Türkiye’nin tüp bebek uygulamalarındaki başarı oranlarıyla diğer ülkelerle yarışır durumda olduğunu belirten Medical Park Fatih Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tülay Çağlar, tüp bebek tedavisinde doğru bilinen yanlışları anlattı.

Anne adayının yaşı, yumurta rezervi ve baba adayının sperm kalitesi gibi çok sayıda etkenintüp bebek başarısında rol oynadığını dile getiren Dr. Çağlar, tüp bebek tedavisi ile ilgili doğru bilinen yanlışları 10 başlıkta şöyle sıraladı: 

35 YAŞ ÖNEMLİ BİR SINIR! 

YANLIŞ: Her yaşta tüp bebek yapılabilir.

DOĞRU: Tüp bebek tedavisinde kadınların yaşı çok önemlidir. Özellikle 35 yaş sonrası hızla azalan yumurta rezervi, tedavinin başarısını olumsuz yönde etkileyebilir. 35 yaşından itibaren yumurta sayısı ve kalitesi azalmaya başlar. Çocuk sahibi olmayı planlayan ancak kariyer ya da başka sebeplerle erteleyen kadınlar, yaşları ilerlemeden yumurtalarını veya embriyolarını dondurarak gerekli tedbiri alabilir.

YANLIŞ: Tüp bebek tedavisi zor ve ağrılıdır.

DOĞRU: Tüp bebek tedavisi günümüzde en etkin ve en başarılı yardımcı üreme tekniğidir. Teknolojik gelişmelerin de katkısıyla tedavi sürecinin tüm aşamaları ağrısız gerçekleştirilir ve anne adayı her yapılan işlemden sonra normal yaşamına devam edebilir.

YANLIŞ: Tüp bebek tedavisi sonrası uzun süre yatmak gerekir.

DOĞRU: Embriyo transferi yapıldıktan sonra, yataktan kalkmak hatta hareket etmemenin daha doğru olduğuna inanıldığı gibi bir yanılgı var maalesef. Oysa bilimsel olarak böyle beklentinin hiçbir karşılığı yok. Yıkanmanın bile zararlı olabileceğini ve düşük sebebi olacağına inananlar da var. Transfer yapılan hastanın tamamen normal hayatına devam etmesini isteriz ve bekleriz. Nasıl normal yollarla gebe kalan kadınlar hayatlarına devam ediyorsa tüp bebek tedavisi sonrasında da hayat aynı şekilde devam ettirilmelidir.

YANLIŞ: Tüp bebek uygulaması her zaman başarı ile sonuçlanır.

DOĞRU: Tüp bebek uygulaması en başarılı yardımcı üreme tekniğidir. Başarı oranı en yüksek olan bu teknik, her gün teknolojinin hızla ilerlemesi sonucu yaptığı katkıyla başarısını daha yüksek oranlara ulaştırmaktadır. Tedavide başarıyı artıran ya da azaltan birçok faktör var. Bunlardan en önemlisi kadının yaşıdır. Yani başarı oranı hiçbir zaman yüzde 100 değildir. 

ANNE ADAYI KİLOSUNA DİKKAT ETMELİ

YANLIŞ: Tedavi ile beslenmenin bir ilgisi yok.

DOĞRU: Anne adayı sağlıklı beslenmeyi tercih etmelidir. En önemlisi fit olmalıdır. Obez olması başarıyı olumsuz, fit olması ise başarıyı olumlu yönde etkiler. 

YANLIŞ: Bir çocuğum var tüp bebek tedavisi kesin tutar.

DOĞRU: Bu beklenti doğru değildir. Çocuk sahibi olmanız tüp bebek tedavisinin yüzde 100 başarılı olması anlamına kesinlikle gelmez. Birçok faktörden dolayı, sadece tüp bebek değil normal yolla gebe kalan bir kadının bile ikinci gebeliği gerçekleşmeyebilir. 

YANLIŞ: Tüp bebekte kadının rolü erkekten daha önemli.

DOĞRU: Kısa metrajlı bir film olarak bakarsak evet, kadının rol olarak aldığı süre daha uzun ve önemli gibi duruyor. Hatta erkek sadece tek bir sahnede gözüküyor. Tüm yük anne adayının üzerinde gidiyor. Ancak erkek tedavi süreci başlaması öncesinde sağlığına dikkat ederek, en önemlisi tüm tedavi süresince eşine yapılan uygulamalarda ona vereceği destek ve güçle çok önemli bir rolü icra edecektir.

YANLIŞ: Bu tedaviler sonucunda yumurtalık rezervi tükenir.

DOĞRU: Tüp bebek tedavisi sırasında yapılan uygulamalar, yumurtalık rezervini azaltan bir etkiye sahip değildir. Yumurtalık rezervi yaşa ya da başka sebeplere bağlı olarak azalım gösterir. 

YANLIŞ: Tüp bebek tedavisi erken menopoza neden olur.

DOĞRU: Tedavi süresince yapılan uygulamalar ya da verilen ilaçlar menopoza neden olmaz. Menopoz yaşın ilerlemesi ve yumurtalık rezervin azalmasına bağlı olarak gelişir. Bu düşünce ile tedaviden kaçınılması son derece yanlıştır.

YANLIŞ: Tedavide kullanılan ilaçlar meme ve yumurtalık kanseri riskini artırır.

DOĞRU: Tedavide kullanılan ilaçların bilinen diğer ilaçlarda olduğu gibi yan etkileri dışında bir etkisi görülmemiştir. Bu konuda birçok ve geniş çapta bilimsel çalışmalar yapılmış ancak meme kanseri ve yumurtalık kanseri ile ilgili olarak doğrudan bir ilişki gözlenmemiştir.

NTV