Mülkiyetle ilgili anlaşmazlıkların halli için çözümden sonra kurulacak “Mülkiyet Komitesi’ne süper güçler verilme çabası” ve diğer bir dizi nedenden dolayı mülkiyette büyük zorluklar saptandığı haber verildi.

Fileleftheros “Mülkler Sıcak Patates... Gündemde Mal Sahibi ve Kullanıcı ‘Dengeleri’, Göçmenler ve Ekonomi... Komisyon ‘Betonlamaya’ Devam Ediyor” başlıklı manşet haberinde, kamuoyuna yapılan açıklamaların aksine müdahillerin, mülkiyet görüşmelerinde takılma ihtimali gördüklerini yazdı.

Bilgi sahibi bir kaynağı işaret ederek, meselenin Eylül’de netleşeceğini, hukuki ve ekonomik birçok konunun da gerek müzakereciler, gerek Akıncı ve Anastasiadis düzeyinde görüşmeye açılacağını yazan gazete “iki tarafın ortaya koyduğu tezlerin, var olan anlaşmazlığı doğruladığına” işaret etti.

Gazete, mülkiyette, Mülkiyet Komitesi’nin sahip olacağı yetkiler dışında, “henüz derinine inilmeden saptandığına” işaret ettiği “büyük zorlukları” şöyle sıraladı:

“1- Yasal mal sahibinin ve kullanıcının haklarını belirleyecek kriterlerin netleştirilmesi gerekiyor. Her iki tarafın da mülklerdeki ilk söz hakkının kimde olduğuna dair tezleri ortadayken bu, zor argüman addediliyor.

2-Kıbrıs Rum tarafı Mülkiyet Komisyonu’nun kararından tatmin olunmaması halinde kişilerin ada içindeki ve dışındaki mahkemelere başvurma olanağına sahip olması gerektiği görüşünde. Türk tarafı bu tür konuların mahkeme yoluyla çözülmesini uygun bulmuyor görünüyor. Annan planında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ve diğer mahkemelere başvuru yasaklanmış, komite kararları kesin son karar addediliyordu.

3-Bir sonuca varılmamış olmasına karşın müzakere masasında alternatif konutlar konusu da var. Yani, etkilenenlerin, ikamet etmekte olduğu oluşturucu devletçik içerisinde, devlet tarafından kendisine verilecek ev/mal edinme olanağına sahip olması.

4-Kıbrıs Rum tarafı mülkiyetten etkilenen sivil toplum örgütlerine, kullanım kaybı konusunun da görüşüleceğini taahhüt etti. Mesele, gerek bunca tazminatı gerekse kullanım kaybını kimin ödeyeceğidir. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin kısa süre önce Lefkoşa’daki yabancı büyükelçileri bilgilendirirken, ekonominin sorun olmaya devam ettiğini, maliyetin çok yüksek olduğunu ve kendisinin şahsen yatırımcı arayışında olduğunu söylediğine işaret ediliyor.”

TMK ÇALIŞMALARINA DEVAM EDİYOR

Gazete haberinin “Komisyon, Normal Çalışmasına Devam Ediyor... Müzakereler Nedeniyle İşleyişinde Hiçbir Değişiklik Olmadı” başlığıyla ayırdığı bölümünde, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK)  ne faaliyetlerinde, ne de TMK’ya yapılan başvurularda müzakereler ve “iyi ortam” kaynaklı hiçbir değişiklik olmadığına dikkat çekti.

Gazete, TMK’nın Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in görüşmelere başladığı 15 Mayıs’tan bu yana 9 Rum başvurusunu karara bağlayarak 2 milyon 700 bin Euro ödeme yaptığını, 15 Mayıs’tan üç ay öncesinde de yaklaşık 30 başvuruyu karara bağlayarak 9 milyon 200 bin Euro ödediğini kaydetti.

Haberde, Türk tarafının TMK’yı mülkiyetin çözüm mekanizması görmeye devam ettiği ve müzakereler nedeniyle hakkında siyasi karar almadığı görüşü ortaya konuldu.

GÜNEY KIBRIS’IN MÜLKİYET KRİTERLERİ

Öte yandan Simerini, mülkiyetle ilgili kriterlerin, çalışma grupları ve yetkili makamlar tarafından yoluna konulacak bir dizi unsura ve “TC kökenli KKTC vatandaşları hakkında alınacak siyasi karara” bağlı olacağını savundu

Gazete, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’e,  hukukçular grubu ve Anastasiadis’e asiste etmekte olan diğer gruplara yakın kaynaklara işaret ettiği haberinde, mülkiyet kriterlerinin görüşülmesinde ciddiyetle dikkate alınacakları şöyle sıraladı:

“Tapu Dairesi’ne ve işgal rejiminin sözde makamına verilecek talimatla İşgal bölgelerindeki Kıbrıs Rum ve özgür bölgelerdeki Kıbrıs Türk mallarının tamamının durumu ve kullanıcılarıyla ilgili verilerinin kaydedilmesi.

Müzakere heyetleri her Tapu Dairesi ve işgal rejiminin ilgili makamına uzun zaman önce ilgili direktif verildi. Alınacak kayıtlar müzakere heyetine verilecek. Liderlerin, hangi malların altyapı (yol, hastane, göçmen evi, büyük inkişaf, v.b.), hangilerinin terk edilmiş/kullanılmayan mal, hangilerinin kullanılmakta olan mal olduğunu ve kimler tarafından kullanıldığını bilmesi büyük önem taşıyor.

RUM YÖNETİMİ TERCİHLERİ KONUSUNDA RUMLARIN NABZINI YOKLUYOR

Müzakere heyetine, aynı öneme sahip bir başka unsur olan; alternatif tedavilerden (iade, tazminat, takas) hangisinin öncelikli tercih olduğuna dair bir süredir yapılmakta olan kamuoyu yoklamalarının sonuçları da verilecek. Başkanlık bir süredir ilgili birimlerin işbirliğinde bu tür kamuoyu yoklaması-araştırmalar yaptırıyor. Bu araştırma-yoklamalardan ortaya çıkan, kulağa garip gelse de iadenin, hatırı sayılır miktardaki göçmenin birinci tercihi olmadığı, birinci tercihin takas, ikincisinin de tazminat olduğudur. Bu göstergeler politika belirleme zemini değil ancak çetin pazarlık çerçevesinde dikkate alınması gereken unsurdur.

KIRMIZI ÇİZGİ, TC KÖKENLİ KKTC VATANDAŞLARININ TÜMÜNÜN GİTMESİ

Bütün bu sayılanlar, Başkan Anastasiadis’in ve müzakere heyetinin, ‘taşıma yerleşiklerin tamamının ayrılması’ ile ilgili kırmızı çizgisi kabul edilmeden bir önem taşımıyor. Neredeyse tamamı çekildiğinde, yıllardır tasarruflarında bulundurdukları büyük miktardaki Kıbrıs Rum malı serbest kalacağı için yerleşikler konusunda nihai karar alınması gerekiyor.

İleri aşamadaki ve perde gerisindeki hükümet içi tartışmalarda zemin kazanan bir Kıbrıs Rum müzakere tezi de bugünkü ‘kullanıcıya’ tanınacak herhangi bir hakkın hiçbir şekilde -yıllarca Kıbrıs Rum malında yaşamış olsalar dahi, bu malı inkişaf ettirmiş olsalar dahi- asla ve hiçbir şekilde yerleşiklerin adada kalmasıyla ilgili olamayacağıdır. Kıbrıslı Türklerin tasarrufunda bulundurduğu Rum mallarıyla ilgili mesele bu kadar karmaşık olmayacak çünkü Kıbrıslı Türklerin özgür bölgelerde malları var ve muhtemelen iadesini isteyecekler.

KIBRISLI TÜRKLERİN KULLANICI HAKKINA KISITLAMA

Hükümet çevreleri, çözümden sonra kurulacak Mülkiyet Komitesi’ne, mal sahibi ile kullanıcının aynı malı talep edeceği münferit durumlarda gidileceğini değerlendiriyor. Ancak bunlarda da kişisel mülkiyet hakkı geçerli olacak ve sözde kullanıcıların, bu malda neden kendisinin de hakkı olduğu konusunda ikna etmek için argüman ortaya koyması ve belirlenecek çok katı kriterleri yerine getirmesi gerekecek.

Bu meselelerle ilgilenen grubun Rum üyesi gazetemize ‘kimin kullanıcı görülebileceğinin açıkça tanımlanması çok önemlidir. Bu nedenle, bu terimin bu sıfata sahip olmak isteyenleri mümkün olduğunca azaltmak için büyük bir savaş verilecek’ dedi.”