Güney Kıbrıs’taki siyasi partilerin, Kıbrıs’a ilişkin Cenevre konferansını farklı okumaya devam ettiği belirtildi.

AKEL ve DİSİ, konferansı olumlu şekilde değerlendirerek müzakerelerde ilerleme olduğunu kaydetti. 

Diğer partiler ise Cenevre konferansının başarısız olduğu şeklindeki görüşlerini yinelediler.

Fileleftheros gazetesi ve diğer gazeteler, siyasi partilerin açıklamalarına geniş bir şekilde yer verdiler.

Habere göre DİSİ Başkanı Averof Neofitu, yaptığı açıklamada Cenevre’de Kıbrıs sorununa ilişkin olarak iki önemli gelişmenin kaydedildiğini, bunlardan birinin haritaların sunulması, diğerinin ise uluslararası toplumun, 1960 Garantörlük Anlaşması’nın devam etmesinin mümkün olmadığını kabul etmesi olduğunu savundu.

Neofitu, Türk tarafının-Kıbrıs Rum tarafının bununla hem fikir olmamasına karşın- harita sunması ve savaşta kaybedilen önemli bir toprağı Kıbrıs Rum idaresine iade etmesinin ilk olarak önemli olduğunu belirtti.

Neofitu açıklamasında ayrıca güvenlik konusunda, AB’nin gözlemci taraf, BM’nin ise Genel Sekreter düzeyinde katılımıyla,  “Kıbrıs Cumhuriyeti’”nin ötesinde, üç garantör ülkenin yer aldığı uluslararası  bir konferansta, 1974’ten bu yana, ilk kez, uluslararası toplumun tümü tarafından, 1960 güvenlik sisteminin devam edemeyeceğinin kabulünün yapıldığını savundu.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas ile anlaşmazlığına ilişkin olarak Neofitu, Yunan Dışişleri Bakanı Kocas’ın dile getirdiği, garantilerin kaldırılması, tüm askerlerin çekilmesine ilişkin görüşlerinin, kendi görüşleriyle mutlak şekilde örtüştüğünü ifade etti.

Neofitu, Kocas ile sohbetinde söylediği ve kamu oyuna da söyleyeceği şeyin, anlaşmazlık noktasının  ilkelere dayalı tezler olmadığı yönünde olduğunu belirtti.

Neofitu, “12 Ocak’ta, konferansın tamamlanmamasından önce yapılan ve konferansın sonuçlarını ilkelere bağlayan açıklamaların yapılmamasının daha iyi olacağı” görüşüne sahip olduğunu ifade etti.

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, dün yaptığı açıklamada, Cenevre’deki müzakere ile süreçte ileriki adımların atılmasının sağlandığını ifade etti.

Harita sunulmasının yeni bir perspektif açtığını ifade eden Kiprianu, sıkı bir müzakereyle Kıbrıs Rum tarafının hedeflerinin sağlandığını belirtti.

Güvenlik konusunda olumlu sonuç için ihtiyatlı bir iyimserliğini de dile getiren Kiprianu, Cenevre’deki müzakereleri “zor, sıkı ve yorucu” şeklinde nitelendirdi. 

Kiprianu, AKEL’in rolünün, düşüncelerini ve önerilerini dile getirerek Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e, Kıbrıs Rum tarafının görüşlerini şekillendirmekte yardımcı olmak olduğunu da belirtti.

DİĞER PARTİLER

EDEK açıklamasında, soğukkanlı ve objektif bir değerlendirme çerçevesinde, ortaya çıkan güya ilerlemeyle, bazı kişiler tarafından yaratılmaya çalışılan iyimserliğin gerçekleri yansıtmadığını belirtti.

Kıbrıs Türk tarafının sunduğu haritanın, herhangi bir kritere ve söz vermiş olduğu toprak oranına (yüzde 29.2) bile uymadığını savunan EDEK,  dört günlük görüşmelerde “Kıbrıs Cumhuriyeti” yararında herhangi bir şeyin ortaya çıkmadığını da belirtti.

Rum Vatandaşlar İttifakı, Türk yetkililerin açıklamalarına atıfta bulunarak bunun, Anastasiadis’in yanılsamalar siyasetinin iflasına ilişkin endişeleri ve görüşleri teyit eder nitelikte olduğunu dile getirdi.

Rum Vatandaşlar İttifakı ayrıca yeni bir stratejinin belirlenmesinin hayati öneme sahip olduğunu da ifade etti.

Dayanışma Hareketi Başkanı Eleni Theoharus, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları nedeniyle “İslam-faşisti” olarak nitelendirdi.

Theoharus, Erdoğan’ın garantiler, Türkiye’nin askeri varlığı ve dönüşümlü başkanlığın müzakere edilemez olduğu şeklindeki açıklamasının tek başına Cenevre konferansının başarısızlığını ortaya koyduğunu ifade etti.

Rum Ekologlar ve Vatandaşlar İşbirliği yaptığı açıklamada, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun davranışının Cenevre zirvesinin başarısızlıkla planlandığını ortaya koyduğunu iddia etti.

Ekologlar, Türklerin, ilk önce istediklerini aldığını daha sonra ise sorumluluğu Yunanistan ile Güney Kıbrıs’a atma girişiminde bulunduğunu da ileri sürdü.

ELAM ise açıklamasında Türkiye’nin yayılımcı isteklerinin ve Kıbrıs sorununun ütopyacılık ile yanılsamalarla göğüslenemeyeceğini savundu.

THEOHARUS’UN İDDİASI

Kathimerini gazetesine röportaj veren Dayanışma Hareketi Başkanı Eleni Theoharus, Kıbrıs Türk tarafının ilk kez harita sunmasının ve ilk kez Garantiler konusunun ele alınmasına ilişkin bir soru üzerine, Kıbrıs Türk tarafının, Anastasiadis’e göre kabul edilemez bir harita, “tuzak yemi haritası ve sahte(çakma) harita” sunduğunu iddia etti.

Theoharus, Kıbrıs Rum tarafının, harita sunulmaksızın, Garantilere ilişkin görüşmelerin başlamasını kabul edip etmeyeceği yönünde perde gerisinde yoğun faaliyetlerin yapıldığını savundu.

Mülkiyet, Yönetim ile ilgili onlarca diğer konunun çözümlenemediğine dikkati çeken Theoharus, Garantiler konusunda Türkiye’nin tezlerinde ısrarlı olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kıbrıs Cumhuriyeti’”nin başka topraklarını, Türk vatandaşlarını “Kıbrıs Cumhuriyeti’”nde kamu görevlisi olarak atamak istediğini iddia etti.

Theoharus, Cenevre’den erken ayrılma nedenlerini açıklarken, parti olarak ilk başta Cenevre’ye gitmeme yönünde görüşe sahip olduklarını daha sonra kendi düşüncelerinin de sürece katkı sağlayabileceği düşüncesiyle oraya gittiklerini belirtti.

Theoharus, açıklamasında daha sonra bunun işlev görmediğini, hiç kimsenin kendilerini dinlemediğini, Ulusal Konsey toplantılarının, Güney Kıbrıs’ta  yapılanlarla aynı şekilde olduğunu gördüklerini, haritaların ve belgelerin sızdırılması neticesinde Ulusal Konsey’in bazı üyelerine yönelik güven eksikliği ve şüphelerin duyulmasına bağlı olarak Cenevre’de olmaması gerektiği kanaatine vardığını söyledi.  

Theoharus bir başka soru üzerine Cenevre sonuçlarının ne olduğunu, hiç kimsenin bilmediği gibi kendisinin de  bilmediğini, Güvenlik konusunun çözümlenmediğini ifade etti.