Ergenliğin başında olan çocukların Snapchat, WhatsApp, Instagram ve diğer sosyal medyada geçirdiği süre gün geçtikçe artıyor. İngiltere Kültür Bakanı Matt Hancock kısa süre önce hükûmetin çocukların sosyal medyada geçirdiği zamana kısıtlama getirebileceğini belirtti. Şubat ayında Avam Kamarası Bilim ve Teknoloji Seçilmiş Komitesi, sosyal medyada geçirilen zamandaki artışın çocuk ve genç ergenlerdeki sağlık risklerini incelemek için bir araştırma başlattı.
 
İngiltere'de yapılan yeni bir araştırma, online geçirilen tüm bu zamanın zihinsel sağlıklarına zararlı bir etkisi olup olmadığını görmek için 10-15 yaş arasındaki erkek çocukların davranış biçimlerini ve sağlık düzeylerini incelemeye koyuldu. Bulgulara göre sosyal medyayı en fazla kullananlar, ergen kızlar. Ayrıca, günde bir saatten fazla kullananlar, ergenliğin ilerleyen yıllarında sağlık problemleri yaşama riski en fazla olan olanlar.
 
2009-2015 yılları arasında, farklı arka planlara sahip yaklaşık 10.000 gencin verilerinin kullanıldığı araştırmada çocuklardan "normal bir okul gününde" sosyal medyada ne kadar zaman harcadıklarını raporlamaları istenmiş. Birkaçı internet bağlantısının olmadığını veya sosyal medyada hiç zaman harcamadığını raporlamış; ancak bazıları dört saat veya daha fazla harcadıklarını bildirmişler. Bulgulara göre on yaşındaki kızların yüzde 10'u (erkeklerde bu oran yüzde 7), 15 yaşındaki kızlarınsa yüzde 43'ü (erkek çocuklarda yüzde 31) günde bir-üç saati sosyal medyada geçiriyor.

Gençlerin sağlıklarına dair iki ölçüm yapılmış. İlki, okul sorumlulukları, arkadaşları, aileleri, görünüşleri konusunda ve son olarak okul ve yaşam bir bütün olarak baktıklarında hissettikleri memnuniyetten elde edilen toplam bir puan. İkinci ölçümdeyse bilinen bir anket olan "Güçler ve Güçlükler Anketiyle" gençlere yaşadıkları sosyal ve duygusal zorluklar sorulmuş.
 
Bir okul gününde bir saat veya daha fazla sosyal medyada geçiren on yaşındaki kızlar, daha az sosyal medya etkileşimi olan kızlardan daha düşük mutluluk düzeyine sahipler. Ek olarak, on yaşındayken yüksek sosyal medya etkileşimi olan bu kızların, yaşları ilerledikçe daha çok sosyal ve duygusal zorluk yaşama olasılıkları artıyor. Araştırma genç kızlarda yüksek oranda sosyal medya kullanımının doğrudan zihinsel sağlık sorunlarına neden olduğunu söyleyemezken arada güçlü bir ilişki olduğunu vurguluyor. Sosyal medya kullanan, 10-15 yaş aralığındaki hem erkek hem de kız çocuklarda  mutluluk düzeyleri düşerken kızlarda düşüş oranı daha fazla.
 
Kızlardaki farkın nedeni ne?
 
Kızların sosyal medyadan erkeklerden daha fazla etkilenmelerinin bir kaç olası nedeni var. Kızlar, arkadaş oldukları veya takip ettikleri kişilerle kendilerini daha fazla kıyaslıyor. Filtrelenmiş veya Photoshop'lanmış görüntüler ve çoğunlukla pozitif olan gönderiler yetersizlik hissine ve azalan mutluluğa neden olabiliyor. Ayrıca kızlar, sosyal medyada bulunmak ve bunu sürdürmek konusunda erkeklerden daha fazla baskı görüyor. Sosyal medyada varlık göstermek sürekli güncelleme ve arkadaşların, içeriklerini paylaşmasını veya beğenmesini gerektiriyor. Algılanan popülerlikleri zamanla azalırsa sosyal ve duygusal zorlukları artabilir.
 
Diğer yandan erkekler, sosayal medyada bulunmaya kıyasla online oyunlar ve konsollarla vakit geçirmeye çok daha fazla meyilli, ancak araştırma bu konuyu kapsamıyor. Erkek çocukların sağlıkları, oyunlarla daha çok ilgili olabilir.
 
Bu durumda, gençleri zihinsel sağlıklarına zarar verme potansiyelinden korumak için ne yapılabilir? Sosyal medya etkileşimi kısa vadeli bir olay gibi görünmüyor. İngiltere'nin Çocuklardan Sorumlu Komisyonu'nun yayımladığı "Life in Likes" ("Beğeni İçinde Yaşam") adlı raporu, sosyal medya platformlarını uygun olmayan yaştaki kullanıcıları belirlemeye ve çocukları dijital çağdaki yaşama daha iyi hazırlamaya çağırdı. Verilen tavsiyeler potansiyel cinsiyet farklarını tartışmıyor; ancak bulgular erkek ve kız çocukarın yüksek düzeyde sosyal medya etkileşimine farklı tepkiler verebileceğini gösteriyor.
 
Teknoloji endüstrisinin entegre bir zaman kısıtlama mekanizması geliştirmesi için de çağrılar yapıldı. Yukarıda anlatılan araştırma böyle bir mekanizmayı destekliyor.  Online harcanan zaman -özellikle kızlarda- gençlerin mutluluklarındaki düşüşle ciddi biçimde bağlantılı. Tabii ki gençlerin ev ödevleri için, TV izlemek ve arkadaşlarıyla haberleşmek için internet erişimine ihtiyaçları var; ancak her okul gününde sohbet etmek, paylaşımda bulunmak ve kıyaslama yapmak için sosyal medyada  iki-üç saat harcamalarına gerek yok.