Uzmanlara göre, ayrılık sonrası kimin daha çok acı çektiği genel olarak olayın kişi tarafından nasıl algılandığına, geçmiş deneyimlerine, inanç sistemine ve yaşadığı toplumun değer yargılarına bağlı. Her iki taraf toplumsal cinsiyet rollerinden dolayı inanç sistemlerinde ve başa çıkma yeteneklerinde farklılıklar gösterip farklı stratejiler kullanabiliyor. 

Bazı araştırmalara göre, erkeklerin ayrılık acısını kadınlara göre daha fazla yaşayabildiğini belirten Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Nazan Topal, bunun nedenini kadınların duygusal desteğinin daha çok olmasına bağlıyor. 

Kadınların ilişkileriyle ilgili sorunlarını ve duygularını sosyal çevreleriyle (arkadaşlarıyla, aileleriyle) paylaştığını aktaran Psikoloji Uzmanı, ”Erkekler zayıf ve güçsüz görünecekleri düşüncesiyle kendilerini açmaya çekinirler ve böylece duygusal desteği bulamazlar. Bundan dolayı erkekler ayrılık acısını kadınlara göre daha yoğun ve daha uzun süreli yaşayabilir” diyor. 

İlişkilerin bitmesinin taraflar için zor olduğunu ancak ayrılmayı zorlaştıran asıl nedenin, düşünce ve davranışlar olduğunu dile getiren Topal, ayrılık süreci aşamalarını şöyle anlatıyor:

• Kabullenememe: Ayrıldığınıza inanamamak ve bu yaşadığınız durumun size gerçek dışı gelmesi.

• Karmaşık Duygular İçinde Olma: Sık sık ağlama, özlem, üzüntü ve öfke duygusu yaşamak. 

• Yeni Bir Yön Belirleme: Duygusal çöküntüden kurtulmak, hayatınıza yeni bir yön vermeye başlamak, kendinize ve hobilerinize vakit ayırmak.

• Kabullenme ve Yeni Bir Aşka Yelken Açma: Ayrılmanın doğru bir karar olduğunu benimsemiş olmak ve yavaş yavaş yeni bir ilişkiye hazır olmak.

AYRILIK SÜRECİNDE HANGİ OLUMSUZLUKLAR YAŞANIYOR?

Uzman Klinik Psikolog/Psikoterapist Nazan Topal, ayrılık sürecinde ortaya çıkan olumsuz düşünce ve davranışlar ile bu süreci en az hasarla atlatmak için yapılabilecekleri ise şöyle özetliyor:

Bağımlılık ve yalnız kalma korkusu: Onsuz yapamam düşüncesi veya bundan sonra kim beni ne yapsın düşüncesi… Ayrılmak, özellikle belirli bir yaş grubu için öncelikle bir kayıp demektir. Bu süreçte üzülmek oldukça normal ve doğal bir duygudur. Ama bu acı geçecek ve tekrar kendinize gelip yeniden aşka, sevgiye, beraberliğe kapılarınızı açacaksınız.

"Ya başkasını bulamazsam" düşüncesi ve korkusu: Aslında onun olumsuz kötü yanlarıyla yaşayabilirim düşüncesi. Beterin beteri vardır düşüncesi. Ama unutmayın ki iyinin iyisi de vardır. 

"Ayrılma kararını o versin" düşüncesi: “Sorumlusu ben olmayım, benim yüzümden bitmiş olmasın” düşüncesi… Ama unutmayın ki karşı tarafın ayrılmasını beklemek sorumluluktan kaçınma göstergesidir. 

"El alem ne der" düşüncesi: Boşanmak/ayrılmak bazılarının gözünde başarısızlıktır. Boşanmış denmesin diye kötü giden bir ilişkiyi uzatıp ayrılmazlar. Fakat unutmayın ki ayrılmak dünyanın sonu da değildir, başarısızlık da değildir. 

"Emeğim vaktim boşa gitmiş olmasın" düşüncesi: “Bu kişiye on yılımı verdim. Ayrılsam, benim on senedir uğraştığım emeğin üzerine başka birisi konar”, deyip bir on sene daha verip süreci iyice uzatmak… Ama unutmayın ki ihtiyaçlarınız karşılanmıyorsa, sevildiğinizi ve güvende olduğunuzu hissetmiyorsanız uzatmanın da bir anlamı yoktur. 

AYRILIK ACISIYLA BAŞA ÇIKABİLMEK İÇİN BU HATALARI YAPMAYIN!

Kaçınma Davranışı Göstermek: Örneğin; alkol ile üzgünlüğü gidermeye çalışmak, sosyal çekinme, anıları silme, o kişiyi düşünmeyi yasaklama vs... Bu stratejiler kısa vadede rahatlatıcı olabilir ancak uzun vadede yararlı değildir. Duygusal destek almak ve duygularını paylaşmak önemlidir. 

Saldırı Göstermek: Örneğin; bloklama, hemen başka bir sevgili bulma, çok eğleniyorum durumu yayma ve bunu sosyal medyada paylaşma, eski sevgiliyi kötüleme, tekrar bağlanmaktan korkma ("ilişki insanı değilim"), intikam alma ve intikam peşinde olma gibi.