Politis gazetesi “Türkiye’den Gelecek Su Nimet mi Bela mı? 2015 Yılı Başında İşgal Bölgelerine Su Taşıyacak Borular Devreye Girecek” başlıklarıyla aktardığı haberinde, Proje Müdürü Nail Sert’ten, su projesiyle ilgili bilgi alındığını yazdı.

Gazete, su projesinin ne gibi aşamalardan geçtiği ve şu an hangi safhada bulunduğuyla ilgili fotoğraflı olarak ayrıntı verirken, yaklaşık 450 milyon Euro’luk yatırım yapılan bu projenin benzerinin daha önce dünyanın hiçbir yerinde denenmemiş olması açısından, büyük riskler içerdiğini kaydetti.
Denizaltının jeolojik yapısı ve morfolojisinin, boruların geçeceği bölgenin fay hatları üzerinde olmasıyla da bağlantılı olarak borularla ilgili sıkıntı oluşturabileceğini belirten gazete, Yerbilimci Yannakis Panayidis’in, su projesi kapsamında oldukça büyük borulardan bahsedildiğini, daha önce buna benzer bir projenin hiç denenmediğini ve nasıl bir etkinin oluşacağının bilinemeyeceğini söylediğini yazdı.

Sert’in, gazetenin muhabirlerini kabul ederek, projeyle ilgili bilgilendirme yaptığını kaydeden gazete, gelecek yılın başlarında boruların devreye gireceğine inandığını ve bu projenin, Kıbrıslı Türklerin su ihtiyacını önümüzdeki 50 yıl boyunca karşılayacağını söylediğini belirtti.

Su projesi kapsamında, 200 bin metreküplük su arıtma tesisi inşa edileceği bilgisine de yer veren gazete, bu tesisin Çamlıbel köyüne inşa edileceğini ve buradan arıtılacak suyun sulama için kullanılacağını yazdı.

Gazete, su projesine ilişkin Kıbrıslı Türkler arasındaki anlaşmazlıklardan birinin, suyun dağıtımının nasıl yapılacağı ve dağıtım maliyetinin kim tarafından karşılanacağı olduğunu kaydederken; birkaç ay önce, dönemin Çevre Bakanı Hamit Bakırcı’nın, KKTC makamlarının suyun idaresini yapamayacağına ilişkin açıklamasını anımsattı.

Gazete, şimdiki Çevre Bakanı Hakan Dinçyürek’in ise, suyun KKTC makamları tarafından dağıtılacağını vurgulayarak, bu konuda yasa hazırlandığını açıkladığını belirtti.

TOROS VE HAMİT’İN AÇIKLAMALARI

Gazete devamla, su projesiyle ilgili Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ile İki Toplumlu Mağusa İnisiyatifi aktivisti Mertkan Hamit’in gazeteye su projesiyle ilgili açıklamalarını aktardı.

Habere göre Toros, su projesini yakından takip ettiğini ve suyun dağıtımıyla ilgili ihaleye gidileceği görüşünde olduğunu söyledi.

Toros, proje hazırlanırken çevresel çalışma yapılmadığına dair bilgilerle ilgili olarak ise, bildiği kadarıyla projenin doğru prototiplerle ilerlediğini kaydetti.

Hamit ise, su projesinin siyasi açıdan birtakım tehlikeler içerdiğini ve özelleştirmelerin yolunu açtığını söyledi.

Gazete, su projesinin Kıbrıs Türk basınına nasıl yansıma yaptığıyla ilgili kısa bir bilgi de aktardı.

“DOĞAL GAZLA BİRLİKTE Mİ?”

Gazete, Türk dış politikasının, su projesini doğal gazla “evlendirmeye” de çalıştığını öne sürerken; Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun, Eylül ayında tarafları, doğal kaynakları paylaşmaya çağırdığı ve su projesinin, adadaki barışa katkıda bulunacağı açıklamalarını anımsattı.

Su projesinin, özellikle Güzelyurt bölgesini ekolojik açıdan zenginleştirme olasılığı da göz önünde bulundurulduğunda, toprak konusunu doğrudan etkileyeceğini yazan gazete, Annan Planı zemininde Güzelyurt bölgesinin Rumlara iade edilecek olmasına karşın, bugün, Kıbrıs Türk liderliğinin, Güzelyurt’un iadesini, ilk aşamada seçim öncesi kırmızı çizgi olarak sunduğunu kaydetti.

Gazete, şu ana kadar Rum tarafının bu projenin önemini siyasi açıdan değerlendirmediğini, yalnızca bu konuyla ilgili Tarım, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarından oluşan bir komite kurulduğunu yazdı.

Rum Hükümeti’nin bu konuda beklemede olduğunu, ancak bu tavrının, projenin birleşik Kıbrıs için ne kadar faydalı olduğunu bilmediği manasını taşımadığını belirten gazete, Türkiye’nin, gelecekte Kıbrıslı Türklerin müzakere imkanlarını güçlendirecek teknik ve ekonomik bir risk aldığı değerlendirmesini yaptı.

Gazete, su projesinin müzakere masasında, tarımsal üretimin kalkınmasında kullanılacak daha ucuz suyun tedarik edilmesine yönelik teşvik olarak kullanılabileceğini yazdı.

“SU PROJESİ İNŞA EDİLİYOR AMA ÇEVRESEL ÇALIŞMA YAPILMADI”

Haberde, su projesi hayata geçirilirken, çevresel etkisi konusunda çalışma yapılmadığı ve bu nedenle de kimsenin, bu suyun uygunluğuyla ya da adanın ekosisteminde herhangi bir olumsuz etki yapıp yapmayacağıyla ilgili kesin açıklama yapamadığı iddialarına da yer verildi.
Gazete, Jeolog Yorgos Konstandinu’nun, suyun doğru şekilde kullanılması halinde, akiferlere katkı yapabileceğini; Güzelyurt’ta fazla su çekimi nedeniyle zarar gören bir akifer, Beşparmak Dağları’nda da bozulan yer altı kaynakları bulunduğunu söyledi.

KIBRIS TÜRK TARIMIYLA REKABET DE GÜNDEMDE

Gazete “Kıbrıs Türk Tarımı Daha Rekabet Edilebilir mi” alt başlığıyla aktarmaya devam ettiği haberinde ise, yapılan hesaplamalar bazında Kıbrıslı Türk çiftçilere sağlanacak sulama suyuyla birlikte, tarımda bugünkü dengelerin değişebileceğini yazdı.

Kıbrıslı Türk çiftçilere verilecek suya, yağmur suyunun da eşlik etmesiyle birlikte büyük bir avantaj doğacağını kaydeden gazete, sulama suyunun, Rumlara verilen suyun fiyatından daha az olması halinde, Yeşil Hat Tüzüğü uyarınca Güney Kıbrıs’a geçen ürünler de hesaba katıldığında, rekabet ortamı oluşacağını kaydetti.

Haberde, su projesinin ardından gündemde olan Türkiye’den kabloyla elektrik getirilmesi konusuna da değinildi.