Sağlık Bakanlığı, 'Obezite ve Metabolik Cerrahi Klinik Protokolü' hazırladı.

Hürriyet gazetesinden Meltem Özgenç'in haberine göre bakanlığın hazırladığı protokolün ayrıntıları şöyle:

"Günlük yaşamda, basit şeker, doymuş yağ gibi diyet bileşenleri ile tuz ve gıda katkı maddeleri isteyerek ya da farkında olmadan tüketiliyor. Bu bileşenler fazla alındıklarında istenmeyen etkiler oluşturabiliyor. Bu tür hastalarda öncelikle yaşam değişikliği denenmeli.

Ameliyata uygun bireylerin belirli kriterlere sahip olması gerekiyor. Beden Kitle İndeksi (BKİ) 40’ın üzerinde olan, BKİ 35-40 arasında olup komorbiditeleri yani eştanısı (iki veya daha fazla hastalığın belirli bir zaman diliminde birlikte bulunması) bulunan, ya da BKİ 30-35 arasında olup medikal tedavilerle kan şekeri kontrol altına alınamayan Tip 2 diyabetli hastalara ameliyat önerilebilir.

'Psikiyatrist değerlendirmeli'

Tüm hastalar, obezite konusunda deneyimli bir psikiyatrist tarafından psikososyal-davranışsal değerlendirmeye tabi tutulmalı. Çevresel, ailesel ve davranışsal faktörlerin yanı sıra intihar riskinin değerlendirilmesi bariatrik cerrahi (kilo kaybında yardımcı olan çeşitli obezite cerrahisi operasyonlarına verilen genel isim) öncesi gereklidir.

Bariatrik cerrahi öncesi psikolojik değerlendirme düşünülebilir. Bariatrik cerrahi prosedürlerden sonra 12 ila 18 ay gebelikten kaçınılmalıdır. Bariatrik cerrahi prosedürlerden sonra gebe kalan kadınlara uygun kilo alımı, besin takviyesi ve fetal sağlık için danışmanlık verilmeli ve izlenmelidir. Uzun dönem hastaların beslenme düzenlerinin bariatrik cerrahi alanında deneyimli diyetisyen tarafından takibi oldukça önemlidir. Kilo vermede başarısız olan veya geri kilo alan hastaların multidisipliner bir ekip tarafından değerlendirilmesi gerekir.”