Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki 10 ve 11 numaralı parsellerde petrol ve doğal gaz tespit çalışmaları için ruhsatı bulunan ancak bu alanlarda “sondaj yapılacak jeolojik katmanlar” bulmadığı gerekçesiyle faaliyetlerini sonlandırmaya kara veren Total’in, sözde “MEB” içerisinde kalmasını dört unsurun belirleyeceği ifade edildi.

Fileleftheros gazetesi “Total İçin Herkes Başkanlıkta-Şirketin Hidrokarbon Süreçlerinde Kalmasına İlişkin Top Rum Tarafında” başlıklı haberinde, Fransız Total şirketinin faaliyetlerine devam etmesini, tümü  Güney Kıbrıs’a bağlı olan, dört unsurun belirleyeceğini yazdı.

Bu unsurların, hukuki, siyasi, ekonomik ve teknik olduğunu yazan gazete, Rum Hukuk Dairesi’nin, Total şirketinin faaliyetlerine devam etmesini sağlayacak hukuki boyutlara yönelik olarak net çözümler önerdiğini kaydetti. Gazete Total’in, 10 ve 11 numaralı parsellerdeki faaliyetlerini sonlandırma kararının ardından Güney Kıbrıs’ta üstleneceği sorumluluklar ve haklarındaki herhangi bir değişiklik üzerine hukuka uygunluğu temel koşul olarak ortaya koyduğunu belirtti.

Habere göre siyasi, ekonomik ve teknik konuların ise Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis başkanlığında pazartesi günü yapılacak olan Siyasi Parti Başkanları toplantısında masaya yatırılması bekleniyor.

RUM BAŞKANLIĞI’NDAN AÇIKLAMA

Rum Yönetimi Başkanlığı dün bir açıklama yaparak Total ile gelişmeleri değerlendirdi.

Habere göre Başkanlıktan yapılan açıklamada, Total’in, yaptığı araştırmaların sonucunda, 10 ve 11 numaralı parsellerdeki araştırmaları sonlandırma niyetinde olduğunu 11 ve 12 Eylül 2014 (Türkiye’nin ilk NAVTEX açıklamasından önce) tarihlerinde hükümete ilettiği belirtildi.

Açıklamada ayrıca Rum Yönetimi’nin, Total’in işbirliğine devam etmesi isteğini göz önünde bulundurarak Fransız şirketi ile diyaloğu sürdürdüğü de belirtildi.

KASULİDİS AÇIKLAMA

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ise konu hakkında dün yaptığı açıklamada Total şirketinin, bu hedef için dikkate değer bir şey bulamadığı ve sondaj planlamalarından vazgeçeceği konusunda, “Barbaros hikayesinin” ortaya çıkmasından önce Rum Yönetimi’ni bilgilendirdiğini ifade etti.

Kasulidis, hükümet olarak kendilerinin istişareleri sürdürme yönünde çağrı yaptıklarını, Total’in de bunu kabul ettiğini belirtti.

DİĞER SİYASİLERİN GÖRÜŞLERİ

KS EDEK Başkan Vekili Marinos Sizopulos, yaptığı açıklamada, (Total’in) kararın arında belki de siyasi nedenlerin bulunduğunu söyledi.

EVRO.KO ve Çevrecilerin ise Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis tarafından konu hakkında bilgilendirmeyi bekleyeceğini yazan gazete, Rum Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas’ın ise Çin Halk Cumhuriyeti’nin Güney Kıbrıs Büyükelçisi ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, Çinli bir şirketin enerji konusuna duyduğu ilgiden bahsettiğini belirtti.

Fileleftheros gazetesi bir başka haberinde Lillikas ile Çin Büyükelçisi arasındaki görüşmenin ayrıntılarına yer verirken görüşmede Çin’in enerji alanında Güney Kıbrıs’a yatırım yapma ilgisinin de ele alındığını yazdı.

TC BAŞBAKANI DAVUTOĞLU’NUN AÇIKLAMALARINA DA YER VERİLDİ

Fileleftheros gazetesi ve diğer gazeteler Davos’ta bulunan TC Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Kıbrıs'ta barışa ulaşılabilirse Kıbrıs'ın çevresindeki doğalgaz da Türkiye'den geçecektir” şeklindeki açıklamasına yer verdi.

Simerini gazetesi Davutoğlu’nun açıklamasını “Bize Sormadan Karar Verdi” şeklinde verirken Alithia gazetesi “Türkiye’nin Hedefleri Kıbrıs’taki Barıştan Geçer” başlıklarıyla aktardı. Politis ise “Davutoğlu: Türkiye Kıbrıs Doğal Gazı İçin İstasyon” başlığını kullandı.

ARA ÇÖZÜM KONUSU

Politis gazetesi Güney Kıbrıs’ın kendi doğal gazını elde edene kadar ucuz elektrik üretimi için yurt dışından doğal gaz tedarik etmeyi planladığı “ara çözüm” olarak adlandırılan prosedüre yönelik ihale çerçevesinde teklif veren üç şirketten ikisinin, Rum Devlet Doğal Gaz İşletmesi’nin (DEFA) ihalenin üç ay daha uzatılması teklifini kabul ettiğini yazdı.

Habere göre Yunan konsorsiyumu  M&M şirketi ile Hollanda Vitol şirketi, DEFA’nın önerisini kabul etti.

Gazete ihale süreci içerisindeki İsrail Delek şirketinin ise dün öğlene kadar bu öneriye yanıt vermediğini, bunu kabul edip etmeyeceğinin ise şüpheli olduğunu yazdı.