de yaptığı “Güney Kıbrıs’ta iş yapmak isteyen Rus şirketlerinin oradaki herhangi bir kriz ve tehlikeyi yönetmenin kendi sorumluluklarında olduğunu bilmeleri gerektiği ile Moskova’nın Güney Kıbrıs içinde veya etrafında doğal gazla ilgili herhangi bir çalışmaya katılmadığı” açıklamaları, Rum tarafını alarma soktu.

Rum yönetiminin, Türk basınında çıkan bu haberler için Ruslardan izahat istediği, bu nedenle dün iki taraf arasında bazı temaslar gerçekleştiği haber verildi.

Fileleftheros haberi “Şubat İçin Yeniden Planlama... Lefkoşa ve Moskova Başkan Anastasiadis’in Moskova Ziyaretiyle İlgili Görüş Alış Verişinde Bulundu...  Rusya Lefkoşa’ya Putin’in Ankara Temaslarıyla İlgili Bilgi Verdi” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Gazete Rusya’nın doğal gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya nakletme (Güney Akım Projesi) planlarını iptal etme kararı aldığı bir konjonktürde Rum yönetiminin, (gazetenin) “enerji ortakları” olarak ifade ettiği İsrail ve Yunanistan ile birlikte yürüttüğü doğal gazla ilgili faaliyetlerin (East Med Pipeline), Rum-Rus ilişkilerinde herhangi bir çalkantıya neden olmadığını yazdı.

Rusya’nın, Putin’in Ankara ziyareti konusunda Rum yönetimine dün verdiği mesajların olumsuz diye nitelenemeyeceği görüşünü ortaya koyan gazete “Mesajlar, Rusya’nın ne Kıbrıs’a, ne Kıbrıs sorununa ne de ikili meselelere karşı tez geliştirmediğini gösterdi” ifadesini kullandı.

Edindiği bilgilere dayanarak Putin’in ziyareti vesilesiyle Türkiye basınında çıkan haberler üzerine izaha muhtaç bazı meseleler ortaya çıktığını, bu yüzden dün Rum ve Rus tarafları arasında izahat görüşmeleri yapıldığını yazan gazete dünkü temaslarda üç önemli unsur olduğunu belirterek özetle şunları aktardı:

ANASTASİADİS’İN MOSKOVA ZİYARETİ İÇİN YENİ TARİH BELİRLENİYOR

“Dünkü görüşmeden çıkan birinci ve en önemli unsur Başkan Anastasiadis’in Moskova ziyaretinin iptal edilmediği ve yeni bir ziyaret tarihi belirlenmesi maksatlı görüşmelerin başlaması idi. Öğrendiğimize göre Anastasiadis’in ziyareti için şubat ayı düşünülüyor.

İkinci önemli unsur Türkiye’nin Rusya’dan, Ankara’nın faaliyetleriyle aynı çizgideymiş gibi algılanabilecek bir açıklama elde etme çabasının başarısız olmasıdır. Öğrendiğimize göre Mevlüt Çavşuşoğlu’nun Sergei Lavrov’la görüşmesinde Çavuşoğlu Kıbrıs MEB’i konusunu gündeme getirdi ve bu konunun iki toplum arasında görüşülmesi için çaba harcanması gerektiğini söyledi. Türk Dışişleri Bakanı’nın, bu yönde baskı yapılmasına Moskova’nın desteğini almak istediği ortadadır. Sergei Lavrov, tarafların kendi başlarına karar vermesine müsaade edilmesi gerektiği cevabını verdi. Bu, Lefkoşa’yı tatmin eden ve Rus tezlerinde değişiklik olmadığını gösteren bir açıklamadır. Kıbrıs sorunu Erdoğan-Putin görüşmelerinde gündeme gelmedi, Rusya Dışişleri Bakanı’nın Çavuşoğlu ile görüşmesinde takındığı tavır da Moskova’nın tezleri çerçevesi içerisindeydi.

RUMLARIN İZAHAT İSTEDİĞİ O AÇIKLAMALAR...

Üçüncü unsur da Türk basınında, Vladimir Putin’in Kıbrıs sorununda söylemiş gibi yansıttıklarına yeterli izahat verilmiş olmasıdır. Rus tarafı kesin bir dille, Putin’e atfedilen açıklamaların gerçeği yansıtmadığını ve böyle şeyler söylenmediğini ortaya koydu. Türk basınında yer alan haberlere göre Vladimir Putin, Kıbrıs’ta faaliyet göstermek isteyen Rus şirketlerinin ‘oradaki herhangi bir kriz ve tehlikeyi yönetmenin kendi sorumluluklarında olduğunu bilmeleri gerektiğini söyledi ve Moskova’nın Kıbrıs’ın içinde veya etrafında doğal gazla ilgili herhangi bir çalışmaya müdahil olduğunu reddetti.”