“Medikal/Tıbbi yardım için başvuran ‘obez’ bireylerin üçte birinde ‘Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu’ görülmektedir.” diyen Beslenme Uzmanı Didem Kanca Üstay, teşhisi konulmamış bireylerle birlikte bu oranın çok daha fazla olduğunu söylüyor.

Beslenme Uzmanı Didem Kanca Üstay: Neden sürekli yemek düşünür olduk?

Tıkınırcasına yeme bozukluğuna sahip kişilerin psikolojik yardım almaları gerektiğine değinen Üstay, “Çoğu zaman kilolu bireyler sürekli diyet yaparak, diyetisyen diyetisyen dolaşarak kilo veremediklerinden yakınırlar. Oysa belki de farkında olmadıkları ‘tıkınırcasına yeme bozukluğu’ yaşıyorlar. Bunun tedavisi için hem bu alanda uzmanlaşmış psikolog/psikiyatriste hem de diyetisyene gitmeleri gerekir. Psikolojik olduğu kadar fizyolojik olarak da vücut ele alınmalıdır. Yeme ataklarının şiddetini ve sayısını azaltmak için psikolojik destek kadar doğru ve sağlıklı beslenmeyi öğrenmeleri de şarttır.” şeklinde konuştu ve Amerikan Psikiyatri Birliği’nin sunduğu kriterleri sıraladı:

Tıkınırcasına yeme bozukluğunda, esasında tam olarak iyileşme süreci için klinik bir tanımlama yoktur. Süreç tamamen kişiye göre değişmektedir. En önemlisi kişinin kendisinin iyileşmek istemesidir. Eğer aşağıdaki kriterlerden bir veya daha fazlası size uyuyorsa uzmanlardan muhakkak destek almanız gerekir.

Amerikan Psikiyatri Birliği’ne göre tıkınırcasına yeme sendromu kriterleri:

*Sürekli tekrarlanan ataklar

1. Belli bir zaman diliminde birçok insanın yiyebileceğinden çok daha fazlasını yemek

2. Yemek esnasında kontrolü kaybetmek. Örneğin kendini durduramama ya da ne kadar yediğini kontrol edememek.

*Ataklar sırasında bu aşağıdaki üç madde ve daha fazlası olabilir;

1. Normalden daha hızlı yemek
2.’Ağzına gelene kadar’ yemek
3. Açlık hissedilmediği halde çok fazla yemek
4. Ne kadar yenildiği başkaları tarafından görünür diye utandığından yalnız yemek
5. Yedikten sonra kendinden iğrenmek, depresif ya da suçlu hissetmek