Ülkemizde görülme sıklığı giderek artan kronik böbrek yetmezliği, böbreklerin işlevini tam olarak yerine getirememesinden kaynaklanıyor ve yaşam kalitesini bozmakla kalmayıp ciddi hayati tehdit oluşturuyor. Erken teşhis ve tedavinin önemine vuru yapan Nefroloji Uzmanı Dr. Funda Yalçın, böbrek fonksiyonlarının bozulmasıyla vücuttaki tüm sistemlerin etkilendiğini söyledi. 

Böbrek yetmezliğinin erken dönemlerinde herhangi bir şikayete yol açmadığını, hastalığın ilerlemesiyle birlikte belirtilerin ortaya çıktığını, en çok sık idrara çıkma ve anemiye bağlı halsizlik şikayeti olduğunu belirten Yalçın, "Hastalığın evresi ilerledikçe bulantı, kusma, iştahsızlık, kaşıntı, nefes darlığı, ağız kokusu, uyku bozukluğu, bacaklarda kasılma gibi sorunlar da ortaya çıkmaktadır. Fakat bu şikayetler ve belirtiler olmadan da son evre böbrek yetmezliği tanısı konularak diyaliz veya organ nakli gerekebilmektedir. Kronik böbrek yetmezliği hiçbir belirti ve bulgu vermeden de seyredebilen sinsi bir hastalıktır" dedi. 

DİYABET VE HİPERTANSİYON ÖNEMLİ NEDENLERDEN 

Böbrek yetmezliğine neden olan en önemli hastalıkların diyabet ve hipertansiyon olduğunu söyleyen Yalçın, "Şayet bu iki hastalıktan biri varsa mutlaka belli aralıklarla kan ve idrar tetkiki yaptırmak gerekmektedir. Kan tetkiklerinde üre ve kreatinin; tam idrar tetkikinde protein kaçağına bakılması kronik böbrek hastalığı açısından çok önemli fikirler verebilen basit testlerdir. Diyabet ve hipertansiyonu olan hastalarda, kronik yetmezliği destekleyen belirtilerin ortaya çıkması beklenirse tanıda çok geç kalınabilir. Ayrıca genetik özelliği olan bazı hastalıkların (polikistik böbrek hastalığı, ailesel Akdeniz ateşi vb.) aile içinde tespit edilmesi, ailenin diğer bireylerinin incelenmesiyle erken tanı konulması açısından önemlidir" bilgisini aktardı. 

İDRAR YOLLARI ENFEKSİYONLARINI CİDDİYE ALIN 

Bir diğer sebebin, böbrek taşları ve idrar yolu enfeksiyonları olduğunu belirten Yalçın, "Böbrek taşı olan bir hasta genellikle böğür ağrısı ve idrardan kan gelme şikayeti ile başvurmaktadır. Bu dönemde yapılan kan, idrar ve görüntüleme yöntemleri ile taşın tespiti ve sonrasında taşın tedavisi ile böbrek yetmezliği gelişimi engellenebilmektedir. Sık idrar yapma, idrar yaparken yanma ve ateş, idrar yolu enfeksiyonlarını düşündürmektedir. Sık geçirilen idrar yolu enfeksiyonları da böbrek yetmezliğine neden olmaktadır. Bu nedenle idrar yolu enfeksiyonları basit bir enfeksiyon olarak değerlendirilmeyip, altta yatan nedene yönelik inceleme yapılması ileride gelişebilecek ciddi sorunları önleyebilmektedir" ifadesini kullandı. 

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR 

"Böbreklerin atıklardan ve aşırı sıvılardan kurtulma yeteneğine hasar veren bir böbrek rahatsızlığı olan glomerulonefritler de önemli bir kronik böbrek hastalığı nedenidir" diye konuşan Dr. Yalçın, Bu hastalarda en çok göz kapaklarında ve bacaklarda şişlik, kan basıncında yükselme ve idrardan kan gelme şikayeti olmaktadır. Basit bir tam idrar tetkikinde idrarda protein kaybı ve kan hücrelerinin görülmesi glomerulonefriti desteklemektedir. Kesin tanı böbrek biyopsisi ile konulmaktadır" dedi 

Tanı sonrası tedaviye başlamakla kronik böbrek hastalığında gelişimin önlenebildiğini belirten Yalçın, hastalıkla mücadelenin en önemli aşamasının, erken tanı olduğunun altını çizdi.