Cep telefonları, baz istasyonları ağı tarafından iletilen radyo dalgalarını kullanır. Radyo frekans dalgaları düşük enerjili manyetik alanlardır. Kullanıcı telefondan uzaklaştığında dalgalar azalır. Örneğin, hoparlör modunda telefonla konuşan bir kişi, telefonunu elinde tutan bir kişiden çok daha az radyo dalgasına maruz kalır.

Telefonlarımızın yaydığı dalgalar, kullanıcı telefonunu başına yakın tuttuğunda kafatasının içine birkaç santimetre kadar nüfuz etme özelliğine sahiptir. Beynin temporal ve parietal lobları özellikle etkilenebilir. Cep telefonları için elbette üretim standartları vardır. Bununla birlikte, günlük maruziyetin biyolojik etkileri tartışmalıdır.

Araştırmaların çoğu normal cep telefonu kullanımı ile beyin kanseri oluşumu arasında bir bağlantı olmadığını gösteriyor. Peki normal kullanım ne? Sınırsız paketler ve telefon ile çalışmanın gelişimi ile aramalar saatlerce sürebiliyor.


Telefon kullanımı beyin kanserini tetikler mi?
Geçtiğimiz mart ayında Oxford Üniversitesi tarafından yayınlanan Journal of the National Cancer Institute dergisinde çıkan yeni bir araştırma, İngiltere'de 20 yıl boyunca 800 bin katılımcıya ilişkin veriler topladı.

Katılımcılara cep telefonu kullanımlarını öğrenmek için düzenli aralıklarla anketler gönderilmiştir. Anketlerde katılımcılara “Cep telefonunuzu günde kaç kez kullanıyorsunuz?", "Ne zamandır cep telefonunuz var?" ve "Haftada ne kadar süreyle arama yapıyorsunuz" gibi sorular soruldu ve paralel olarak, sağlık durumları hakkında veriler toplandı. Yaşları, kiloları, alkol ve sigara tüketimleri, kanserin başlangıcı (yer ve derece) ve olası ölüm verileri toplandı.

Gruplar arasında, kanser türü ne olursa olsun, beyin kanseri oluşma riski açısından anlamlı bir fark görülemedi.