HÜ Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eser Lay Ergün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir moleküler ve fonksiyonel görüntüleme yöntemi olan Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) yönteminin 2001'den itibaren Türkiye'de hastalar üzerinde kullanımının yaygınlaşmaya başladığını belirtti.

PET yönteminin vücutta hem normal durumun ve hem de hastalık odaklarının kimyasal ve biyolojik süreçleri hakkında detaylı bilgi verdiğini belirten Ergün, bu yöntemin nörolojinin ve kardiyolojinin yanı sıra onkoloji alanında kullanıldığını anlattı.

Ergün, Türkiye'de 16 siklotron (parçacık hızlandırıcı) cihazı olduğunu, ancak bu cihazların daha çok ticari kullanıldığını ifade etti.

Hacettepe Üniversitesinde parçacık hızlandırıcı laboratuarının açılmasıyla PET görüntülemede yeni araştırmalara imkan sağlanacağına dikkati çeken Ergün şöyle devam etti:

"Toplam 10 milyon liranın üzerinde harcama yapılan laboratuarda, 30 ton ağırlığında ve 10 MeV gücünde bir parçacık hızlandırıcı cihazı devreye alınacak. Bu cihaz ve laboratuar ile başta onkoloji olmak üzere nöroloji ve kardiyolojide birçok hastalığın erken teşhisi ve takibi yapılabilecek. Hastalar, dünyada nadir merkezlerde yapılan nükleer tıp tetkiklerine de erişebilecek."

Ergün, tıp alanında bu merkezde önemli araştırmaların da yürütüleceğini, diğer klinik dallarla disiplinler arası çalışmaların yapılacağını, yurt dışından tanı ve tedavi amaçlı gelen hasta sayısında da artış olacağını bildirdi.

"DIŞA BAĞIMLILIK KALMAYACAK"

HÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Uğur da laboratuarın özellikle kanser ve beyin araştırmalarındaki önemine dikkati çekerek, söz konusu cihazlarla çeşitli tümörlerin farklı özelliklerinin görüntülenebileceğine işaret etti.

Bu gelişmenin kanser hastaları için yeni imkanlar doğuracağını ve tedavide önemli rol oynayacağını vurgulayan Uğur, şunları ifade etti:

"Yeni teknolojiler sayesinde, en sık görülen tipi Alzheimer olan demans hastalığının erken tanısında, demans gruplarının kendi içinde ve diğer nörolojik hastalıklardan ayırıcı tanısında ve hastalığın takibinde çok önemli bilgilere ulaşılabilecek.

Başta Alzheimer, Parkinson, inme hastalıkları olmak üzere birçok nörolojik hastalığın henüz klinik bulgular ortaya çıkmadan, erken teşhisiyle hastalığın ilerlememesi ya da daha yavaş seyretmesi için erken tedaviye başlanabilecek. Kardiyolojide de erken tanı ve tedavinin takibinde Hacettepe Üniversitesinde kurulan siklotron cihazında üretilecek moleküler görüntüleme ajanlarının önemli katkısı olacak."

Kurulacak tesis sayesinde, görüntülemede kullanılan radyoaktif maddenin temininde de dışa bağımlılığın ortadan kalkacağına dikkati çeken Uğur, tesislerde bu maddenin yerli olanaklarla üretileceğini sözlerine ekledi.