Selülitin en çok görüldüğü bölgenin uyluğun üst kısmı, kaba et ve baldırın arka yüzeyi olduğunu belirten Baysal, şöyle konuştu:

"Deri yüzeyinin alt tabakasının yapısındaki farklılıklar nedeniyle kadınlar erkeklere oranla selülitten 9 kat daha sık etkilenmektedir. Selülittin dolaşım kanalları üzerine yaptığı baskı dolaşımın bozulmasına, bozulan dolaşımın deri altı dokularında sıvı birikimine ve dokuların yeterince beslenememesi sonucunda deride çökmelere sebep olmaktadır. Bu da klasik olarak tabir edilen portakal kabuğu görünümünü yaratmaktadır. Selülit kilo ile ilintili olsa da sadece kilolu bireylerde değil normal kilolu ya da zayıf bayanlarda da görülen bir problemdir. Bunun temel nedeni ise hormonsal etkinliklerden kaynaklanmaktadır." Selülit neden oluşur Diyetisyen Fatma Baysal selülit oluşma nedenlerini şöyle sıraladı: Çeşitli dönemlerde meydana gelen hormonsal değişimlerden kaynaklanmaktadır. Özellikle ergenlik, hamilelik ve menopoz dönemlerinde artış göstermektedir. Oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) gibi bazı ilaçların kullanılması hormon dengesi üzerinde etkisi nedeniyle selülit oluşumuna sebep olmaktadır. Ailesel özellikler, kişinin genetik yapı. Dolaşım sistemi ve sindirim sistemi ile ilgili yaşanan sorunlar. Kabızlık, hipotiroid, doğum kontrol hapı kullanımı, karaciğer fonksiyonlarındaki bozukluklar ve sinirsel düzensizlik de selülite yol açabilecek olası durumlardandır. Bunun yanında yüksek topuklar, yanlış yürüme hareketleri, kambur oturma gibi yanlış davranışların da selülit oluşumunu hızlandırması olasıdır. Çünkü bu saydıklarımız toplardamarlarda ve lenf damarlarında kanın geriye doğru akışını olumsuz yönde etkiler. Yetersiz fiziksel aktivite ve hareketsiz yaşam biçimi, çok dar pantolon ve diz altı çorap giymek, sürekli bacak bacak üstüne atarak oturuyor olmak; kan ve lenfatik dolaşım sistemini olumsuz etkileyerek selülit oluşumunu tetiklemektedir. Sigara ve Alkol kullanımı: Sigara, güçlü bir damar daraltıcı ajan olması sebebiyle, cildin yeterince beslenmesini engelleyerek selülit oluşumuna neden olmaktadır. Beslenme önerileri Diyetisyen Fatma Baysal, yeterli ve dengeli beslenmeye ayrıca öğün atlamamaya özen göstermek gerektiğini belirtti. Günlük ortalama 2.5-3 litre sıvı tüketilmesini öneren Baysal şunları söyledi. Alacağınız bol su, hücre ve dokularınızı besleyerek toksinleri vücudunuzdan hızla atmanıza yardımcı olacak, böylece selülit oluşumunu da önleyecektir. Rafine şekerler, hayvansal yağlar ve fast food ve hazır yiyeceklerden tamamen uzak durarak günlük tuz tüketiminizi de sınırlandırın. Damarlara büyük zarar veren sigara ve aşırı alkol kullanımından kesinlikle kaçının. Kafein alımını sınırlandırın, aşırı çay, kahve, kolalı içecekler tüketiminden kaçının. Daha hareketli bir yaşam daha az selülit demektir. Bu nedenle haftanın 3-4 günü 30-60'ar dakika sürecek olan yürüyüş, yüzme, yoga, pilates, jimnastik gibi sporlara vakit ayırın. Böylelikle kan dolaşımınızı artırarak selülit oluşumunu önleyebilirsiniz.

Yemeklerinizde kullandığınız yağ miktarını azaltmaya çalışın.

Yemeklerinizi daha çok haşlama, ızgara veya buğulama gibi daha sağlıklı yöntemlerle yapmaya özen gösterin. Düzensiz bir şekilde kilo alıp vermekten kaçının. Sabit bir kiloda kalmaya özen gösterin. Posa içeriği zengin sebze, meyve ve kuru baklagillerle tam tahıl ürünlerine beslenmenizde daha fazla yer ayırın. Ayrıca yüksek miktarlarda tuz, refine şeker, tüketiminden uzak durmak gerekiyor. Yüksek miktarlarda hayvansal kaynaklı protein tüketilmemelidir. Tüketilen hayvansal kaynaklı proteinler mümkün olduğunca yağı azaltılmış tercih edilmelidir. Selült oluşumunu engelleyen gıdalar Diyetisyen Fatma Baysal selülitin geniş kapsamlı bitkisel tedavisi daha çok bağ dokusu yapısını güçlendiren ürünlerin tüketilmesi yoluyla hedeflendiğini belirterek selülit oluşumunu engelleyen gıdalar hakkında şu bilgileri verdi.

Üzüm çekirdeği ve toz kakao: İçeriğinde bioflavonoid olan bu besinler kolajeni yıkan enzimleri bloke ediyor ve bağ dokusuna destek oluyorlar.

Yeşil yapraklı sebzeler (Maydanoz, brokoli vb.): Yapılan araştırmalar selülit oluşumunu azaltmada antioksidan öğeler olan A, C vitaminleri ve çinkonun etkili olduğunu göstermektedir. Özellikle bu antioksidan yapıları içerisinde bulunan taze meyve ve sebzelerin tüketimine özen gösterilmesi gerekmektedir. koyu yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller, ve taze meyvelerin günlük tüketimini 6-8 porsiyona kadar çıkarmanız gerekmektedir.

Su: Bol su içmek kan dolaşımının düzenlenmesini sağlıyor ve ödemin oluşmasını önlüyor. Ayrıca yağ hücrelerinin emilimini sağlamak gibi önemli bir rol de üstleniyor. Günde en az 2.5-3 litre su içmeye özen gösterin.

Kuşkonmaz ve lahana: Ödem söktürücü ve toksin atma özelliği nedeniyle bu besinler sofranızda sık sık yer almalı. Toksin atmak için beyaz lahana kürü de yapabilirsiniz. Bunun için; kaynayan yarım litre suda 5-6 adet beyaz lahana yaprağını parçalamadan, ağzı kapalı bir tencerede hafif ateşte 10 dakika haşlayın. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez aç veya tok karnına birer su bardağı için. Kürü 5 gün boyunca ve her seferinde tekrar hazırlayarak uygulayın. 3 gün ara verdikten sonra küre 5 gün daha devam edin.

Balık: Somon gibi yağlı balıkta bolca bulunan Omega -3 damarları genişleterek kan akışının ve dolaşımının rahatlamasına katkıda bulunuyor. Haftada 2-3 gün balık tüketin. Soğan ve sarımsak: Kan basıncının ve dolaşımının rahatlamasını sağlıyorlar.

Ananas: Taze ananasta bulunan bromelin enzimi protein ayrıştırıcı ve sindirimine yardımcı bir enzimdir. Kükürtlü bileşikleri de içeren bromelin enzimi sadece protein sindirimine yardımcı olmakla kalmaz, şişkinliğin ve ödemin atılmasına da katkıda bulunur. Böylece selülit oluşumunu engellemeye yardımcıdır. Hergün 1 ince dilim ananas tüketilmesi olumlu etki gösterecektir.

Zencefil: Her gün 5-6 kibrit çöpü şeklinde kestiğiniz zencefili çayınızın içine katabilirsiniz.

Muz: içerisinde yer alan potasyum ile kan basıncını düşürerek dolaşıma yardımcı oluyor ve dokuları atık maddelerden temizliyor. Sindirim ve düşük tansiyon sorununuz yoksa, günde bir adet muz tüketmenizde fayda var. Karpuz, avokado, havuç, fasulye ve bezelye de fazla miktarda potasyum içeriyorlar.

Kereviz: Kan damarlarının kasılmasını engelleyerek dolaşımın rahatlamasını sağlıyor.

Yeşil çay: İçeriğindeki kateşin ile yağ yakımını hızlandırıyor. Günde iki fincan yeşil çay içmenizde fayda var.