Tanrıya Duygusal Striptiz, erkeklerden çok çekmiş bir kadının hikâyesini anlatıyor. Romanın kadın kahramanı Gül, çocukluk yıllarından başlıyor hikâyesini anlatmaya. Memur bir ailenin baba baskısı altında kıvranan genç kızı Gül, baskı ortamından üniversiteye giderek kurtulur. Üniversite yıllarında tanıştığı genç bir subayla mutlu olduğu bir ilişki yaşar ve evlenirler. Eşinin tayini Kıbrıs’a çıkar ve evli çift Kıbrıs’a yerleşir. En güzel yıllarını burada geçirirler.

Bir sonraki tayinleri Ankara’ya çıkar. Evli çift Ankara’ya yerleşir. Gül burada kayınvalidesinin yakın markajı altında sıkıntılı günler yaşamaya başlar. Eşi de aynı baskı nedeniyle alkole sığınır. Kayınvalidenin çeşitli entrikaları sonucunda evlilikleri sona erer.

Eşinden ayrıldıktan sonra annesiyle birlikte yaşamaya başlayan Gül’ün hayatına bir süre sonra başka bir subay girer. Mutluluk aromalı hayallerinin peşinde koşarken bir kez hayal kırıklığı yaşamış olan Gül, yeni bir ilişki öncesinde oldukça temkinli davranır. Ancak erkeğin ısrarlı vaatleri aklını çeler ve birliktelikleri başlar.

Her iki ilişkisinde de erkeklerden yana yüzü gülmeyen Gül, kadın-erkek ilişkilerindeki çeşitli sorunlara dikkat çekmeye çalışıyor. Gül’ün karşısına çıkıp kur yapan bir erkeğin ilgisine kayıtsız kalamayışının nedenini Madam Dawvary, annelik içgüdüsünde arıyor. Ona göre her kadın kendini “yuvasının kadını” olarak hayal eder. Kadın, içten içe mutlu bir yuva hayali kursa da erkekler, çoğunlukla daha basit zevklerin hayaliyle kadınlara yaklaştığı için arızalı birliktelikler ortaya çıkıyor.

Gül, çileli hikâyesini anlatırken, ince zekâsıyla ele aldığı olayları mizahi bir perspektifle karşımıza çıkarıyor. Kendisine kötülüğü dokunan kişilerden ve kurumlardan sözünü esirgemiyor. Üslubu sivri dilli hatta muzip olarak nitelenebilecek olan Tanrıya Duygusal Striptiz başlıklı kitapta Gül, bir anlamda yaşadıklarından öç alıyor.

tanriya-duygusal-striptiz.jpg