Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB)” içerisindeki 6, 8 ve 10 numaralı parseller için çıkılan 3’üncü tur ruhsat ihalesinin sonucunda, bu parseller için sekiz şirket tarafından yapılan toplam altı başvurunun değerlendirilmesine yakın zamanda başlanacağı haber verildi.

Politis gazetesi “MEB’le İlgili Tekliflerin Değerlendirilmesine Başlanıyor” başlıklı haberinde, “Hidrokarbon Danışma Komitesi’nin” dün ilk toplantısını yaptığını ve Komite’nin ilgili yasa temelinde, 3’üncü tur ihale çerçevesinde yapılan altı başvuruyu değerlendireceğini belirtti.

Rum Bakanlar Kurulu’nun, her bir parsel için seçilecek başvurularla ilgili olarak, Kasım ayı sonunda karar almasının beklendiğini kaydeden gazete, bunu ise şirketlerle yapılacak müzakerelerin izleyeceğini ifade etti.

Gazete, nihai sözleşmelerin ise 2017 yılının ilk iki ayında imzalanmasının öngörüldüğünü belirtti.

Hidrokarbon Danışma Komitesi’nin dün ilk toplantısını yaptığını ve ilk toplantının komitenin sorunsuz işlemesi için prosedürle ilgili meselelere ayrıldığını izah eden gazete, başvuruların değerlendirilmesinin ise muhtemelen bir sonraki toplantıda başlayacağını ifade etti.

Gazete, değerlendirme sırasında Hidrokarbon Danışma Komitesi’nin, devlet yetkilileri ile özel danışmanlardan uzman yardımı alacağını ve bunların arasında yıllardır Rum Yönetimi ile işbirliği yapmakta olan “Beicip Franlab’ın” bulunduğunu da ekledi.

LAKKOTRİPİS “RADYO PROTO’YA” DEMEÇ VERDİ

Öte yandan Simerini gazetesi ise “Yunanistan ve Mısır’a Öncelik” başlıklı haberinde, Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in dün “Radyo Proto’ya” verdiği demece geniş bir şekilde yer ayırdı.

Gazeteye göre Lakkotripis, demecinde, gerek kendisi, gerek de Hükümetin, şirketlerin 3’üncü tur ihaleye gösterdikleri ilgiden memnun olduklarını dile getirdi.

ExxonMobil ve Qatar Petroleum gibi şirketlerin ihaleye teklifte bulunmalarının önemli olduğuna işaret eden Rum bakan, demecinde, Güney Kıbrıs-İsrail ilişkileri, Türkiye’ye yönelik boru hattı, Ankara’nın ileri sürülen tehditleri aynı zamanda gelecekteki enerji planlamalarıyla ilgili sorulara da yanıt verdi.

Öte yandan gazete, Rum siyasi partilerinin ise, Rum Hükümetini, doğal gaz sıvılaştırma terminalinin inşasını yeniden gündeme getirmeye çağırdıklarını da ekledi.

“KATILIMCILARIN ÖNEMİ”

Demecinde, çabalarının en başından bu yana, hedeflerinin kaliteli teklifler cezp edilmesi olduğunu ve bu gidişata yönelik olarak da kriterlerde ve sözleşmenin prototipinde değişiklik yaptıklarını izah eden Lakkotripis, yükümlülüklere uyulmaması durumunda, sondaj ve etkileri konusunda daha katı olduklarını belirtti.

Lakkotripis, Rum hükümetinin, derin sularda yapılacak sondajlarda kendilerine yardımcı olmaları amacıyla, ekonomik ve teknik menzile sahip olacak şirketler aradığını da söyledi.

“ZORLUKLAR DEĞERLENDİRİLİYOR”

Gazeteye göre, şirketlerin ve Rum hükümetinin, Türkiye’nin yasadışı bir şekilde talep ettiği iddia edilen 6 numaralı parselin devriyle ilgili tehlikeleri değerlendirip değerlendirmedikleri konusundaki bir soruya karşılık ise Lakkotripis, “Biz Türkiye’nin yasadışı taleplerinin olduğu 4, 5 veya 6 numaralı parsellerle ilgili tek bir şey biliyoruz. Bu da egemenlik haklarımızı icra etmeyi sürdürmemiz gerektiğidir” şeklinde konuştu.

ENI/TOTAL konsorsiyumunun 6 numaralı parselle ilgili ilgi çekici bir teklifte bulunduğunu da dile getiren Lakkotripis, bununla birlikte, gerek şirketlerin gerek de hükümetin, Türkiye’nin olası yeni tacizlerini ele almak ve önlemek için, buna uygun planlamaları olduğunu ifade etti.

TÜRKİYE’YE YÖNELİK BORU HATTI MESELESİ

İsrail Enerji Bakanı’nın, Türkiye’ye yönelik boru hattı konusundaki söylemleriyle ilgili bir soruya yanıtında ise Lakkotripis, orada gerçekleştirdikleri görüşmelerde de ifade edildiği üzere, İsrail’in, Türkiye’nin de, Mısır ve Yunanistan’ın (EastMed boru hattı projesi) olduğu gibi, bir seçenek olmasını istediğini söyledi.

Kendilerinin, yarısını Avrupa Komisyonu’nun finanse etmekte olduğu Yunanistan seçeneğine bakmakta olduklarını dile getiren Lakkotripis, yılsonunda projeyle ilgili fizibilite çalışmasının sonuçlarını almayı beklediklerini ve projenin en nihayetinde mümkün olduğunun görüldüğünü dile getirdi.

Lakkotripis, Türkiye’yle ilgili olarak ise, bunun avantaj sağlayan bir seçenek olup olmadığının kesin olmaktan uzak olduğunu, bununla birlikte, coğrafik olarak bunun en yakın piyasa olsa bile, deniz dibinin morfolojisinin aynı zamanda böyle bir projeyi desteklemek için karada inşaat yapılması gerekip gerekmeyeceğinin de henüz net olmadığını söyledi.

“KIBRIS SORUNU YÜZÜNDEN İHALEYE İLGİ GÖSTERMEYEN BAZI ŞİRKETLER OLDU”

Öte yandan gazete, Lakkotripis’in, Kıbrıs sorununun çözümünün doğal gaz meseleleriyle ilişkilendirilmesiyle ilgili iddiaları reddettiğini, bununla birlikte zaman zaman ortaya bazı zorluklar çıktığını ise kabul ettiğini yazdı.

Gazeteye göre Lakkotripis, şirketlerle 3’üncü tur ihale çerçevesinde yaptıkları temaslarda, çok az sayıda birtakım şirketin Kıbrıs sorunu, aynı zamanda bunların Türkiye’de büyük yatırımları olmasından dolayı, ihaleye ilgi göstermediklerini açıkladı.

İsrail ile olan “ortaklaşa istifade anlaşması” konusunda ise Rum bakan, konunun çok da basit olmadığını söyleyerek, ayrıntı vermekten kaçındı.

AFRODİT YATAĞI VE TERMİNAL

Afrodit yatağının işletilmesi ve terminal inşası konusunda da konuşan Lakkotripis, bir önceki hükümetin bu konuda tek boyutlu bir yaklaşım izlediğini ve bunun az miktarda doğal gaz bulunması nedeniyle, alternatif seçeneklerin değerlendirilmesi konusunda değerli bir zamanın kaybedilmesine yol açtığını ifade etti.

Mısır seçeneği konusunda ise Lakkotripis, yapılan incelemeler temelinde, yılda yüzde 7’lik bir talep olacağını, üretimlerinin de düşmekte olduğunu söyledi.

Lakkotripis, Mısırlı yetkililerin hali hazırda kendilerini, Zhor yatağının keşfine rağmen, ihtiyaçlarını karşılamak için komşu ülkelerden doğal gaza ihtiyaçları olduğu konusunda bilgilendirdiklerini söyledi.

Mısır Petrol Bakanı’nın bazı ilgili anlaşmaların imzalanması için yakın zamanda Güney Kıbrıs’a gideceğini de açıklayan Lakkotripis, bu anlaşmaların doğal gaz sektöründeki işbirliğiyle alakalı olduğunu sözlerine ekledi.

Haravgi ise haberinde, Lakkotripis dünkü açıklamasında “devletin boru hattının izleyeceği güzergâha onay vermesi gerekeceğini, çünkü hiç kimsenin keyfi olarak başka bir ülkenin MEB’inden geçmesinin, doğal gaz yataklarını, yaptığı keşifleri, altyapılarını aynı zamanda balıkçılık veya güvenlik alanları olan bölgeleri etkilemesinin mümkün olmadığını söylediğini” iletti.

Gazeteye göre AKEL de açıklamasında, Türkiye ile İsrail’in “Kıbrıs” olmadan enerji konusunda gelecekte yapacağı bir işbirliğinin tehlikelerine atıfta bulunarak, komşu devletlerle işbirliklerinin değerlendirilmesi zarfında terminal planlamasının terk edilmesinin, ülke için bu olumsuz perspektifi güçlendirdiğini ekledi.