Simerini, Kıbrıs sorunundaki çalışmaların, “Türkiye’deki başarısız darbe girişiminin ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ülke siyasi sahnesinde mutlak hâkimiyetinden sonra nasıl siyaset yapacağına dair sarih işaretlerin gölgesinde” devam ettiğini savundu.

Gazete “Kıbrıs Sorunu İçin ‘Bekleme’ ” başlıklı haberinde,  bu dönemin, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in bu ay için 6 görüşme planladığı ve yılsonuna kadar prosedürü hızlandırma kararı aldığı yoğun bir dönem olduğuna dikkat çekti ve Rum siyasilerin dün düzenlenen çeşitli anma törenlerinde yaptığı açıklamaları aktardı.

“BULUNACAK ÇÖZÜM KIBRIS HELENİZMİ’NİN İTİBARINI VE VAROLUŞUNU GÜVENCE ALTINA ALMALI”

Habere göre Rum Yönetimi Başkanlığı’nı vekaleten yürütmekte olan Meclis Başkanı Dimitris Şilluris dün, durumdan kaygı belirterek “olguları soğukkanlılıkla analiz edip doğru planlama yaparak, yeni yaklaşımları da inceleyerek dayanaklarımızı ve nispi avantajlarımızı değerlendirmeliyiz ki Kıbrıs sorununa bulunacak çözüm Kıbrıs Helenizmi’nin itibarını ve varoluşunu güvence altına alsın” dedi.

Yeniden iyimser olmaları ve daha önce hiç olmadığı kadar kendi güçlerine güvenmeleri gerektiğini de söyleyen Şilluris, büyük güçlerin bölgede menfaatleri olduğunun bilinciyle “varoluşlarını ve refahlarını bu güçlerin menfaatleri aleyhine olmadan ama onlara boyun da eğmeden ve hakları teslim etmeden başarmaları gerektiğini”  söyledi.

Şilluris “Yeni nesillere özgür bir Kıbrıs bırakabilmemiz için Kıbrıs sorununun çözümü sadece bize bağlı değil. Bize bağlı olan; bütün vatandaşların yolsuzluklardan uzak, çağdaş yaklaşımlarla, düzgün yönetilen ilkelere dayalı bir devleti işletmektir” ifadesini kullandı.

“TOPRAK VE MÜLKİYETTEN OLUMLU SONUÇ ÇIKARSA ÇÖZÜME CESARET ETMELİYİZ”

DİSİ Başkanı Averof Neofitu “Kıbrıs müzakerelerinden olumlu bir sonuç çıkarsa, çözüme cesaret etmeliyiz. Daha iyi bir Kıbrıs için çalışıyoruz ve daha iyi bir Kıbrıs birleşik Kıbrıs’tır” dedi, şunları ekledi:

“Türkiye iyi niyet gösterir, tek yanlı (müdahale) haklarından, garanti politikalarından vazgeçmeye ve Kıbrıs’ta Türk askeri varlığı olmamasına hazır olursa önümüzdeki aylarda önümüzde önemli bir fırsat penceresi görüyorum. Mülkiyete ve Toprağa bakmamız gerek. Olumlu bir sonuca varılırsa (çözüme) cesaret edelim.”

Zaman geçtikçe bugün Kuzey’de bulunan yerlerle teması/ bağı olan kişilerin yok olduğuna, birkaç 10 yıl sonra hiç kalmayacağına dikkat çekerek “zaman düşmanımızdır” diyen Neofitu, Rum tarafında tartışılmakta olan çözüm modeliyle ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“İki Bölgeli iki toplumlu federasyonun dezavantajları var. İyi de üniter devletin yok muydu? Yoksaydı neden bugün olduğumuz noktaya geldik? Yani, çözümün şekli mi sorun? Bu konuyu siyasi argümanlar da ortaya koyarak derinlemesine tartışmalıyız.”

“KABUL EDİLEBİLİR TEK ÇÖZÜM…”

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu “Kıbrıs sorununda kabul edilir tek çözüm, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve birliğini tesis edecek çözümdür” dedi, şunları ekledi:

“BM kararlarına, Doruk Anlaşmalarına, Uluslararası hukuka ve Avrupa hukukuna dayalı; Kıbrıs’ı askersizleştirecek ve yabancı kuvvetlerin ülkenin içişlerine herhangi bir müdahale hakkını dışarıda bırakacak; toprağı, halkı, kurumları ve ekonomiyi iki bölgeli, iki toplumlu, BM metinlerinde ifade edildiği gibi siyasi eşitliği olan bir federasyon altında yeniden birleştirecek bir çözüm. AKEL bu ilkelere dayanmayan bir anlaşmayı desteklemeyecek. ”