Rum Yönetimi eski başkanlarından merhum Spiros Kiprianu’un, “gerçekçi görünmediğini” bildiği halde Kıbrıs sorununa sürekli çözüm için uzun vadeli ümit sağlayacağına inandığı için NATO ve Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) katılım talebinde bulunduğu bildirildi.

Simerini, İngiliz Devlet Arşivi tarafından dün açıklanan 1985-86 dönemi gizli belgeleri arasında Kıbrıs’la ilgili iki de dosya bulunduğunu belirterek, zamanın Rum Yönetimi Başkanı Spiros Kiprianu’nun İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ile 14 Ocak 1985’te İngiltere Başbakanlığı’nda yaptığı görüşmeden bazı detaylara yer verdi.

Habere göre, Thatcher-Kiprianu görüşmesinde hazır bulunan Dışişleri Bakanı Geoffrey Howe, bu tür fikirlerin Kıbrıs sorununda yeni komplikasyonlar yaratma tehlikesi içerdiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin her halükarda garantörlükte ısrar edeceğini söyledi. Başbakan Thatcher da mevcut garanti düzenlemelerinin terk edilmesinin zor olacağını kabul etti.

THATCHER’DAN KİPRİANU’YA TELKİN

İngiltere Kiprianu’ya, toprak ve anayasal konularda anlaşmaya varılmadan Türk askerinin ve Türkiye kökenlilerin adadan ayrılmasında ısrar etmemesi telkininde bulundu ancak Kiprianu talebinde ısrar etti ve Türk askeri ayrılmadan, yetkiyi bırakmayı Rum Yönetimi açısından gerçekçi bulmadığını söyledi.

Kiprianu, Thatcher’e “Kıbrıslı Türklerin dönüşümlü başkanlık taleplerini geri çektiklerini ve yürütme erkinin de 1960 sisteminde kalacağı konusunda uzlaşıldığını ancak Kıbrıslı Türklerin yürütme erkinin bütün kararlarında veto hakkı ve Dışişleri Bakanlığı’nın her zaman Kıbrıslı Türklerde olmasını istediklerini” anlattı. Thatcher’den, “Kıbrıs’ın birliği için en iyi garanti olacağı” iddiasıyla Kıbrıs’ın NATO ve Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılımı önerisini incelemesini istedi.

Kiprianu’nun garantör güçlerle birlikte istişare fikrini yeniden gündeme getirmek istediği ancak Thatcher’in, zamanın uygun olmadığı gerekçesiyle bunu reddettiği ve “öncelik dolaylı görüşmelerde ilerleme sağlamaktır” dediği belirtiliyor. İngiliz gizli belgelerinde, garantörlerle istişareye Atina’nın tutumunun da olumsuz olduğu kaydediliyor.