Fileleftheros, Türkiye’nin Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisini Doğu Akdeniz’den çekmek için Rum yönetimine, bölgedeki bütün doğal gaz arama ve çıkarma faaliyetlerini askıya alma şartı koştuğunu, bunun da BM aracılığıyla Rum tarafına reçete olarak iletildiğini öne sürdü.

Gazete “Araştırmalara Genel Dondurma... Türkiye: Lefkoşa Enerji Projelerini Askıya Alsın, Barbaros Ancak O Zaman Çekilir... Diplomasi: Eide’nin Önerisinin Bütün Unsurları” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Türkiye’nin Rum yönetimine, ENI-KoGas konsorsiyumu tarafından 9’uncu parselde yapılmakta olan araştırma sondajı tamamlandıktan sonra, sözgelimi yeni ruhsat verme gibi, bu yöndeki diğer bütün faaliyetlerini dondurmasını önerdiğini yazdı.

Gazete Türk tarafının yaptığını savunduğu öneriye şöyle bir izah-yorum getirdi:

“Yani ENI’nin İtalyan şirketi olmasıyla alakalı malum nedenlerden dolayı şirketin araştırmalarını tamamlamasına izin veriyor, ardından da her şeyin dondurulmasını istiyor. Türkiye ‘karşılık’ olarak güya sahte devlet hesabına Ada’nın Güney bölgesinde yapmakta olduğu kendi araştırmalarını askıya alacağını söylüyor. Böyle bir reçetenin aslında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin enerji alanındaki planlarını etkisiz hale getirmeyi, daha çok da Ada’nın doğal gazını rehineleştirmeyi hedeflediği ortadadır.”

“YA DOĞAL ZENGİNLİKTEN ORTAKLAŞA YARARLANMA DİYALOĞU BAŞLAYACAK VEYA MEB’TEKİ ARAŞTIRMALAR SON BULACAK”

“Türkiye’nin, gerilimi yumuşatma mesajı vermek isteyen bu hareketleri Lefkoşa’yı ‘Ya doğal zenginlikten ortaklaşa yararlanma diyaloğu başlayacak veya Kıbrıs MEB’indeki araştırmalar son bulacak’ ikilemiyle karşı karşıya getiriyor. Böyle bir önerinin Lefkoşa tarafından tartışma konusu bile olmadığı ortadadır, cevabı da halen verildi” ifadelerine yer verdi.

Gazete BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Ada’ya getirdiklerinden, müzakerelerin yeniden başlamasına olanak tanıyacak yakınlaşma ihtimali görünmediğini yazdı ve özetle şunları ekledi:

“Ne olacak? Kriz Türkiye tarafından devam ettirilecek, oldubittiler ileri götürülerek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin taleplerini geri çekmeye zorlanması maksadıyla Lefkoşa’ya baskılar artırılacak. Bilgi sahibi kaynakların işaret ettiği üzere Türkiye ipi gerecek, gerilimi sürdürecek, Erdoğan bir istasyon unsur olsa dahi sıcak olay çıkarması ve oku yaydan çıkarması söz konusu değildir.”

Gazete haberinin “Eide’nin Önerisi Bu” başlığıyla ayırdığı bölümünde ise Ankara, Atina ziyaretlerinin ardından Ada’ya gelen Eide’nin, ana unsuru Kıbrıslı Türk, Rum ve muhtemelen yabancı uzmanlardan oluşacak ortak bir komite kurulması olan formülü konusunda nabız yokladığını belirtti

EIDE’NİN TARAFLARA SUNDUĞU 5 MADDELİK FORMÜL

Bu ortak siyasi komitenin karar almayacağını, doğal gazın çözümden sonraki dönemde değerlendirilmesiyle ilgili inceleme ve değerlendirmeler hazırlayacağı izahında bulunan gazete edindiği bilgilere dayanarak BM’nin formülünün şunlarla ilgili olduğunu yazdı:

“1- Hidrokarbonlarla ilgili Kıbrıslı Türkler ve Rumlardan oluşacak ortak bir komite kurulacak.

2-Türk araştırma gemisi Barbaros bölgeden ayrılacak.

3-Kıbrıs müzakereleri yeniden başlayacak.

4-BM Genel Sekreteri müzakerelerle ilgili ilerleme raporu sunacak

5-Kıbrıslı Türk Müzakereci Ergün Olgun’un Atina’ya, Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis’in de Ankara’ya gitmesiyle çapraz temaslar prosedürü de yeniden başlayacak.

Başkan Anastasiadis bu öneriyi siyasi partilerle de görüşecek ancak bu ortak komitenin kurulmasını malum nedenlerden dolayı kabul edemeyeceği açıktır.”

Haftalık Kathimerini “ABD: Gaz Kıbrıs Sorunundan Önce” başlıklı haberinde, ABD’nin Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi John Koenig’in geçen hafta Rum tarafında gerçekleştirilen ekonomi konferansında, bu dönem Doğu Akdeniz’de hidrokarbonların oynamakta olduğu rolü II. Dünya Savaşı sırasında Avrupa’da kömür ve çeliğin oynadığına işaret ederek Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ve Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in vizyonunu paylaştığını söylediğini yazdı.

ABD’YE GÖRE DOĞAL GAZ KONUSUNDA “MODUS VIVENDİ”YE VARILMALI

ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Enerji İşleri Koordinatörü ve Özel Temsilci Vekili Amos J. Hochstein’in Güney Kıbrıs ziyaretinin, Washington’un; Güney Kıbrıs ve Türkiye’nin, Kıbrıs sorununun çözümünden bağımsız olarak doğal gaz konusunda bir “modus vivendi”ye (geçinme tarzı) ulaşması gerektiği mesajını teyit ettiği de belirtilen haberde özetle şunlar aktarıldı:

“ABD Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde olabilecek bir doğal gaz tartışmasından ortaya çıkabilecek komplikasyonlardan kaçınmak istiyor. Kıbrıs sorunundaki gecikme doğal gazdan yararlanma konusunda da komplikasyon yaratıyor çünkü uluslararası piyasalardaki şartlar hidrokarbon şirketlerinin daha fazla beklemesine olanak tanımıyor.

Doğal gazın Kıbrıs müzakerelerinin bir parçası olduğunu ancak tek başına çözüm olmadığını teslim eden Amerikalılar Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye ve Kıbrıslı Türkler için tek seçeneğin doğal gaz konusunda Kıbrıs sorununun çözümünden önce anlaşmak olduğunda ısrar ediyor.

Yetkili analizciler, ABD’nin doğal gazın bölgede kayıp bir fırsata dönüştüğünü görmek istemediğini söylüyor. Verdiği mesaj da, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bugün MEB’de gözlemlenmekte olan gerilimlere çok da önem vermediği yolundadır. Bunu ‘doğal ve oyunun parçası’ olarak görüyor.

Diplomatik kaynaklar bu gerilim sahnesinde ABD’nin rolünün şu olacağını söylüyor: ‘Gerilimin tırmanmasını izleyecek ve kontrolden çıkması halinde dayatmada bulunacak. ABD’den fazla bir şey yapması beklenmiyor.’

ABD bir yandan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin doğal gaz konusunda Kıbrıslı Türklerle anlaşması gerektiğini önerirken öte yandan krizin Lefkoşa’nın Kıbrıslı Türklerle değil Ankara ile ilişkileriyle alakalıdır diyor. ABD’nin telkinine kulak verilecek olunursa, Kıbrıs’ın konu hakkında hangi tarafla uzlaşıya varması gerektiği açık değildir. Bu çelişki, hidrokarbonlar konusunda bir uzlaşı sağlanacaksa Washington tarafından cesaretlendirilmesi için var olan ihtiyacın büyüklüğünü gösteriyor.”