Moda dünyasının ve medyanın “Terzi Yamağı” olarak tanıdığı Barbaros Şansal’ın ilk kitabı “Prova Odası” kitabevi raflarındaki yerini aldı.

Destek Yayınları tarafından piyasaya çıkartılan “Prova Odası” kaderinin kalemini hayatındaki kadınların eline terk eden iki erkeğin duygusal çıkmazlarını sürükleyici bir kurgu içinde anlatıyor.

Türk aristokrat burjuvazisinin yaşam şeklinin ve psikolojik profilinin incelikli bir anlatımla kaleme alındığı roman, geçmişten günümüze moda camiasının kapalı kapılar ardında, özellikle prova odalarında konuşulan ve sektörü değiştiren sırlarını gün ışığına çıkıyor.   

Barbaros Şansal’ın Kıbrıs’ta tutuklu bulunduğu süreç içinde kaleme aldığı Prova Odası, burjuvazinin duygusal dünyasına ve günlük yaşamına kapı deliğinden keskin bir bakış atarken, yolları bir terzi dükkanında kesişen Davut ve Yusuf’un yeni bir geçmiş yazabilmek adına gösterdikleri duygusal çabayı da ustalıklı bir kurguyla örüyor.

Arka kapak;

Birini sevmek için başkasından izin almaya gerek yok!

Birazdan açılacak olan Prova Odası’nın mavi koton kadife perdesinin ardında, hiçbir zaman dilimine sığmayan, hiçbir ülkenin hiçbir yerinde yaşayan ve hayatlarını bir “hiç” uğruna boşa geçirmiş kahramanların hikâyelerine konuk olacaksınız.

Kendilerine yeni bir geçmiş yazma çabası içindeki iki adamın, prova aynasına yansıyan büyük sırlarına tanık olacaksınız.

Aynalar yalan söylemezler ama hayatı tersten gösterirler!

Bu yüzden birazdan öğrenecekleriniz aslında hakikatin tersten okunuşu da olabilir.

Dilerseniz okumaya başlamadan önce aynaya bir kez daha bakın. Zira sayfalar son bulduğunda aynanın aksinde sizi sorgulayan kişi başkası olacaktır. Hatta aynadaki kişi siz bile olmayabilirsiniz artık.

Hadi buyurun:

Prova Odası’nın gümüş varaklı taş aynası sizi bekliyor.

Bakalım benliğinize giydirilenler mi gerçeğiniz yoksa diğerlerinin size biçtiği kimliklere özenip bedeninizi ödünç benliklerinizin ardına mı saklıyorsunuz?

Sadece görerek ve duyarak değil, dokunarak, koklayarak ve tadarak da yaşamayı öğrenmek lazımdır. Zira hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

Unutmamalıdır ki:

Birini sevmek ve ona dokunmak için başkalarının iznine ihtiyaç yoktur. İki kişilik bir aşk, kalabalıklarla yaşanmamalıdır...