Simerini “Türkiye’den Su ve Etkileri” başlıklı haberinde Hristodulu’nun, Türkiye’den gelecek suyun siyasi açıdan ne anlama geldiğini ve Rum çiftçilere etkisinin ne olacağına dair görüşlerini aktardı.

Habere göre Türkiye’den gelecek su için siyasi açıdan “ikinci bir istila” denilebileceğine işaret eden Hristodulu, bu projenin hem KKTC’nin Türkiye’ye bağımlılığını artıracağını hem de Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına bir engel daha koyacağını savundu.

Kıbrıslı Türklere ve özellikle Türkiye kökenli KKTC vatandaşı çiftçilerin, düşük ücretle veya bedava sağlanacak su ile çok daha düşük maliyetle çok daha çeşitli tarımsal ürün üreteceklerini buna karşılık Rum çiftçilerin yüksek maliyetle üretim yaptıklarını bununla birlikte Rum tarafında, rekabetin etkilenmemesi adına maliyet sübvansiyesinin yasak olduğuna dikkat çekti.

Hristodulu böyle bir rekabet ortamında Rum piyasasının KKTC ve Türkiye’de üretilen ancak KKTC’de üretilmiş gibi gösterilecek ve Yeşil Hat Tüzüğü uyarınca da yasal sayılacak tarımsal ürünlerle dolacağını, bu ürünlerin yurtdışına da ihraç edilebileceğini anlattı.

“Kaçınılmaz olarak iş hacmi küçülecek ve bu da çiftçilerimizin sonu olacak” vurgusunu yapan Takis Hristodulu, Türkiye’den su meselesini öncelikle siyasi gördüklerini belirterek, bunun için bazı önlemler önerdi.

Rum Yönetimi’nin, Türkiye’nin KKTC’ye su temin projesini “yeni saldırı ve hatta entegrasyon çabası” olduğu gerekçesiyle şikayet etmesini ve Yeşil Hat Tüzüğü’nün bu yeni olgular temelinde yeniden müzakere edilmesini isteyen Hristodulu bütün ürünlerin üzerine geldiği bölge, üretici veya üretici grubunun adının yazılması şartını getiren bir yasal düzenleme yapılmasını da istedi. Hristodulu “Halkın gıda yeterliliği milli gerekliliktir” vurgusunu yaptı.