Yemek sonrası uyku hali, ani tatlı arzusu ve tatlı besin tüketince kendini iyi hissetme halinin vücudun önemli mesajları olduğunu belirten Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Eda Ağıllı, toplumda besin tüketim alışkanlıkları nedeniyle yoğun bir şekilde görülen ve halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabete karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Eda Ağıllı, tıp dilinde adlandırıldığı şekliyle "reaktif hipoglisemi"nin vücudun alarm sistemi olduğunu ve diyabet hastalığının 2-3 yıl öncesini işaret ettiğini vurguladı. Ağıllı, "Reaktif hipoglisemi, insülin direnci nedeniyle kanda yükselen insülin seviyesinin özellikle de karbonhidratlı besin tüketiminden sonra vücudun daha fazla insülin salgılaması ve kan şekerinin normal değerinin altına düşmesidir. Kan şekerinin düşmesi ile birey özellikle yemek sonrası tatlı besinleri daha çok talep etmeye başlar ve günlük alınan kalori artışı kaçınılmaz olur" dedi.

"KİLO ARTIŞI İNSÜLİN DİRENCİNİ ARTIRIR"

Fazla alınan kalorilerin fazla alınan kiloları takip ettiğini bildiren Ağıllı, "Kilo artışı insülin direncini artırır. İnsülin direnci artışı ile kanda hiperinsülinemi başlar. Artan kilolar, genişleyen bel çevresi, pankreas hasarı, yeteri kadar üretilemeyen insülin ve bunu takip eden yüksek kan şekeri diyabet hastalığına giden yolu hazırlar. Yani reaktif hipoglisemi; diyabet hastalığının ayak sesleridir" diye konuştu.

Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Eda Ağıllı, özellikle yemek yedikten sonra oluşan halsizlik, bitkinlik, yorgunluk hissi ile uykusuzluk ve sinirlilik halinin diyabetin en önemli belirtileri arasında olduğunu kaydederek, dikkat edilmesi gereken diğer göstergeleri de şöyle sıraladı:

"Baş ağrısı, ellerde titreme, bulantı, soğuk terleme, baş dönmesi, soluk görünüm, ani gelişen açlık hissi, şekerli gıdalara deyim yerindeyse saldırma ve şekerli gıda tüketimi sonrası kendini iyi hissetme, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, çarpıntı, kalp atımlarını hissetme, görmede bulanıklık veya çift görme, ani ve hızla alınan kilolar, şiddetli kan şekeri düşmelerinde bayılma ve koma."

"SAĞLIKLI BESLENME İLE KONTROL ALTINA ALMAK MÜMKÜN"

Öğün atlamamanın ve 2-3 saat ara ile beslenmenin önemine değinen Ağıllı, ara öğünlerin uzun süre tokluk sağlayacak şekilde küçük porsiyonlarda planlanması gerektiğini ifade etti. Ağıllı, çay şekeri, hazır meyve suları, hazır kek, kurabiye, paketli yoğun karbonhidrat içeren rafine ürünler gibi hazır besinlerin tüketim sıklığının mutlaka azaltılması gerektiğine vurgu yaparak şunları kaydetti:

"Kahve, sigara, alkol, gazlı içecekler ve meyve suları hipoglisemi ataklarını tetiklediği için uzak durun. Düşük glisemik indeksli besinlere diyetinizde yer açın. Bu besinleri de miktar kontrollü tüketin. Düşük glisemik indeksli besinler, az yağlı süt ve süt ürünleri, süt, yoğurt, ayran, kefir, tam tahıl ürünleri, kuru baklagiller, sebzeler, muz, incir, üzüm, karpuz, kavun dışındaki meyveler, badem, fındık, ceviz gibi yağlı tohumlardır. Tarçın kan şekerinin ani düşmesini engeller, gün içinde tükettiğiniz suya çubuk tarçın ekleyin. Reaktif hipogliseminin altın besini yumurtadır. Her sabah mutlaka kahvaltınızda yumurta tüketin, yumurta 36 saat boyunca tokluk sağlayarak kan şekerinde oluşacak ani değişiklikleri kontrol eder."