Prof. Dr. Altuğ Koşar, 17 Kasım Akciğer Farkındalık Günü kapsamında bilinçlendirme ve erken tanı çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Dünyada ve Türkiye’de en sık görülen, en ölümcül kanser türlerinin başında gelen akciğer kanserine yakalanma yaşı düştüğünü vurgulayan Prof. Dr. Koşar, “Son veriler akciğer kanserine yakalanma yaşının 50’lerden 40’lı yaşlara gerilediğini gösteriyor” diye konuştu.

"Sigara içenler hemen bırakmalı"

Akciğer kanserine yüzde 90 oranında, tütün ve tütün ürünleri neden olduğunu belirten Prof. Dr. Koşar, “Üstelik sadece içenler değil, yakın çevreleri de risk altında. İçmek değil, dumana maruz kalmak yeterli. Bunun yanında büyük şehirlerdeki çevre kirliliği, hava kirliliği de akciğer kanseri nedenleri arasında. Ayrıca, KOAH, tüberküloz da akciğer kanseri oluşumuna neden olan diğer risk faktörleri. Çocuklar ve gençlerin sigaraya tanışması ve başlaması önlenmeli. Sigara içenler hemen bırakmalı. Dumanla vedalaşanın ya kendi ya da çevresinin hayatı kurtuluyor” ifadelerini kullandı.

Erken tanı hayat kurtarır

Akciğer kanserine yakalanma riskine karşı tütün ürünlerinden uzaklaşmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Altuğ Koşar, “Zira başta sigara, pipo, nargile gibi tütün ürünleri ve hava kirliliği akciğer kanserine yakalanma oranlarının her geçen gün biraz daha yükselmesine neden oluyor. Bu nedenle sigaraya yönelik farkındalığın ve erken teşhis ile tedavi şansının artırılması hayati öneme sahip” dedi.

Kadınlarda yükseldi, yaş düştü

Akciğer kanseri görülme oranının eskiden erkeklerde yüksek olduğunu ancak kadınlarda sigara içme oranının artmasıyla artık durumun eşitlendiğini vurgulayan Koşar, “Kansere yakalanma yaşı da gerilemeye başladı. Eskiden 50 üzerinde, 60’lı yaşlarda görülen akciğer kanserine günümüzde 40-50 yaş arası daha sık rastlanmaya başlandı” diye konuştu.

“Günde ne kadar sigaranın içildiği, içindeki katran ve nikotin oranları, içe çekme miktarı ya da sadece dudak tiryakisi olmak gibi değişkenlerin hepsi akciğer kanserinde etkili” diyen Prof. Dr. Koşa, şöyle devam etti:

“Sigara içmeyen hastanın akciğer kanserine yakalanma oranı yüzde bir ise, günde bir paket içen hastanın yakalanma oranı yüzde 10-12 civarındadır. Günde iki paket sigara içiyorsa bu oran yüzde 20-25’e çıkıyor. Yani hiç içmeyene göre, iki paket içen kişinin 20-25 kat fazla akciğer kanserine yakalanma riski var.”

Öksürük, kilo kaybı ve nefes darlığına dikkat

Akciğer kanserinin belirtileri arasında başta geçmeyen öksürük, nefes darlığı, kanla karışık balgam çıkarma ve göğüs ağrısı geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Koşar, bir ayda vücut ağırlığının yüzde beşinden fazlasının ani kaybı, iştahsızlık, ani ses kısıklıklarının da önemli belirtiler olduğunu anlattı. Prof. Dr. Koşar, şunları söyledi:

“Balgamla karışık kan gelmesi bazen verem olarak düşünülebilir. Akciğer kanserinde de atlanmaması gereken belirtilerden biridir. Öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı genellikle ‘üşüttüm’, ‘soğukta kaldım’ gibi gerekçelerle geçiştiriliyor. Ama bunlar uzun süre devam ediyorsa mutlaka göğüs cerrahisine başvurulmalı. Genetik geçiş de bir risk faktörü, ailesinde bu hastalıktan olan hastaların daha dikkatli olması, kontrollerini yaptırması gerekiyor.”

Tek akciğerle yaşanabiliyor

Akciğer kanserinde ilk tercih edilmesi gereken yöntemin cerrahi olduğunu belirten Prof. Dr. Koşar, bazı hastalarda sadece cerrahinin yeterli olduğunu, bazılarında ise ameliyat sonrası kemoterapi ve radyoterapinin tedaviye eklenebildiğini belirtti. Bazı durumlarda ise önce radyoterapi ve kemoterapiyle tümör boyutunu küçültüp ardından ameliyat yaptıklarını anlatan Prof. Dr. Koşar, gelişen teknolojiyle birlikte komplikasyon oranı çok düşük başarılı ameliyatlar yaptıklarını, akciğerinin birisi alınan hastaların tek akciğerle rahatlıkla yaşayabildiğini söyledi.