Rum Dışişleri Bakanlığı ile Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in, Avrupa’nın iç güvenlik konuları hakkında Brüksel’deki Rum daimi temsilcisine ilettiği çizginin, Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas’ı haklı çıkarır şekilde NATO karşıtı olduğu haber verildi.

Simerini Brüksel çıkışlı haberini “Kasulidis Avrupa’da Hristofyas Şapkasıyla… Güvenlik, NATO ve Barış İçin Ortaklık Konularında Pozisyon Değiştiriyor… Dışişleri Bakanlığı’ndan NATO’nun Önemli Rolünün Silinmesi Direktifleri” başlığıyla manşete çekti.

Gazete Kasulidis’in, Avrupa Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Elmar Brok’un hazırladığı (Ortak Dış Siyaset ve Savunma Politikası) rapor hakkında, Rum ve yabancı Avrupa milletvekillerine iletilmek üzere Rum daimi temsilcisine gönderdiği yeni çizgisinin, NATO karşıtı olması dışında Güney Kıbrıs’ın Barış İçin Ortaklık programına (partnership for peace-PfP) katılım meselesini rafa kaldırır nitelikte olduğunu yazdı.

Haberde Rum Yönetimi’nin çizgisinin şu iki ana ayağı bulunduğuna dikkat çekildi:

“1-NATO-AB ilişkilerinin derinleştirilmesi kabul ediliyor ancak bu iki örgütün özerkliğine vurgu yapılıyor.  Bu ilişkilerin derinleştirilmesini 2008’de dönemin başkanı Dimitris Hristofyas teyit etmişti. İki örgütün özerkliğine saygı ifadesi ise AB sözleşmesi ile sabittir. Yani 2008’de Hristofyas tarafından kullanılan özerkliğe saygı ifadesi, NATO-AB ilişkilerinin derinleştirilmesine yaktığı yeşil ışığı haklı göstermek kaygısıyla halkla ilişkiler maksadıyla kullanıldı.

2-NATO’nun Avrupa’nın top yükün güvenliği açısından önemli örgüt olduğuna inanç ifadesinin silinmesi. Dışişleri Bakanlığı’nın özellikle, NATO’nun Avrupa’daki öneminin silinmesi pozisyonu, Avrupa milletvekillerinin büyük çoğunluğu tarafından Hristofyas politikasının devamı olarak algılandı.”

Gazete bu muhakemesinin, Rum Dışişleri Bakanlığı’nın Anastasiadis hükümetinin göreve başladığı 2013’te ortaya koyduğu çizgiden çok farklı olduğunu, o zamanlar güvenlikle ilgili iki rapora Güney Kıbrıs’ın Barış İçin Ortaklık programına, yani NATO’ya katılımıyla ilgili ifadenin eklenmesini istediğini ve ifadenin, iki raporun da son haline eklenip onaylandığını hatırlattı.

Haberde, Kasulidis’in 2008’de, meseleyi Avrupa Konseyi’ne götürebilmek için elinde Avrupa Komisyonu’dan olumlu bir sonuç olması gerektiğini belirterek, Barış İçin Ortaklık ile ilgili değişikliklerin her halükarda onaylanması gerektiğini vurguladığı ancak meseleyi Komisyon’a hiç götürmediği de hatırlatıldı.

Gazete Kasulidis’in bu politikasının, Kıbrıs sorununun NATO’nun müdahalesi olmadan çözülmesi halinde AKEL’i yanına almak ve NATO karşıtı cepheyi tatmin etmek ve etkisizleştirmek olduğu görüşünü de haberine ekledi.