Yaz aylarının gelmesi ile anne adaylarında bir takım güçlükler artmakta, kafalardaki yanıt bekleyen sorular çoğalmakta. Hamilelerin yaz aylarında giyim, beslenme, seyahat ve tatil sırasında dikkat etmesi gerekenleri, Memorial Ataşehir Hastanesi doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Zeki Salar, "Hamileliğin erken dönemlerinde bulantı kusma halsizlik yaz aylarını biraz daha güç geçirmeye neden olurken, gebeliğin son aylarında bebeğin büyümesi hareketlerin zorlaşması nedeniyle sıkıntılar yaşanabilir" dedi.

"Tatil planları yapılırken gidilecek bölgenin özellikleri önceden gözden geçirilmelidir" diyen Zeki Salar, "Hava, nem, sağlık imkanları ulaşım belli başlı konulardır. Tropikal bölgeler sıtma başta olmak üzere birtakım enfeksiyonlar açısından risk taşır bu bölgelere gebelik döneminde seyahat tercih edilmemelidir. Konu ile ilgili anne ve baba adaylarından gelen soruları sınıflandırarak dört başlık halinde inceleyebiliriz. Hamilelikte en güvenilir seyahat nasıl olmalı? Hamilelikte yazın ne yemeli nasıl beslenilmeli? Yazın nasıl giyinilmeli, ne tür elbiseler tercih edilmeli? Yaz aylarında hamilelerin yapabileceği sporlar nelerdir ? Deniz ve güneşlenme zararlı mıdır?" şeklinde açıklamalarda bulundu.

HAMİLELİKTE SEYAHAT

Hamilelik döneminde seyahatlerle ilgili açıklama yapan Zeki Salar, " Yaz aylarının gelmesi ile gerek aile ziyareti amacı ile gerekse tatil amacı ile seyahatler artmaktadır. Gebeliğin 11. -36.haftası seyahat için en uygun dönemlerdir. Düşük tehlikesi, erken doğum riski, kanama ve pıhtılaşma sorunları olan anne adayları seyahat öncesi doktorları ile durumlarını görüşmeleri gereklidir. Gebelikte uzun mesafelerde uçak ile seyahat tercih edilmelidir. Bunu özel araç ile seyahatler takip eder.Otobüs ile seyahat çok sağlıklı ve konforlu değildir. Uçak ile Seyahatte; Seyahat mesafesi uzak ise her zaman havayolu ile ulaşımı tercih edilmelidir. Havayolu ile ulaşımda dikkat edilmesi gereken hususlar: Gebeliğin 28. haftasına dek anne adayları doktor raporu olmaksızın seyahat edebilirler. Havalimanlarında güvenlik kapılarından geçilmesinin ispatlanmış bir zararı yoktur. Ancak birçok anne adayı güvenlik kapılarından geçmek istemez. Bu durumda klasik üst arama talep edebilirsiniz. Güvenlik kapılarında sorun yaşanmaması, gebelik haftanızı gerekirse belgelendirmek için uçuş öncesi doktorunuzdan uçuş raporu almanız yararınıza olacaktır. 28.- 36. hafta arası anne adayları doktor raporu ile seyahat edebilirler. Bu rapor raporun verildiği tarihten itibaren 1 hafta süre ile geçerlidir. Seyahat süreniz bir haftadan uzun ise dönüş için ikinci bir uçuş raporu almanız gerekebilir. 36.hafta ve sonrasında uçabilir raporu olsa da anne adayı uçağa kabul edilmeyebilir.

Yurtdışı uçuşlarda Türkçe ve İngilizce hazırlanan rapor hazırlanmasına dikkat edilmelidir.Uçak yolculukları sırasında uzun süre hareketsiz kalmak anne adaylarında kanın bacak damarları içinde pıhtılaşması ve bu pıhtının yerinden koparak akciğer, beyin gibi hayati organlara giderek burada kan akımının durmasına neden olabilir. Bu olaya “tromboemboli” adı verilir. Bu nedenle 3 saatten fazla uzun uçuşlarda; uzun süre hareketsiz kalınmamasına dikkat edilmeli. Yeterli miktarda sıvı tüketilmeli. Uzun uçuşlarda bacakta kan dolaşımını arttıran varis çorapları giyilmelidir. Gerekli hallerde kan pıhtılaşmasını önleyici ilac tedavisi uçuş öncesi alınmalıdır. Bu öneriler hamileliğin başından doğumdan sonra 6 haftalık süreç için geçerlidir. Doğumun gerçekleşmesi ile bir anda kanın pıhtılaşmasına olan eğilim azalmaz. Bunun için doğumdan sonra 6 haftanın geçmesi gerekir. Bu öneriler tüm anne adayları için gereklidir. Ancak anne adayında yada ailesinde kan pıhtılaşma sorunu var ise, gebelik zehirlenmesi ( preeklampsi) bacaklarda büyük varisler söz konusu ise ek tedbirler gereklidir" ifadelerini kullandı.

ÖZEL ARAÇ İLE SEYAHAT

"Kısa mesafeli seyahatte 11. haftadan sonra arka koltukta oturulması ya da ön koltukta oturulacaksa emniyet kemeri ile vücut arasında küçük bir yastık bulundurulması uygundur" diye konuşan Zeki Salar, "Uzun Mesafeli Seyahatte 2-3 saatte mola verilmesi, molalarda en az 10 dakika yürüyüş yapılması, böylelikle kan dolaşımının arttırılması, aracın arka koltuğunda oturulması ya da emniyet kemeri ile vücut arasında küçük bir yastık bulundurulması, yolculuk esnasında bol sıvı tüketilmesi, hafif gıdalar tüketilmesi, acı ekşi yağlı gıdaların tercih edilmemesi, kafein içeren gıdalar tüketilmemesi, kan pıhtılaşma sorunu olan anne adaylarının varis çorabı giyerek seyahat etmesi uygundur" dedi.

HAMİLELİKTE YAZIN NE YEMELİ? NASIL BESLENİLMELİ?

Zeki Salar hamilelikte yasin ne yenilmeli, nasıl beslenilmeli sorusuna ise; "Hamilelikte beslenme konusu tüm gebelik boyunca önemli bir konudur

Hamileliğin ilk aylarında bulantı ve kusmalar, yeterince sıvı tüketememe, anne adayında halsizlik baş dönmesi, bayılma ve kilo kayıplarına yol açabilir. Anne adayı sık sık, azar azar beslenmeli, yemek içmek için kendisini zorlamamalıdır.

Birden fazla su ve sıvı gıda tüketilmesi de bulantıyı artırabilir. Bu nedenle sık sık, azar azar su içilmelidir. Kilo kaybı fazla ise anne adayı ağızdan bir şey yiyip içemiyorsa serum tedavisi gerekebilir. Etimek, peksimet, galeta tarzı gıdalar bulantılar için faydalıdır. Bulantı için vitamin tedavisi, gerekirse ilaç tedavisi verilebilir. Hamileliğin ikinci yarısında ise bulantı kusmalar azalır, iştah artar.

Yaz aylarında hafif gıdalar tercih edilir. Aşırı yağlı tatlı hamur işi ağır gıdalar mide sorunlarına yol açar aynı zamanda kilo artısına neden olur. Bunun yanında bazı gıdalarda kan şekerini hızla yükselterek kilo artışı yapabilir. Dondurma, tatlı mısır, kumpir, karpuz, masum gibi gözükse de fazlası uygun değildir. Dondurma olarak sade dondurma haftada 2 kez 1-2 top olarak doğal sütten yapılmış olanlar tercih edilmelidir. Salata yaz ayları için vazgeçilmez bir besindir. Ancak tere roka marul gibi yeşilliklerin iyice yıkanmasına sirkeli suda 5 dakika bekletip durulanmasına özen gösterilmelidir. Dışarıda temizliğine güvenilmeyen yerlerde salata tüketilmemelidir. Besin zehirlenmeleri yumurta, krema, tavuk, yaş pasta gibi besinlerle sıklıkla karşımıza çıkar. İyi pişmiş olmasına bekletilmeden tüketilmesine dikkat edilmelidir. Öğünler üç ana üç ara öğün olarak beslenme alışkanlığı önerilir. Ana öğünler 08:00 12:00 18:00 gibi olabilir.

Sabah 10:00 öğleden sonra 15:00 akşam 21:00 gibi ara öğün önerilir.

Sebze , meyve tüketimi önem kazanır. Aşırı kalorili karpuz, muz gibi meyvelerin fazla tüketilmesi önerilmez. Proteinden zengin beslenme önem kazanır.

Kahvaltı da yumurta süt peynirden biri mutlaka yer almalıdır. Öğlen ya da aksam bir öğünde sebze 1 öğünde et yemeği bulunmalıdır. Günlük süt ya da yoğurt tüketimi önemlidir. Yağsız pastörize süt tercih edilir. Süt sevilmiyorsa tüketilmek zorunda değildir. Yerine 2 kase yoğurt uygundur. Günde en az bir öğünde et, tavuk ya da balık tüketimi uygundur. Bunları hazırlanmasında haşlama, ızgara daha sağlıklıdır.

Balık en az haftada bir tüketilmelidir. Deniz balıkları tercih edilir tatlı su balıklarına göre. Deniz ürünlerinden midye karides gibi ağır metal taşıyan yiyecekler önerilmez. Kalamar ayda 1 kez tüketilebilir. Kokoreç ve diğer sakatatlar önerilmeyen gıdalar arasındadır. Tercihen günde bir , en azından haftada 3- 4 kez yumurta önerilir. Et ve benzeri ürün tüketemeyen anne adayları günde bir yumurta tüketebilir. Sabah kahvaltıları önemlidir. Atlanmamalıdır. Fındık, ceviz aşırıya kaçmadan tüketilebilir. Yaz aylarında 2- 3 litre sıvı tüketilmelidir. Sıvı tüketiminde şekerli sıvılar tercih edilmez.

Akşam yemeği 18:00 - 19:00 gibi hafif olmalıdır. Yemek sonrası uzanmak mide yanmalarını reflüyü arttırır. Yürüyüş yada en azından oturmak daha uygundur. acı ekşi yağlı tatlı gıdalar reflüyü arttırır.
Reflü durumunda gerekirse bebeğe zararı olmayan ilaç tedavisi önerilebilir.

Aşırı tatlı, yağlı ağır gıdalar sadece anne adayında gereksiz kilo alınımına neden olur. Bebeğin gelişimine katkı sağlamaz. Bunlar yerine proteinden zengin gıdalar tercih edilmelidir.( et, süt, yumurta, balık, tavuk )
Bebeğin gelişimi için gerekli olan üç ana yapı taşının dengeli olarak alınması gereklidir. Bunlar protein, kalsiyum ve vitamin-mineral gruplarıdır.

Proteinlerin ana kaynağı hayvansal besinlerdir. Esansiyel olarak adlandırılan amino asitlerin hepsini içermemelerine rağmen bitkisel proteinler de hayvansal proteinlerin yerini kısmen tutabilir.

Vejetaryenlerde gebeliğin seyri genellikle normaldir. Bitkisel proteinlerin önemi artmıştır. Kırmızı et yenmesi şart değildir ve tavuk ve balık kırmızı etin yerini tutabilir. Balık haftada iki defa yenebilir. Denizde uzun süre yaşayan büyük balıkların etlerinde bazı ağır metalleri biriktirdikleri için bunların çok sık yenmesi önerilmemektedir. Haftada 120-150 gr ton balığı tüketilebilir.

Kalsiyum kaynağı olarak süt ve süt ürünlerinin bebeğin kemik gelişimini karşılamaları için yeterli miktarda alınmaları gerekir. İlerleyen gebelik haftalarında günde ortalama 400 mg kalsiyum alınması gereklidir. Çoğul gebeliklerde bu miktar artar. Günde iki su bardağı süt içilmesi, bir küçük kase yoğurt yenmesi ve iki kibrit büyüklüğünde peynir yenmesi ile bu miktarda kalsiyumu alma olanağı vardır. Süt ve süt ürünlerinin yarım yağlı veya yağsız yenmesinin herhangi bir zararı yoktur. Çiğ ve az pişmiş etten uzak durulmasında yarar vardır. Gebelik döneminde beslenmenin gerektiği kadar olması ve her besin grubunun dengeli olarak alınması yeterlidir. 'İki canlı olma' nedeni ile aşırı besin tüketiminin, bebeğin gelişimine bir faydası yoktur. Hamilelik öncesi tek kişilik beslenme alışkanlığı gebelik boyunca da devam ettirilmelidir" cevaplarını verdi.

HAMİLELİKTE YAZIN NASIL GİYİNMELİ?

Hamilelikte nasıl giyinilmesi gerektiğini belirten Salar, "Seyahatler esnasında rahat kan dolaşımını engellemeyen pamuklu keten materyalden yapılmış kıyafetler tercih edilmelidir. Açık renk kıyafetler güneş ışığını yansıtarak vücudu serin tutar koyu renk kıyafetler ise vücut ısısının artmasına neden olarak anne adayında su açığının artmasına yol açar. Naylon özellikli vücudu saran vücut ısısını arttıran kıyafetler uygun değildir. Yazın giyilecek giysilerin hava sıcaklığına uygun olması akşamları serinleyen tatil beldelerinde bu gündüz gece farkına göre kıyafet seçimi önemlidir. Alçak topuklu ve spor ayakkabılar tercih edilir. Düz ayakkabılar bel ağrısı yapabilirken yüksek topuklu ayakkabılar düşme riski taşıdığı için önerilmez. Şık bir şapka, güneş ışınlarının zararlarından korunmak için önemli bir aksesuardır" ifadelerini kullandı.

HAMİLELİKTE YAZ SPORLARI, DENİZ VE GÜNEŞ

"Yaz ayları için ideal spor anne adayları için yüzmektir Aşırı kilo almayı önlemesinin yanında doğumu kolaylaştırıcı etki gösterir" şeklinde açıklamalar yapan Salar, "Sıcak günlerde gölgede ve serin ortamlarda kalınması önemlidir. Bol su ve meyve sularının tüketilmesinde yarar vardır. Denize ve temiz havuzlara girilmesinde ve yüzülmesinde sakınca yoktur. Havuzların mutlaka devir- daim motorlu ve klorlanmış olmalarına dikkat edilmelidir.
Yüzerken kulaçtan ziyade kurbağalama stili daha iyidir. Dalış, atlama, su sporları, plaj voleybolu, surf, yamaç paraşütü, su kayağı hamilelik dönemi için uygun değildir. Önerilmez. Aşırı dalgalı zamanlarda denize girilmemelidir.

Güneşin dik geldiği saatlerde gölgede olmakta yarar vardır. Diğer zamanlarda güneşe çıkılabilir ve yanılabilir ancak mutlaka en az 30 faktörlü koruyucu bir güneş kremi sürmek gerekir. Yüzme ve güneşlenme için ideal saatler 07:00-11:00 16:00-19:00 arasıdır. Gebelikte güneşin ciltte leke yapıcı etkisi daha belirgindir. Güneşlenirken karnı korumaya veya örtmeye gerek yoktur.

Yüzme dışında yapılabilecek sporlar; yürüyüş, yoga, plates, ağırlık kaldırmadan fitness olarak sayılabilir. Sıcak ve nemli havalarda ortamlarda bu sporlar sağlıklı olmayabilir. Sabit bisiklete binilebilir. Ancak normal bisikletler düşme riski taşır.

Spor esnasında bol miktarda su tüketilmeli, çarpıntı göz kararması baş dönmesi kasık ağrısı nefes darlığı olduğu durumlarda spora devam edilmemelidir" dedi.