Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, anlaşmanın AB’nin birincil hukuku olmasından söz etmesi üzerine Rum Yönetimi’nin, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in 15 Temmuz’daki ziyaretinden beklentilerinin daha da yükseldiği haber verildi.

Haftalık Kathimerini “Lefkoşa AB’nin Kıbrıs Sorununa Özlü Müdahale Etmesi Beklentisinde” başlıklı haberinde Rum Yönetimi’nin, AB’nin müzakerelere katılımının, sembolik varlık göstermek değil, özlü müdahale şeklinde cereyan etmesini istediğini yazdı.

Habere göre “Annan planı referandumu deneyimine” işaret eden Rum Yönetimi, Rum toplumunu çözümü onaylamaya ikna etmede işini kolaylaştırmak için; çözümün Avrupa müktesebatına uygunluğu ve uzlaşılanların uygulanmasının güvence altına alınması gerektiğini savunarak AB’nin müzakerelere katılımını bu iki noktada değerlendiriyor.

AB’nin müzakere prosedürüne katılım şeklinin, Juncker’in Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’le ara bölgedeki ortak görüşmesinde açıklamasının beklendiği kaydedilen haberde “hükümet kaynaklarının basına sızdırdığı üzere Lefkoşa AB’nin katılımının, sembolik varlık göstermek değil gelişmelere özlü müdahale şeklinde olması beklentisindedir” ifadesini kullanıldı, özetle şunlar kaydedildi:

“Diplomatik kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre Lefkoşa açısından bu pratik, (atanacak) Avrupalı temsilciye müzakerelere aktif katılma ve her iki tarafça masaya konulan ancak Avrupa müktesebatına uygun olmayan önerilerin geri çekilmesi için müdahale etme yetkisi verilmesi gerektiği anlamına geliyor.

Lefkoşa bunun yanında, müzakerelere katılacak Avrupalı temsilcinin, bu aktif katılımı ile AB adına, Avrupa standartlarında ve Avrupa ilke ve değerlerine uygun olacak işleyebilir çözümün uygulanması yetkisini alması beklentisindedir.

Anastasiadis hükümetinin AB’nin katılımından beklentiler, Mustafa Akıncı’nın Brüksel’deki son açıklamalarından sonra daha da büyük önem kazanıyor.  Akıncı Avrupa Komisyonu başkanı Juncker’le görüşmesinin ardından AB’nin, bir çözümün ve anlaşmanın AB’nin birincil hukuku olması için çalışmayı kabul etmekte olduğunu söylemişti.

Yetkili bir kaynak gazetemize ‘Mustafa Akıncı müzakere masasında başka kamuoyu önünde başka konuşuyor, bu da bizi endişelendiriyor’ dedi. Akıncı’nın son açıklamalarından bağımsız olarak, genel çözümün Avrupa müktesebatına uygunluğu ilkesinde iki tarafın müzakere masasındaki tezleri örtüşüyor.”