Alithia gazetesine göre Rum siyasiler, gerek yazılı gerekse sözlü açıklamalar yaparak rapora yönelik eleştiriler yönelttiler.

Haberi “BM Genel Sekreteri’nin Raporu Lefkoşa İçin Soğuk Duş Etkisi” başlığıyla veren gazete Rum Hükümeti’nin, dün, raporun içeriğine ilişkin hayal kırıklığını ve hoşnutsuzluğunu dile getirdiğini belirtti.

Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, konu hakkında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, müzakerelerin askıya alınmasına neden olan Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki “meydan okumaları” konusunda, raporun, olayları, gerçekleri aktarmadığını savundu.

Raporda, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının sürekli çiğnendiği” şeklinde net bir ifadenin bulunmadığını ifade eden Hristodulidis, ayrıca “Münhasır Ekonomik Bölge içerisinde yasa dışı sismik araştırmaların yapıldığından” da hiç söz edilmediğini belirtti.

Hristoudilidis, insani bir konu olan kayıplar ve de Türk makamlarının Kayıp Şahıslar Komitesi ile işbirliği yapmasına yönelik ifade edilen değerlendirme konusundaki yetersiz ifadelerden dolayı hükümetin duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.

Rapor içerisinde, “Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik kalkınmasını engelleyen güya kısıtlamaların ve engellemelere ilişkin oldukça talihsiz iddiaların” bulunduğunu savunan Hristodulidis, raporda ayrıca Kıbrıslı Türklerin küreselleşen dünyada özlü bir şekilde yer almamasından bahsedildiğini belirtti.

Hristodulidis açıklamasının devamında, tarafsızlık bahanesi altındaki eşit mesafe yaklaşımının Türkiye’yi cesaretlendirdiğini ve mevcut durumu daha da kötüleştirdiğini ileri sürdü.

PARTİLER

Filelelftheros gazetesi BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un, Barış Gücü raporunun “olumsuz içeriğinin” tüm siyasi partilerin tepkisine neden olduğunu, partilerin özellikle Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonlar ve enerji konusundaki iki ifade üzerinde durduğunu yazdı.

Habere göre DİSİ yaptığı açıklamada belirli ifadelerin, gerçekleri yansıtmamakla kalmadığını ayrıca Kıbrıs sorunun mevcut zor aşamasının idare edilmesinde önemli sorun yarattığını belirtti.

Kıbrıslı Türklerin izolasyonuna ilişkin olarak DİSİ, Kıbrıslı Türklerin sorunlarının Türk “işgalinden” kaynaklandığını, bu konuya ilgi duyanların Türkiye’ye başvurması gerektiğini ileri sürdü. 

Raporu, dengesiz olarak nitelendiren AKEL, Türk “meydan okumalarına” yaklaşım şeklinin, sadece krizin artmasına katkı sağlamadığını, ayrıca Türkiye’yi, meydan okumalara devam etmesi yönünde cesaretlendirdiğini de savundu.

Kıbrıslı Türklerin izolasyonu konusunda ise AKEL bu konunun ancak Kıbrıs sorunun çözümü aracılığıyla kapanacağını belirtirken bu tür zamansız ve yersiz ifadelerin, bölücü eğilimleri cesaretlendirdiğini savundu.

DİKO partisi açıklamasında, sürmekte olan Türk “işgali” ve Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki “meydan okumalar” şeklindeki Kıbrıs’taki durumları kaydetmek yerine Ban’ın kaygısının, Kıbrıslı Türklerin izolasyonu olduğunu belirtti.

DİKO Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e de bu konuda sorumluluk yükledi.

Türk “meydan okumalarının” raporda yer almamasını, ciddi şekilde yakışıksız olarak nitelendiren KS EDEK partisi, yedi yıl sonra Kıbrıslı Türklerin izolasyonundan bahsedilmesini de şaşırtıcı olarak değerlendirdi. 
KS EDEK açıklamasında ayıca BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin görevini yerine getirme şekline ilişkin kaygıyı da dile getirdi.

Rum Vatandaşlar İttifakı ise, BM Genel Sekreteri’ni, uluslararası hukuku çiğneyen bir ülkenin tarafını tutmakla eleştirdi.

İttifak ayrıca Kıbrıs Rum makamlara yönelik ifadenin de BM tüzüğünü ihlal ettiğini belirtti.

Ekologlar ve Çevreciler Hareketi, Ban Ki Moon ve Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin tavrını “kabul edilemez” buldu ve Ban ve Eide’yi, “trajik ikili” olarak nitelediği Kofi Annan-Alvaro De Soto ikilisine benzetti.

EVRO.KO ise açıklamasında BM’nin, Türkiye’nin “yasa dışılıklarına” göz yumduğu sürece Kıbrıs sorunun çözümünden uzaklaşılacağını savundu.