Yaz aylarıyla birlikte artan sıcaklar, özelikle çocuklar ve yaşlılar için dikkat edilmesi gereken bir konu.  Güneş, D vitamini kaynağı olarak vazgeçilmez bir unsur olsa da, yaz aylarında dikkat edilmemesi halinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği biliniyor.  Uzmanlar, öğle saatlerinde doğrudan güneş altında bulunulmaması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.  

Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatma Deniz  yaz aylarında cilt sağlığı,  Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mert Taşkın  çocuk sağlığı  için nelere dikkat edilmesi  ve Uzman Diyetisyen Ayşe Hacıarif de yazın nasıl beslenilmesi gerektiği konusunda TAK muhabirine bilgiler verdi.

“CİLT NE KADAR BRONZSA O KADAR HASARLI”  

Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatma Deniz, bronzlaşmanın tüm dünya toplumlarında sağlıklı bir görünüm ile ilişkilendirilse de, aslında deri hasarı olduğunu vurguladı ve bronzlaşmanın derinin kendini koruma yöntemi olduğunu, derinin bronzluk derecesinin, aldığı hasara işaret ettiğini ifade etti. 

Deniz, yaz aylarında 11.00-16.00 saatleri arası güneş ışınlarına maruz kalmamanın ve özellikle açık tenli kişilerle 6 aydan büyük bebeklerde “gün örtüsü” denilen güneş koruyucu ürünlerin kullanılmasının önemli olduğunu belirtti.  Deniz, Cilt tipine uygun en az 30 koruma faktörlü kremlerin dışarı çıkmadan 15-20 dk. önce sürülmesi ve 3-4 saatte bir tekrar edilmesi gerektiğini vurguladı.

Yaz mevsiminde vücudun suyla teması arttıkça cilt normalden daha fazla kuruyacağından neme olan ihtiyacının da arttığını kaydeden Dr. Fatma Deniz mutlaka uygun bir nemlendiriciyle cildi nemlendirmek gerektiğine vurgu yaptı.

Havuzdan sonra ıslak kalma, çok terleme gibi nedenlerden ötürü mantar hastalıklarında yazın artış görüldüğünü de dile getiren Deniz, havuz hijyenine ve ıslak kalmamaya dikkat edilmesi konusunda uyardı.

“YAŞAM İÇİN YARARLI ETKİLERİ OLSA DA…”

Yaşam için yararlı etkileri tartışmasız olsa da, güneşle sınırlı temasta bulunmak gerektiğini söyleyen Dr. Fatma Deniz, güneş ışığının, cildin erken yaşlanmasını artıran en önemli faktör olduğunu, ciltte istenmeyen lekeler ve  çiller oluşmasına yol açtığını belirtti.  Deniz, güneşin bilimsel olarak kesinlik kazanan en önemli zararının ise, deri kanseri oluşum riskini arttırması olduğunu kaydetti.

Saçların da yazın çok yıprandığını ve güneş koruyucu içeren şampuanlar kullanılması gerektiğini söyleyen Deniz, ayak bakımlarının da yaz döneminde ihmal edilmemesi gerektiğini, çıplak ayakla kum ve sert zemine temasın ayak tabanı ve topuklarda kalınlaşmaya neden olduğunu belirtti.

Kozmetik görünüm kaygısı yanında kalınlaşan deride zamanla yarık ve çatlaklar oluşabildiğini, bunun özellikle diyabet hastalarında enfeksiyon için bir giriş kapısı teşkil ettiğini anlatan Deniz,  “O nedenle yaz dönemlerinde ayaklar özellikle de parmak araları kurutulmalı, günlük bakım kremleri ile de nemlendirme sağlanmalı, kalınlaşma olduğu durumlarda salisilik asit içerikli kremler gibi kalın dokuyu inceltici etkili ürünlerden yardım alınmalıdır” dedi.

SAĞLIKLI BİR CİLT İÇİN TAZE SEBZE VE MEYYE, SU İÇERİĞİ YÜKSEK BESİNLER…

Sağlıklı bir cilt için taze sebze ve meyve tercih edilmesinin öneminin altını çizen Dr. Deniz yaz aylarında özellikle su içeriği yüksek besinler tüketmenin ve bol su içmenin atlanmaması gerektiğini söyledi.

Dr. Fatma Deniz, cilde nem katan ve diri görünüm sağlayan özellikle brokoli, marul, roka, tere gibi yeşil yapraklı sebzeler ve kavun, kivi, muz, armut, erik, şeftali, avokado gibi meyveler, ceviz, fındık, zeytinyağı, yumurta, balık, hindi, et ya da tavuk ve deniz ürünlerinden zengin bir mutfağın sadece yaz aylarında değil, ömür oyunca tüketilmesini;  ara öğünlerde cildi gençleştiren ve kırışıklıklara iyi gelen orman meyveleri, dut, böğürtlen, çilek yemeyi de önerdi.

TAŞKIN: “YAZIN SU KAYIPLARI KONUSUNDA DİKKATLİ OLUNMALI”

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mert Taşkın da aşırı sıcakların  1 Yaş altı çocuklar ve 65 yaş üstü yetişkinleri daha çok etkilediğini kaydetti ve özellikle terlemelerle beraber olan su kaybı konusunda dikkatli olunması gerektiğini söyledi. 

Su kaybının en büyük göstergesinin idrar azalması olduğunu belirten Taşkın, idrar azaldığında ya da rengi koyulaştığında takviye yapılması gerektiğini söyledi. Taşkın, yaz aylarında çocuklarda ishal riskinin tetiklendiğini, havuzlardan ve su kaydıraklardan bulaşabilecek idrar yolu enfeksiyonlarının ise bir diğer tehlike olduğunu ifade etti.

“KLİMA FİLTRELERİ TEMİZLENMELİ”

Yaza girerken klima filtrelerinin polen ve bakterilere karşı temizlenmesi gerektiğini de ifade eden Taşkın, klimada bakteri üremesinin özellikle çocuklar ve yaşlılar  için tehlikeli olabilecek zatürreye yol açabileceğini belirtti. 

Klima derecesinin dışardaki ısıdan 10-15 derece aşağıda olacak şekilde ayarlanmasının önemli olduğunu da vurgulayan Taşkın, bakteriler sıcak ortamda rahat ürediği için gıdalarda ve genel anlamda hijyene dikkat edilmesi, yiyeceklerin bekletilmeden tüketilmesi gerektiğini anlattı.

Taşkın, güneşin dik açıyla gelmediği 11.00– 16.00 saatleri dışındaki saatlerde yarım saat güneş ışığı almanın vücutta   D vitamini üretilmesi açısından önemli olduğunun da altını çizdi ve D vitamininin kas ve kemik sağlığı ile bağışıklık sisteminin için çok önemli olduğunu vurguladı.

HACIARİF: “EN ÖNEMLİ ŞEY YETERLİ SU TÜKETİMİ…”

Uzman Diyetisyen Ayşe Hacıarif de yaz aylarında yeterli sıvı tüketimi özellikle de  yeterli su tüketiminin en çok dikkat edilmesi gereken unsur olduğunu vurguladı.

Sıcakların artmasıyla birlikte artan sıvı ihtiyacının gazlı içecekler veya paketli meyve suları ile karşılanmaması gerektiğini kaydeden Hacıarif, sade maden suyu ve ara sıra taze sıkılmış meyve suyu içilebileceğini söyledi. 

Günde 2-2.5 lt su içmenin de ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Hacıarif, “Eğer daha çok ihtiyacımız oluyorsa daha çok içebiliriz. İdrar rengimizi takip ederek yeterli içip içmediğimizi anlayabiliriz, berrağa yakın bir rengi olması gerekiyor” dedi.

“YENEN MEYVE PORSİYONUNA DİKKAT ETMEK GEREKİR”

Yaz aylarında meyve çeşitliliğinin arttığını, her meyvenin yenebileceğini ancak porsiyona dikkat etmek gerektiğini vurgulayan Hacıarif, günün farklı öğünlerinde birer porsiyon olmak üzere 2-3 porsiyon meyve tüketmenin ihmal edilmemesi gerektiğini kaydetti.

Özellikle yağlı, çok şekerli, kızartılmış yiyecekler, ağır soslar ve sakatatlardan uzak durmak gerektiğini kaydeden, Hacıarif, yağlı ve kızartılmış yiyecekler yerine zeytinyağlı sebze ve salata yemekleri, ızgara buharda fırında veya kendi yağında pişmiş et çeşitlerinin tercih edilmesini önerdi.

Hacıarif, basit karbonhdrat içeriği yüksek beyaz ekmek pirinç, makarna yerine, tam tahıllı ekmek, bulgur, tam buğday makarnasını tercih edilmesi gerektiğini de vurguladı.

Şerbetli tatlılar yerine dondurma veya sütlü tatlı tercih etmenin  daha sağlıklı olacağını da dile getiren Hacıarif, ara öğün olarak meyveler, çiğ kuruyemişler, süt, yoğurt, ayran kefir gibi yiyeceklerin  tercih edilmesini tavsiye etti.