Anayasa Mahkemesi, cinsiyet değişikliğine izin verilebilmesi için “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olma” şartını düzenleyen kanun hükmünün iptalini kararlaştırdı.

AA'nın haberine göre; Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan “ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu...” ibaresinin iptaline karar verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. yüksek Mahkeme, cinsiyet değişikliğine izin verilebilmesi için “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olma” şartını, Anayasa’ya aykırı bularak, oy çokluğuyla iptal etti. Kanunun birinci fıkrası, “Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak iznin verilebilmesi için, istem sahibinin 18 yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması, ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır” hükmünü içeriyordu.

KİMLİĞE ONAY YOK

Cinsiyet değişikliği ameliyatı olmadığı için nüfus cüzdanı değiştirilmeyen bir eşcinsel de Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Türk Medeni Kanunu’nun 40. maddesinin 2. fıkrasındaki, “cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulanması halinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verileceği” şeklindeki düzenlemenin iptal istemini oy çokluğuyla reddetti.

‘HASTAYI DA RAHATLATIR’

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Çulha, “Bu hükmün kaldırılması, hasta ile hekimi rahatlatacaktır. Çünkü kadına ya da erkeğe dönüştürme ameliyatları, bu kişilerin çocuk sahibi olma şansları olsa da olmasa da yapılmakta. Cinsiyet değiştirmek isteyen kişiler, çocuk sahibi olma şansları olsa da çocuk yapmak istemiyorlar. Bu nedenle yumurtalıklarını ve testislerinin alınmasını istiyorlar. Biz kimsenin tamamen üreme özelliklerini yok edemeyiz. Bu zorunlu kısırlaştırmadır. ‘Çocuğu olamaz, üreme yeteneğinden yoksundur’ anlamına gelen bir rapor veriyoruz. O raporla mahkemeye başvuruyorlar” dedi.