Yunanistan Başbakanı Andonis Samaras’ın dün Rum tarafına gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yapılan görüşmelerde Rum ve Yunan hükümetleri, Türkiye’nin Navtex yayımlaması üzerine Rum tarafının müzakereleri askıya alması ile oluşan krizi “yumuşatmak” maksadıyla bundan sonra atacakları adımları belirledi.

Fileleftheros “Baskı Unsurlarını Belirlediler... Atina-Lefkoşa AB’ye ve Komşu Ülkelere Yöneliyor” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Anastasiadis ve Samaras’ın dün önce baş başa gerçekleştirdiği görüşmenin, daha sonra iki tarafın heyetlerinin de katılımıyla devam ettiğini, ardından gerçekleşen siyasi parti başkanları toplantısına Samaras ve Anastasiadis’in birlikte başkanlık ettiğini yazdı.

Gazete edindiği bilgilere dayanarak bu toplantılardan çıkan sonuçları okurlarına şu şekilde aktardı:

1-Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri: Rum ve Yunan hükümetleri Rum Ulusal Konseyi tarafından kararlaştırılan önlemleri teyit etti ve bunların en kısa sürede takviye edilerek ileri götürülmesi gereğine vurgu yaptı.  Rum Ulusal Konseyi tarafından kararlaştırılan önlemler: Türkiye’nin AB üyelik sürecinde sorun yaratmak maksadıyla çaba harcanması, AB’nin desteğinin sağlanması ve AB tarafından Türkiye’ye baskı yapılması, Türkiye’ye baskı unsuru olması için komşu ülkelerle ilişkilerin güçlendirilmesi şeklindedir. Dünkü görüşmelerden ortaya çıktığı üzere Yunan tarafı tonları düşük tutma taktiği benimsiyor ve daha önceki görüşmelerde de defalarca tekrarladığı üzere Yunan tarafı krizin militarize edilmesine sıcak bakmıyor.

2-Kıbrıs sorunu: Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis gerek Yunan heyetiyle görüşürken gerekse siyasi parti başkanları toplantısı sırasında Kıbrıs sorunuyla ilgili teferruatlı bilgi verdi. Buna göre, BM krizin yumuşatılması için bir dizi adım öneriyor. Öneriler, Kıbrıslı Türklerden ve Rumlardan oluşacak, ¬araştırma ve incelemeler, Barbaros’un Akdeniz’den çekilmesi ve müzakerelerin yeniden başlaması ile ilgilenecek siyasi bir komite kurulmasıyla ilgidir.

3-Siyasi parti başkanları toplantısı sırasında, izlenmekte olan politikanın bütün genel hatlarında hemfikir olundu, Samaras’ın da toplantıda hazır bulunmasından istifade; Atina’ya teşekkür edildi.

RUM-YUNAN HÜKÜMETLERİ TARAFINDAN KARARLAŞTIRILAN DÖRT ÖNLEM

Simerini “Dört Göğüsleme Önlemi... Lefkoşa ve Atina Dünkü Görüşmeler Sırasında Neler Kararlaştırdı” başlıklı haberinde dün Rum-Yunan taraflarınca ortaklaşa belirlenen önlemleri şöyle sıraladı.

“1-Kıbrıs MEB’indeki meydan okumalarına son vermesi için Türkiye’ye baskı yapılmasına dönük uluslararası düzeydeki diplomatik çabaya devam edilecek,

2- AB düzeyinde halen yapılmakta olanlar güçlendirilerek sürdürülecek ve komşu devletlere de yayılacak,

3- Bugünkü Kahire üçlü zirvesinin bir benzerinin İsrail’le ve Türkiye’nin tavrından rahatsız görünen diğer devletlerle de yapılacak,

4-Krizin yumuşatılması ve diyalog masasına geri dönülmesi maksadıyla bütün istikametlerdeki ortak çaba güçlendirilecek.”

EIDE’NİN UZLAŞI ÖNERİSİNİN BERTARAF EDİLMESİ YÖNTEMLERİ ÜZERİNDE DURDULAR

Gazete edindiği bilgilere dayanarak Samaras başkanlığındaki Yunan heyetinin Rum siyasi parti başkanları ile görüşmesi sırasında şekillenen durumun gözden geçirildiğini, ancak Rum ve Yunan liderliklerinin, yukarıda sıralananlar dışında başka eylem taahhüdü vermediğini yazdı.

Habere göre görüşmenin büyük bölümünde Eide-BM’nin müzakerelere geri dönülmesiyle ilgili uzlaşı önerilerinin bertaraf edilmesi yöntemleri üzerinde duruldu. Bununla ilgili olarak  “arabuluculuk önerilerinin Rum tarafını Türk şartları ile müzakerelere çekmek istediği” değerlendirmesinde bulunuldu.

AKEL’İN TAVRINDA KÜÇÜK DEĞİŞİKLİK... “MÜZAKERELERE, TÜRK TARAFININ TAVRI DEĞİŞİRSE GERİ DÖNELİM”

Gazete dünkü toplantıda AKEL’in, Rum tarafının müzakerelere katılımını askıya alma kararının kaldırılmasıyla ilgili tavrında hafif bir değişiklik olduğuna vurgu yaptı. Gazeteye göre AKEL Rum tarafının müzakerelere, Türk tarafının tavrı değiştiğinde dönmesi gerektiği görüşünü ortaya koydu. Yunan heyetinden bir üye Türkiye’nin, Türk-Yunan diyaloğunun devamını arzuladığından,  meydan okumalarını daha fazla tırmandırmayacağı değerlendirmesinde bulundu.