Pasif ya da ikinci el sigara dumanı, içerdiği 4 binden fazla kimyasal bileşen ve 50’den fazla kanserojen ile dumana maruz kalan kişilerin de önemli hastalıklara yakalanmasına neden olabiliyor. Sigara içilen ortamda bulunanlar, tütünün zararlarından en az içen kişiler kadar etkileniyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sigara içilen ortamın “güvenli” bir düzeyi yok. Tütün dumanını 5 dakika solumanın bile; gözlerde tahriş, sulanma, yanma, baş ağrısı, burunda rahatsızlık, akıntı, öksürük, boğaz ağrısı, kalp hızı ve tansiyonun yükselmesi, solunum şikayetlerinin artması, enfeksiyon ve var olan hastalıkların artması, kalp hastalığı olan kişilerde kalp krizi, astım, alerji ve kanser riskinde artışa neden olabileceği belirtiliyor. 

ASTIMI TETİKLİYOR, KOAH’A NEDEN OLUYOR

Sigara ve tütün ürünleri vücuttaki her organa zarar verebildiğini, sigara içen kişilerin daha kolay hastalanıp tedavi süreçlerinin de içmeyenlere göre daha uzun olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Necla Songür, “Tütün ürünlerinin kullanımı solunum sisteminde özellikle hava yolu hücrelerinde hasara yol açarak enfeksiyon oluşumunu kolaylaştırır. Sigara içenlerde bronşit, zatürre ve üst solunum yolu enfeksiyonları daha sık görülür. Hava yollarında darlık ve akciğerin en küçük birimi olan hava keseciklerine zarar verir. Böylelikle ilerleyici bir hastalık olan Kronik Obstrüktif Akciğer hastalığına (KOAH) ortaya çıkar. Sigara dumanı solumak astım nöbetlerini de tetikleyebilir. Yapılan araştırmalar aktif sigara içiminin, erişkinlerde astımın başlangıcı için önemli bir risk faktörü olduğunu da göstermektedir” diyor.

KANSERDEN İŞİTME KAYBINA KADAR HER HASTALIĞA ZEMİN HAZIRLIYOR 

Sürekli tütün kullanımının; ağız, boğaz, larenks, akciğer, yemek borusu, mesane, mide, pankreas, karaciğer, rahim ağzı kanserine neden olduğunu vurgulayan Dr. Songür, “Özellikle sigara içenlerde akciğer kanserine yakalanma oranı 20 kat fazladır. Sigaranın kanser üzerindeki bilinen etkisinin yanı sıra özellikle işitme fonksiyonlarına da zarar verdiği bilinmektedir. Sigara içenler, içmeyenler göre işitme duyusunu daha erken yitirebilir. Bu kişiler kulak enfeksiyonları ve yüksek ses nedenli işitme kaybından daha kolay etkilenir. Orta kulak iltihapları da sigara içenlerde içmeyenlere oranla 3 kat daha fazla görülür” şeklinde konuşuyor.   

SİGARA İÇENLERDE BU RİSKLER ARTIYOR

  • Kalp hastalığı riski artar.  
  • Kan basıncı yükselir. 
  • Hipertansiyon riski oluşur. 
  • Damar tıkanıklığı görülür. 
  • Kalp krizi riski doğar. 
  • İnme riski tetiklenir. 


KADINLAR DAHA ÇOK RİSK ALTINDA

Çalışmalara göre, sigara içen kadınların kalp krizi geçirme olasılığı içmeyenlere göre iki kat fazla. Bu risk başlama yaşının erken olması, içilen sürenin uzunluğu, günde içilen miktar ve özellikle sigara ile birlikte doğum kontrol haplarının kullanımıyla da ilişkili. Sigara kullanan kadınlar menopoza 1-2 yıl daha erken giriyor. Sigara, kadınlarda kemik yoğunluğunda azalma yaparak kalça kırıklarına neden olduğu gibi doğurganlığı da azaltıyor. Böylelikle; düşük, ölü doğum ve düşük ağırlıklı bebek doğumu gibi sorunlarda da artış görülebiliyor. 

SİGARAYI BIRAKMAK ERKEN ÖLÜM RİSKİNİ AZALTIYOR

Sigara bırakıldıktan kısa bir süre sonra vücudun toparlanmaya başladığını belirten Dr. Songür, “Kan basıncı, kalp ritmi, kan dolaşımı düzelmeye başlar. Kandaki karbonmonoksit düzeyi düşer, tat alma ve koku alma gelişir. 2 hafta sonra kan dolaşımı iyileşir ve akciğer fonksiyonlarında düzelme görülür. Bir yıl içinde nefes tıkanıklığı, öksürük ve kalp krizi riski azalır. 10 yıl sonra akciğer kanseri riski % 50 oranında düşerken, 15 yıl sonra kalp krizi ve inme riski sigara içmeyenler ile aynı olur. Sigarasız geçen 10-15 yılın ardından, hiç sigara içmeyenler ile daha önceden sigara içmiş olanların riski de eşitlenir. Sigarayı bırakmak her yaşta erken ölüm riskini en aza indiren önemli bir faktördür” ifadesini kullanıyor.