Et, sebze ve baklagillerle hazırlanabildiği için her damak tadına hitap eden çorbalar, sofradan daha mutlu kalkmamızı sağlamanın yanında, kışın azalmaya başlayan sıvı alımımızı da artırıyor. Öğünlerde mutlaka çorbaya yer verilmesi gerektiğini söyleyen Diyetisyen Canan Aksoy, çorbayla kontrolünün de daha rahat sağlanabileceğini söylüyor.
  
Diyetisyen Aksoy, özellikle kış aylarında çorbayı sofralarımızdan eksik etmememiz gerektiğini söylerken, çorba içmek için yedi neden sıraladı:
 
Mideden beyne giden tokluk sinyalinin süresi 20 dakikadır. Pek çoğumuz bundan daha kısa sürede yemek yediğimizden dolayı doyduğumuzu hissetmeyiz. Çorba içtiğimizde ise süre uzadığından dolayı tokluk sinyallerini alırız.

Çorba, mide duvarının gerilmesine ve buna bağlı olarak tokluk merkezinin çalışmasına yardımcı olur.

Yemeğe çorba ile başlamak iştahı keser. Bu da daha az yemek yememizi sağlar. Özellikle zayıflamaya yönelik bir beslenme programı uygulayanların, öğle ve akşam yemeklerine mutlaka çorbayla başlaması gerekir.

Soğuk havalarda çorba tüketmek fiziksel olarak ısınma sağladığı gibi duygusal olarak da mutluluk verir.

Çorba; sebze, et, tavuk, balık ve baklagiller gibi pek çok gıdayla hızlı ve pratik bir şekilde hazırlanabilir. Bu nedenle de her damak tadına hitap eden bir çorba çeşidi mutlaka bulunur. Örneğin, tavuk suyu çorbası sevmeyen biri, domates ya da mercimek çorbasını keyifle tüketebilir.

Türk mutfağındaki çorbalarda ağırlıklı olarak tahıl kullanıldığı için, diyetlerde bir dilim ekmek yerine bir kase çorba verilir. Bir dilim ekmek 30 gram, bir kase çorba ise 200 gramdır. Ancak miktar bakımından fazla olsa da, birçok çorba çeşidi ekmekten daha düşük kaloriye sahiptir.

Havaların soğumasıyla birlikte su tüketimimiz azalır. Oysaki sağlımız için kışın da yeterli miktarda su içmemiz gerekir. Çorbalar direkt olarak su ihtiyacımızı karşılamasa da, vücudumuzun ihtiyacı olan sıvı alımına büyük fayda sağlar.