Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Gıda, Beslenme ve Kanserin Önlenmesi Sempozyumu Raporu'nun tamamlandığını ve çarpıcı sonuçlara ulaşıldığını belirterek, "Yenildiği veya içildiği takdirde kanseri önlediği ya da tedavi ettiği gösterilen hiçbir gıda maddesi yok" dedi.

TÜBA Gıda, Beslenme ve Kanser Çalışma Grubu yürütücülerinden Demirer, TÜBA Gıda, Beslenme ve Kanserin Önlenmesi Sempozyumu Raporu'nu AA muhabirine değerlendirdi.

Tamamlayıcı, alternatif tıp ve bunlarla ilgili ürünlerin devreye girmesinin "beslenme ve kanser ilişkisi"nin en popüler konular arasına girmesine neden olduğunu dile getiren Demirer, bu konuya dair spekülatif haberlerin sıklıkla ön plana çıktığını söyledi. Konunun otoritesi olan veya çoğu zaman olmayan değişik kişi ve odakların görüş belirterek vatandaşlarda ve özellikle hastalarda kafa karışıklığı yarattığını ifade eden Demirer, bu nedenle TÜBA-Kanser ve Gıda-Beslenme Çalışma Grupları'nın "Gıda, Beslenme ve Kanserin Önlenmesi Sempozyumu"nu düzenlemeye ve konuyu mercek altına almaya karar verdiğini anlattı.

Demirer, TÜBA üyeleri, TÜBİTAK, Sağlık ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlıkları, devlet ve vakıf üniversiteleri, devlet ve özel hastaneler ile çeşitli derneklerden öğretim üyeleri ve yöneticilerin katılımıyla gerçekleşen sempozyuma ilişkin hazırlanan raporun, bu alandaki en kapsamlı ilk çalışma olduğunu vurgulayarak, raporun özellikle kanser hastaları tarafından hassasiyetle dikkate alınması gerektiğini ifade etti.

"SİGARA 20 KANSER TÜRÜNÜ TETİKLİYOR"

Rapora yansıyan sonuçlar hakkında bilgi veren Demirer, kanser tedavisi gören hastaların yaklaşık yüzde 40'ının aldıkları kemoterapiye ilaveten, onkologlarından haberli ya da habersiz tamamlayıcı veya alternatif tıp ürünlerini de kullandıklarını kaydetti.

Yenildiği veya içildiği takdirde kanseri önlediği ya da tedavi ettiği gösterilen hiçbir gıda maddesi bulunmadığının altını çizen Demirer, obeziteden korunma ve alkol tüketiminin azaltılması dışında diyetin kanser riskini kesin olarak azalttığını gösteren spesifik bir kanıt bulunmadığına işaret etti.

Demirer, sigaranın başta akciğer kanseri olmak üzere yaklaşık 20 kanser türünü tetikleyen en güçlü etkenlerin başında geldiğini ifade etti. Sigaranın tek başına diyet faktörleri ve beslenme alışkanlıklarından kaynaklanan kanserlerden daha fazla hastalığa neden olduğuna dikkati çeken Demirer, kansere yol açan diğer nedenleri şöyle sıraladı:

"Kansere yol açtığı gösterilen çevre faktörleri arasında radyasyon ve ultraviyole önemli yer tutmaktadır. Obezitenin özellikle meme kolon ve endometriyum (rahim) kanseri riskini artırdığına ilişkin çok sayıda çalışma vardır. Odun ve kömür ateşinde ızgara, tütsüleme, tuzlayarak saklama yöntemleri ile hazırlanan gıda maddelerinde kanser başlatıcı maddelerin meydana gelme olasılığı son derece yüksektir. Özellikle ağız boşluğu ve yemek borusu kanserleri riskini artırdığı öteden beri bilinen alkolün düzenli tüketilmesi durumunda kadınlarda meme kanseri riskini de belirgin olarak artırdığı gösterilmiştir. Sigara ile birlikte olduğunda alkolün ağız boşluğu ve yemek borusu kanserine yol açma riski çok daha fazla olmaktadır."