Türkiye Skolyoz Araştırma ve Tedavi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Omurga Cerrahı Prof. Dr. Muharrem Yazıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, skolyozun eğri sırt anlamına geldiğini belirterek, bazı çocukların ana rahminde omurga sorunuyla geliştiğini ve eğri bir sırtla doğduğunu söyledi.
Yazıcı, kas veya sinirleri hasta olan çocuklarda omurganın doğumda normalken zamanla eğildiğini, bazı kemik gelişim bozukluklarının, romatizmal hastalıkların, enfeksiyon veya tümörlerin sırtın eğrilmesine neden olabildiğini ifade etti. 

Çocukluk çağında görülen sırt eğriliklerinin yüzde 80'inde kesin bir neden gösterilemeyeceğine işaret eden Yazıcı, nedeni bilinmeyen (idiyopatik) skolyozda bu tür eğriliklerde genetik faktörlerin sorumluluğunun bilinse de çok güçlü bir genetik geçiş gösterilemediğini kaydetti. 

Prof. Dr. Yazıcı, yaygın inanışın aksine, çocuğun oturma ve yatış şekli, omuzda ağır çanta taşınması gibi faktörlerin eğrilik gelişiminde bir rolü olmadığını anlatarak, şu bilgileri verdi:

"Ergenlik çağında ve kız çocuklarında daha sık görülen bu tip eğriliklerin büyük çoğunluğu dışarıdan fark edilebilecek boyutlara ulaşmaz. Ergenlik öncesi dönemde fark edilebilir düzeylere ulaşan idiyopatik skolyozların büyük çoğunluğunda korse tedavisi eğrilik artışını engelleyebilir. Ancak korsenin başarılı olamadığı veya geç tanınmış bir grup hasta için cerrahi tedavi en ideal seçenektir. İdiyopatik skolyoz, esasen kozmetik bir sorundur. Ancak ihmal edilmiş ve çok ileri düzeye ulaşmış eğriliklerde akciğer, kalp sorunları ortaya çıkabilir, orta yaşlarda ciddi sırt ve bel ağrıları yaşamı güçleştirebilir. Cerrahi tedavide standart uygulama eğriliğe dahil omurgaları vidalar veya kancalarla tespit ettikten sonra omurganın düzeltilmesi ve düzeltilmiş haliyle dondurulmasıdır. Her türlü cerrahi, riskler ve tehlikeler içerir. Ancak günümüzde modern tıbbın imkanlarıyla deneyimli ellerde uygulanan idiyopatik skolyoz cerrahisi, genel olarak sağlıklı, omurgasında doğumsal kusurları olmayan ergende mükemmel sonuçlar vermektedir. Skolyoz ameliyatı ileri yaşlarda hamileliğe, çocuk sahibi olmaya, meslek edinmeye engel değildir."

Büyümesini tamamlamış çocukların estetik sorun yaratmayan eğriliklerini ameliyat etmenin gerekmediğini vurgulayan Yazıcı, tedavi kararının da çocuk omurga hastalıkları konusunda deneyimli bir cerraha danışılarak verilmesi gerektiğini söyledi. 

"SKOLYOZ KORSE TEDAVİSİYLE ENGELLENEBİLİR"

Skolyoz Araştırma ve Tedavi Derneği Başkanı Prof. Dr. Hürriyet Yılmaz, idiyopatik skolyozda 20-45 derece açısı olup büyümekte olan çocuklarda sorunun ilerlemesini kontrol altına almak, oluşacak kozmetik bozulmayı engellemek ve cerrahi sınıra ulaşmasını önlemek için korse tedavisi önerildiğini anlattı.

Korsenin, skolyozun eğrilik açısı ve yerleşim yeriyle çocuğun vücut ölçülerine göre üretilmesi gerektiğine dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:

"Skolyoz korseleri tüm omurgayı ve kalçayı kontrol edecek şekilde tasarlanır. Korseler omurgayı saran ve genellikle oldukça sert plastik malzemeden üretilir. Yumuşak korseler ve hazır korseler skolyoz korsesi olarak kullanılamaz. Gelişen teknoloji ile bu korseler son yıllarda bilgisayarda tasarlanmakta ve üretilmektedir. Skolyoz korsesinin doğru tasarlanmış ve eğriliği kontrol edecek şekilde olması yanında mutlaka büyümekte olan çocukta günde en az 20 saat üzerinden çıkarılmadan kullanılması gereklidir. Korse kullanımı büyümenin tamamlanmasına ve tehlikeli eşiğin geçilmesine dek kullanılmalıdır. Korse kullanmak çocuklar tarafından çok zor kabul edilmektedir. Aile ve arkadaşların çocuğu korse kullanımı konusunda cesaretlendirmesi önemlidir. Bu nedenle skolyoz ile ilgili farkındalığın artırılması erken tanı ve tedavi şansı verecektir." 

"SKOLYOZ TEDAVİSİNİN AYRILMAZ PARÇASI EGZERSİZ"

Skolyoz Araştırma ve Tedavi Derneği Başkan Yardımcısı Uzman Fizyoterapist Ahsen Büyükaslan, idiyopatik skolyozda egzersiz tedavisinin, korse veya cerrahi tedaviye eşlik eden, sürecin ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi. 

Büyükaslan, 15 dereceden büyük tüm eğriliklerde egzersiz tedavisinin önerildiğine işaret ederek, "Egzersiz tedavisi, skolyozun ilerlemesini önlemek, kas dengesizliğini ortadan kaldırmaya çalışarak vücuttaki asimetrik yüklenmeyi azaltmak, postürü iyileştirmek ve beden farkındalığını artırmak için gereklidir. Egzersiz tedavisi, korse kullanan bireylerde korsenin düzeltme etkisini artırmaktadır. Korse tedavisi sonlandırıldıktan sonra da düzeltme etkisinin korunması için egzersizler gereklidir." şeklinde konuştu. 

Cerrahi tedavi gereken skolyozlu bireylerde de hem cerrahi öncesi hem de sonrasında özel egzersiz ve rehabilitasyon programı uygulanması gerektiğini dile getiren Büyükaslan, şu bilgileri verdi:

"Skolyoz tedavisinde, tüm dünyada skolyoza spesifik egzersizler olarak bilinen 3 boyutlu egzersiz yaklaşımları oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu yaklaşımlardan en eskisi ve dünyada oldukça popüler olan Almanya kökenli 3 Boyutlu Schroth yaklaşımı, bugün artık Türkiye'de de konuda uzman fizyoterapistler tarafından uygulanmaktadır. Skolyozun tedavisinde eğriliğe ve bireye özgü özel egzersiz programları tedavi başarısı için oldukça önemlidir."