Rum Ombudsman Eliza Savvidu Rum tarafında insan ticaretinin, en ciddi insan hakları ihlali türlerinden biri olmaya devam ettiğini vurguladı.

Savvidu, asli (medeni) suçlardan hüküm giyenlerin tutukluluk şartlarından,  aile içi şiddete, kişinin ‘aciz’ ilan edilerek bütün haklarını kaybetme kolaylığına ve polis şiddetine,  mültecilerin barındırıldığı/tutulduğu yerlerin uygunsuzluğundan ve Kıbrıslı Türklerin çocuklarına vatandaşlık verilene kadar yaşatılan zorluklar v.b. konularda kişi insan haklarının ihlal edilmekte olduğunu açıkladı.

Fileleftheros “Ombudsman’dan Tokat… Bir Dizi Konuda İnsan Hakları İhlali Görüyor” başlıklı haberinde Eliza Savvidu’nun, insan hakları ihlaliyle ilgili Rum Meclisi İnsan Hakları Komitesi’ne dün sunduğu görüş yazısından alıntılara yer verdi.

Habere göre görüş yazısında, “insan ticareti, ülkemizdeki ciddi insan hakları ihlali türlerinden biri olmaya devam ediyor” vurgusunu yapan Savvidu, “sürekli değişkenlik gösteren bu suç cinsel istismar,  emek sömürüsü, evlat edinme maksatlı çocuk satışı, organ ticareti,  zorla nikâh, dilencilik, üniversite öğrencilerinin dolandırılması, v.b. ile ilgilidir” dedi.

Güney’de insan ticareti kapsamına girmemekle birlikte yaygın emek sömürüsü olduğunu, bunun da ciddi insan hakları ihlaline girdiğine işaret eden Savvidu, “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşlığı almak için başvuru yapan Kıbrıslı Türk çocuklarına genellikle sorun çıkartıldığını, dolayısıyla haklarındaki incelemenin geciktiğini anlattı, şunları söyledi:

“Başvuruların inceleme süresinin makul bir süre içerisinde tamamlanması, kriterlere haiz olan bütün başvuru sahiplerine vatandaşlık verilmesi ve başvuru sahiplerine, haklarındaki incelemenin seyri ve sonucu hakkında bilgilendirme pratiği benimsenmelidir.”

Savvidu Rum tarafında ikamet eden her 5 kişiden biri Rum olmamasına rağmen şu ana kadar mültecilerin topluma entegrasyonuyla ilgili hiçbir siyaset uygulanmadığını, özellikle Muhaceret makamlarının uzun süre (10 yıldan fazla) Güney’de ikamet etmiş ve orada kök salmış aileleri tanımakta isteksiz davrandığını belirtti, şöyle devam etti:

“TOPLAMA KAMPI ŞARTLARI HAKİM”

“Mülteci kökenli çocuklar burada doğuyor veya büyüyorlar, okullarda okuyorlar ve kaynaşıyor, kapsamlı bir kurumsal entegrasyon çerçevesi olmaması durumu çok zorlaştırıyor. Özellikle çocukların ve ailelerinin ikamet statüsü, sınır dışı edilmekten korunmaları, vatandaşlığa erişimleri, sağlık hizmetlerine ve sosyal yardıma erişimlerinde acizlik var.

Mennoya’da son aylarda gerilim ortamı hakim. Orada tutulanlar çeşitli protestolarda bulunuyor.  Kişiler, sınır dışı edilene kadar burada çok uzun süreler tutuluyor.

Sığınma taliplerinin tutulduğu Köfünye’deki merkez aşırı dolu. Toplama kampı, toplumsal dışlama şartları hakim.  Küçük çocuklar, kadınlar, tek ebeveynliler, sağlık sorunu olanlar ve özellikle travmatik geçmişi olanlar çok uzun süreler burada tutuluyor.”

Gazeteye göre polis şiddetiyle ilgili raporunda da şiddet eğilimli polislere yönelik eylem planı hazırlanmasını öneren Savvidu bu planın tepki yöntemleri, koruma tedbirleri, eğitim, polis şiddetinin denetimi ve vatandaşa şiddet uygulayan polislere disiplin soruşturması, cezai yaptırım uygulanmasını istedi.