Güler, Antalya'nın Serik ilçesi Belek turizm merkezinde gerçekleştirilen 19. İç Hastalıkları Kongresi'nde, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de görülen en önemli rahatsızlıklardan birinin kansızlık olduğunu bildirdi.

Kansızlığın en önemli nedenlerinden birinin ise demir eksikliği olduğunu ifade eden Güler, "Bir hastada demir eksikliği varsa ya alınımında bir sorun vardır ya da kayıp vardır. Kadınlarda sık görülmesinin nedeni adet kanaması nedeniyle kaybedilen demirdir. Biz bunu doğal karşılıyoruz. Kaybın yeri doldurulamazsa açık olacaktır. Erkek hastada ya da adetten kesilmiş kadın da kansızlık demir eksikliği tipinde ise bunu bir takım tahlillerde çok rahat anlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Demir bakımından zengin gıdalarla beslenmenin önemine dikkati çeken Güler, "Demirden zengin besinler siyah gıdalardır. Kırmızı et, siyah üzüm ya da incir yiyorsa bu kişi kansız kalmaz. " diye konuştu.

Türkiye'de çayın çok tüketildiğini, bunun da demir emilimini engellediğini kaydeden Güler, şöyle konuştu:

"Çay, demir emilimini engelliyor. Çünkü çayın içerisinde fitat ve fosfat bulunuyor. Yabancı bayanlar da Türk bayanlar da adet görüyorlar ama Türkiye'de demir eksikliği anemisi çok fazla. Bunda çayın da rolü var. Önemli bir bulgu tespit ettiğimiz zaman 'neden böyle oluyor?' diye mutlaka araştırmamız lazım. Eğer kansızlık ortaya çıktıysa bunu sadece yiyeceklerle düzeltmek mümkün değildir. Mutlaka ilaç takviyesi yapmak lazımdır ama ondan sonraki idame döneminde beslenmeyi de biz tavsiye ediyoruz."

DİYABET, YÜKSEK TANSİYON VE OBEZİTE DAMAR YAPISINI BOZUYOR

Kardiyovasküler hastalıklarla ilgili de konuşan Güler, diyabet, yüksek tansiyon ve obezitenin damarı bozan en önemli faktörlerden olduğunu söyledi. Güler, hipertansiyon, şeker ve yağ oranları yüksek olan hastaların genellikle kalp ya da beyinsel hastalıklardan hayatlarını kaybettiklerine dikkati çekti.

Kardiyovasküler hastalıkların dünyada en önemli ölüm nedenleri arasında yer aldığını ifade eden Güler, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2020 yılında da kardiyovasküler hastalıkların yine en başta gelen ölüm nedenlerinden olacağı da aşikardır." dedi.

Hastaların bütün uğraşlarına rağmen tedavi yöntemlerine riayet etmediğini anlatan Güler, "Gelişmiş ülkelere göre tedavideki başarı oranımız, kullandığımız ilaçlar ve hekim kalitesinin aynı olmasına rağmen istediğimiz başarı oranını yakalayamıyoruz. Çünkü kafalar bir takım yanlış fikirler ile tedaviden uzaklaşmayı gerektirecek yöne sapıyor. " diye konuştu.