Yunanca osteon/kemik ve poros/küçük delik kelimelerinden oluşan osteoporoz yani kemik erimesi sıklıkla kadınlarda görülen bir hastalıktır. Her yıl kemik erimesi nedeniyle 2 milyon kırık meydana gelmektedir. Peki kemik erimesi nedir? Kemik erimesinin nedenleri, belirtileri ve korunma yolları hakkında merak edilen tüm detayları haberimizde bulabilirsiniz…

KEMİK ERİMESİ (OSTEOPOROZ) NEDİR?

Kemik erimesi, vücut çok fazla kemik kaybettiğinde, çok az kemik yaptığında veya her ikisinde birden meydana gelen bir kemik hastalığıdır. Osteoporoz kemiği zayıflatır ve kemiklerin kırılma riskini artırır.

Osteoporoz tam anlamıyla bir sünger gibi sıkıştırılabilir anormal gözenekli kemiklere yol açar. İskeletin bu bozukluğu kemiği zayıflatır ve kemiklerde sık kırıklara neden olur.

Normal kemik, hepsi de kemiğe gücünü veren protein, kollajen ve kalsiyumdan oluşur. Osteoporozdan etkilenen kemikler, normalde bir kemiğin kırılmasına neden olamayacak kadar nispeten küçük yaralanmayla bile kırılabilir. Osteoporoz ile ilişkili kırıklar hemen hemen iskelet sisteminin her kemiğinde meydana gelmesine rağmen, omurga, kalçalar, kaburgalar ve bilekler osteoporozdan kaynaklanan kemik kırıklarının en fazla görüldüğü alanlardır.

Yaşlılarda kalça kırıkları özellikle tehlikeli olabilir çünkü iyileşme sürecinde gerekli olan uzun süreli hareketsizlik, her ikisi de ölümcül sonuçlara yol açabilen kan pıhtılarına veya pnömoniye yol açabilir.

Osteoporozdan etkilenen tahmini 8.9 milyon Amerikalı’dan en az % 80’i kadındır. Uzmanlar, kadınların kemiklerinin daha hafif ve daha az yoğun olduğu ve kadın bedenlerinin menopozdan sonra kemik kütlesi kaybını hızlandıran hormonal değişiklikler yaşadığı için kadınların daha duyarlı olduğuna inanıyorlar.

KEMİK ERİMESİNİN NEDENLERİ

Osteoporozun kesin nedeni bilinmese de, kemiğin gözenekli hale geldiği süreç iyi anlaşılmıştır. Yaşamın erken dönemlerinde, kemik parçalanır ve sürekli olarak yenilenir, bu kemiğin yeniden şekillenmesi olarak bilinen bir süreçtir. Kemik yoğunluğu genellikle bir insanda 20’li yaşların sonlarında doruğa ulaşır.

Kemik kaybı genellikle 30’lu yaşların ortasında başlar. Kemikler, kalsiyumun yerini değiştirebildiğinden daha hızlı kaybetmeye başlar. Kemiklerde şekillenme daha az gerçekleşir ve kemikler incelmeye başlar.

Kadınlar için, kemik yoğunluğu kaybı menopozdan sonraki ilk beş ila yedi yıl içinde hızlanmakta ve daha sonra tekrar yavaşlamaktadır. Bilim adamları, kemik kaybındaki bu hızlı postmenopozal artışın, vücudun kemiklerdeki kalsiyumu korumaya yardımcı olan estrojen üretimindeki keskin bir düşüşten kaynaklandığına inanmaktadır.

Bazı kemik yoğunluğu kaybı yaşlanmanın doğal bir parçası olmasına rağmen, bazı kadınlar kemik erimesi ile ilişkili kemik kırıkları için daha yüksek risk altındadır. İnce veya küçük bir iskelet sistemine sahip olan kadınlar, sigara içenler, orta dereceden fazla içenler veya hareketsiz bir yaşam tarzı yaşayanlar gibi daha yüksek risk altındadır. Ailede kalça kırığı öyküsü olan ve özellikle de 40 yaşından önce yumurtalıklarının çıkarıldığı kadınlar da bu duruma daha yatkındır.

KEMİK ERİMESİNİN BELİRTİLERİ

– Sırt ağrısı
– Bel ve boyun ağrısı
– Boy kısalması
– Öne eğik ve kambur vücut duruşu
– El bileği, kalça ve omurga gibi kemiklerde kırıklar.
– İleri derecede kemik erimesi durumunda basit kazalar bile kırıklara neden olabilir
– Yaygın kemik ağrıları ve kemiklerde hassasiyet
– Kemiklerdeki erimeden kaynaklanan vücuttaki şekil bozuklukları
– Ağrı ve kırıklardan dolayı hastada giderek artan hareketsizlik

KEMİK ERİMESİNDE TANI NASIL KONUR

Kemik erimesinde tanı, kemik mineral yoğunluğunun kantitatif ölçümü ile konulmaktadır. Kemik dansitometresi adı verilen bu teknik son derece kolay, ekonomik ve hasta için zahmetsizdir. Kemik kitlesi hakkında doğru ve kesin sonuç verir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) osteoporoz tanısı ve kırık riskinin belirlenmesi ile ilgili kriterler belirlemiştir. Bu kriterler, kemik mineral yoğunluğu ölçülen kişilerden elde edilen değerlerin, 25 yaşındaki genç bir kadının ölçümleri ile karşılaştırılmasını esas alır.

KEMİK ERİMESİNİ ÖNLEMENİN YOLLARI

Kemiklerinizi hayatınız boyunca sağlıklı tutmak için iyi beslenme ve düzenli egzersiz şarttır.

Protein

Protein, kemiğin yapı taşlarından biridir. Ve çoğu insan beslenirken bol miktarda protein alırken, bazıları alamazlar. Vejeteryanlar beslenmelerinde soya, kuruyemiş, baklagiller, süt ve yumurta gibi uygun gıdalarla yeterli protein alabilirler. Yaşlılar ise çeşitli nedenlerle daha az protein tüketebilirler. Protein takviyesi bir seçenektir.

Vücut ağırlığı

Düşük kilolu olmak kemik kaybı ve kırılma olasılığını arttırır. Aşırı kilonun da kolda ve bilekte kırık riskini artırdığı bilinmektedir. Bu nedenle, uygun bir vücut ağırlığını korumak, genel olarak sağlık için olduğu gibi kemikler için iyidir.

Kalsiyum

18 ile 50 yaş arası erkekler ve kadınların günde 1.000 miligram kalsiyum alması gerekir. Kadınlar 50 yaşına geldiğinde ve erkekler 70 yaşına geldiğinde bu günlük miktar 1.200 miligrama yükselir. Aşağıdaki gıdalar önemli kalsiyum kaynaklarıdır:

– Az yağlı süt ürünleri
– Koyu yeşil yapraklı sebzeler
– Kemikli et, somon veya sardalye
– Soya
– Kalsiyum takviyeli tahıllar ve portakal suyu

Beslenmenizde yeterli miktarda kalsiyum almadığınızı düşünüyorsanız, kalsiyum takviyesi almayı düşünün. Bununla birlikte, çok fazla kalsiyum böbrek taşı riskini artırır. Yine de, bazı uzmanlar, özellikle takviyelerde çok fazla kalsiyumun kalp hastalığı riskini artırabileceğini öne sürmektedir. Uzmanlar takviyelerden ve diyetten elde edilen toplam kalsiyum alımının, 50 yaşından büyükler için günde 2000 miligramdan fazla olmamasını tavsiye etmektedir.

D vitamini

D vitamini vücudunuzun kalsiyum emilimini artırır ve kemik sağlığını korur. Güneş ışığı önemli D vitamini kaynağıdır. İnsanlar güneş ışığından yeterli miktarda D vitamini alabilirler. Günde 15 dakika sadece yüz bölgesinin bile güneş ışığına maruz kalması, vücudun yeterli D vitamini oluşturma ve depolaması için yeterlidir. Bununla birlikte deri tarafından D vitamini yapımı yaşla birlikte azalır. Bu nedenle D vitamininden zengin olduğu bilinen balık, yumurta sarısı gibi gıdaların tüketiminin düzenli yapılması gereklidir.

Kemiği güçlendiren ilaçlar

Eğer kemik erimeniz varsa, bifosfonat grubu bir ilaç reçete edilebilir. Bifosfonatlar kemik kaybını ve kırık riskini azaltıp, kemik yoğunluğunun bir ölçüde artırılmasını sağlayabilir. Ağızdan alınan formları mide ve barsak sorunlarına yol açabilir. Enjekte edilen bifosfonatlar, grip benzeri belirtilere yol açabilir.