Güney Kıbrıs’ın enerji planlamalarında, Kıbrıs sorunundaki gelişmelerden bağımsız olarak ilerlediği belirtildi.

Kathimerini gazetesi “The Blame Game ve Sondajlar” başlığı altında verdiği haberinde, Güney Kıbrıs’ın, sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB)” ve parseller için öneriler sunan şirketlerle ilgili planlamalarında “hızlı ritimlerde” ilerlediğini yazdı.

İlgili Teknik Komite’nin öneriler/tavsiyelerin Kasım ayı ortalarına kadar görüşülmek üzere Rum Bakanlar Kurulu’nun huzurunda olacağını ve aynı ayın sonuna kadar bir neticeye varılmasının beklendiğini aktaran gazete, bilgilere göre, enerji konularında her neye başlanırsa başlansın, bunun Kıbrıs sorunundaki gelişmelerden bağımsız olarak ilerleyeceği konusunda ısrarlı olunduğunu savundu.

Gazete, buna rağmen çözüm durumunda bir “blame game” faktörünün görünür olduğunu yazdı.

Yetkili kaynakların Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasındaki çabada başarılı olunmaması durumunda, Güney Lefkoşa’nın kabahatli olmak istemediğini kaydeden gazete, Rum başkanlık çevrelerinin de benimsediği bu görüşün arkasında enerji planlamasının yattığını belirtti.

Gazete bu planlamanın, yani 2017 yılında yapılması beklenen en az üç sondajın, Güney Kıbrıs’ın “başkahramanlığını” üstlendiği üçlü işbirlikleriyle birlikte ilerlediğine de dikkat çekti.

Anastasiadis’in Kahire ziyareti ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi ile gerçekleştirilen görüşmenin ardından bu kez Mısır Petrol Bakanı Tarek El Molla’nın Güney Kıbrıs’a gideceğini aktaran gazete, yetkili kaynakların, Güney Kıbrıs için zamanın, boru hattı ve Mısır konusunda ilerlenmesi zamanı olduğunu savunduklarını aktardı.

Total Başkanının Güney Kıbrıs’a gitmesinin beklendiğini de kaydeden gazete, aynı zamanda Güney Kıbrıs’ın sözde “MEB”ine artan ilgiden de ötürü teknik komitenin incelediği taleplerle ilgili sürecin hangi aşamada bulunduğuna dair soruların Anastasiadis çevresine kadar ulaştığını yazdı.

“KIBRIS STRATEJİK KÖPRÜ ROLÜNDE”

Öte yandan Simerini gazetesi, yukarıdaki başlıkla verdiği haberinde, Kıbrıs sorunundaki müzakerelerde başta güvenlik ve garantiler olmak üzere bazı konulardaki  “Türk uzlaşmazlığı” nedeniyle tıkanıklık olabileceğini ancak bölgedeki enerji kulislerinin ve çalışmalarının hiç azalmadan sürdüğünü iddia etti.

Kahire’deki Güney Kıbrıs-Yunanistan-Mısır arasındaki üçlü zirve, İstanbul’daki Dünya Enerji Kongresi’nde perde önü ve gerisinde yaşananlar, İsrail ile Türkiye arasındaki enerji konularında ilk resmi görüşme, KKTC- Türkiye elektrik anlaşması, Euroasia Interconnector projesinin sürdürülebilirliğiyle ilgili açıklamalara işaret eden gazete, tüm bunların enerji konusunun, siyasi kararları da etkileyerek stratejik koşulları değiştirebileceğini gösterdiğini yazdı.

Aynı zamanda Doğu Akdeniz’de “Türk kışkırtmalarında” yayımlanan NOTAM ile artış gözlemlendiğini iddia eden gazete, bu hengamenin içerisinde Güney Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz (İsrail, Mısır, Ürdün) ile Avrupa Birliği arasında köprü rolü oynamaya çalıştığını ve şimdiye kadar oynadığını ileri sürdü.

Gazete, Rum Hükümeti’nin bu dönemden itibaren 2017 Nisan ayındaki Total sondajına kadarki karar ve uygulamalarının önümüzdeki on yıl için belirleyici olacağını da savundu.