Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Yönetim Kurulu Üyesi Şekip Mosturoğlu ile NTV'ye röportaj verdi. Yıldırım, 17-25 Aralık operasyonundan sonra Gülen örgütüyle sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın savaştığını söylerken, darbe girişiminden sonra herkesin konuşmaya başladığını ifade etti. 

Fenerbahçe Başkanı, “15 Temmuz gecesi bir yerde yemekteydik. Darbenin olması beni çok şaşırtmadı. Ben 1 yıl önce söylemiştim” dedi.

Bunun üzerine de Yıldırım’ın 24 Ekim 2015’teki “Türkiye’de sivil ihtilâl yapılmak isteniyor. Ya anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar. Bir askeri ihtilâl biri de sivil ihtilâl. İkisinin de olmaması gerekiyor. Sivil ihtilalle devletin belli yerlerini ele geçirirler ve kendi yararlarına göre uygularlar” sözleri hatırlatıldı.

Aziz Yıldırım, Gülen örgütüyle ilk karşılaşma anını da şöyle anlattı:

"1998 yılında Fenerbahçe’ye başkan oldum. 1.5-2 ay içinde bir telefon geldi. O dönemki Spor İl Müdürü Vedat Bayram bir milletvekilinin benimle konuşmak istediğini söyledi. Zaman Gazetesi’nden seni ziyaret etmek istiyorlar bilgisini verdi. Olur dedim. İki kişi geldiler. Konuştuk. Ben spor konusunda bize yardım et filan derler diye zannederken başladılar Hoca Efendi diye konuşmaya. Devamlı onu övüyorlar.

Benim Ankara’daki hukukçuları tanıdığımı ve benden davanın çözülmesi için yardımda bulunmamı istediler. Ben de Gülen’i tanımadığımı ve bu nedenle bir şey söyleyemeyeceğimi söyledim ve konu kapandı. Ama 3 Temmuz olaylarına konunun buralara kadar geldiğini gördük. Bana yapılan operasyon 1998 yıllarından geliyor. Bunu kamuoyu bilsin" 

'Tehlike geçmedi'

"Fethullah Gülen’e ihtilâl yaptı diye bakmamak lazım" diyen Yıldırım, "Gülen, dünyanın 150 ülkesinde faaliyet gösteren bir örgüttür. Somali’ye gittim, bunu gördüm. Onu değerlendirirken kolay kolay halledilecek bir konu olarak görmemek lazım" diye konuştu. Fenerbahçe Başkanı, "Devlet sanki bu örgüte sızmış gibi bir durum var. Her yere adamlarını koymuşlar. ABD'de de yapılanma var. 150'ye yakın okulu var. Böyle bir teşkilatı iyi incelemek lazım. Bir iki günde bunlar bitmez. Tehlike geçmemiştir. Bir tek inandırıcı olan Cumhurbaşkanı'dır. Başbakan da aynı yolda. Onuın dışındakileri zaman bize gösterecek" açıklamasını yaptı. 

Yıldırım, 3 Temmuz döneminde nasıl hemen ilk günlerinde teşhis koyduğu konusunda ise “Ben o gün gördüm. Onlardan da tanıdığım insanlar vardı. Yargı onlarda emniyet onlarda. O zaman kim yapacak? Anlamak zor olmadı” ifadesini kullandı.  

'Şike bahane beni Ergenekon'a bağlamak istediler'

Aziz Yıldırım, 3 Temmuz şike operasyonu hakkında da ‘Şike bahane beni asıl Ergenekon’a bağlamak için uğraştılar’ dedi.

“2006-07 yılından beri beni dinlemeye çalışıyorlar veya dinliyorlar. Hanefi Avcı anlattı. 2008’den sonra devlet beni resmi olarak dinlemiyor, gayri resmi. Telefonda spor konusunda konuştuğum konular bir bakıyorum bir gün sonra gazetelerde. Daha sonra ben  gittim şikayet oldum. Sonra bir süre dağıldılar. 2009’da IBDA-C’den de dinlendik. Bizim yönetimin hepsi dinlendi. Biz 2009’da şampiyon olsaydık bu operasyonu o zaman yapacaklardı.

Belgeler, bilgiler kısa zamanda ortaya çıkacaktır. Beni alma amaçları şike değil. Şike, teşvik bahane. Beni Ergenekon’a bağlamak için çok uğraştılar ama bağlayamadılar. Askerlerle buluşuyorum ama hep futbol konuşuyoruz. Bende menfaat ilişkisi olmaz. Söylentilerle beni kanalize etmeye çalıştılar. Ama başaramadılar. Şikeyiyi çıkartırken de 2010’da yine gayri resmi dinlemeye başladılar. Olgun Peker’i de dinliyorlar. O arada 3 ay sonra bir kanun çıktı. Kanunu çıkartanlar da örgütten tutuklu bir kısmı da kaçak”

Yıldırım, “Yönetime Gülen Örgütü’nden sızma olmuş mudur? Sorusuna ise “Biz, dışarıdan bize empoze edilen isimleri yönetime almadık. Çoğu arkadaşımız, dostumuz. Hepsi Cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü insanlar” diye cevap verdi.

‘Hedefin buralar olmaması lazım’

Yıldırım, eski futbolcular Arif Erdem, Uğur Tütüneker  ve İsmail Özbiliz hakkında gözaltı kararı için “Bana göre gözaltı yanlış. 17-25 Aralık’tan sonra bir şeyler yapmışlarsa tamam. Ama şimdi çıkıp bizi kandırdılar derse o zaman askının bir yeri ayakta kalkar. Hedef buralar olmaması lazım. Asıl hedef çatı. İlk önce onları almak lazım. Bu çocukları tanıyorum. Önce büyükleri almak lazım” yorumunda bulundu.

‘Hüseyin Çapkın nerede?’

Fenerbahçe Başkanı “Evlerden aldılar, gittik. Şike, teşvik dediler. Dinleme yapılırken şike suç değildi. Sonra kanun çıkardılar. Suçlandığımız 19 maç diye açıklama yaptılar. Hüseyin Çapkın o açıkladı kamuoyuna. Şu an Hüseyin Çapkın nerede? Suç duyurusu yaptık” dedi. Yıldırım o günlerde medyanın günahının da çok olduğunu vurguladı.

"TFF'deki atamalarla şüphelerim var"

Şekip Mosturoğlu da ’Biz Beşiktaş Adliyesi’ne gittiğimizde kimliklerimiz ikiye ayrılmıştı. Bir taraftakiler tutuklanacak, diğerleri de serbest kalacak. Böyle bir durumdu” dedi. Mosturoğlu, TFF'nin ve Türk futbolunun Gülen örgütünden temizlendiğine de inanmadığını ifade etti. Yıldırım da "TFF'de değişiklikler yapıldı. Yeni gelenler kimdir? Süphem var." dedi.

“TFF’den haklarımızı almak için çalışma başlatıyoruz”

Yıldırım, önümüzdeki haftadan itibaren tüm Fenerbahçeli hukukçuları çağıracaklarını ve yeni bir süreç başlatacaklarını söyledi. Yıldırım, o dönem Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’ne göndermeyen TFF’den haklarını isteyeceklerini söyledi ve bunların 40 milyon-50 milyonluk davalar olmayacağını ve büyük davalar açacaklarını belirtti. Fenerbahçe Başkanı, Mehmet Ali Aydınlar’ın da daha önce verdiği sözün yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

Fenerbahçe'nin şu an 227 milyon dolar borcu olduğunu ve bunu davalardan tahsil edeceklerini, hatta artıya geçeceklerini söyledi. 

Trabzon’daki otobüse silahlı saldırıda son durum ne?

Mosturoğlu, Trabzon’da gerçekleştirilen otobüs saldırısı üzerine de “Sorumluların tespit edilebileceğini düşündük. Profesyonel bir işti. İki kişi gözaltına alındı, sonra serbest bırakıldı. 15 Temmuz’dan sonra birçok şey ortaya çıkacak. Bizce çok kısa sürede sonuca ulaşılacak ve çok bağlantı çıkacak” dedi. Yıldırım da faili meçhul kalırsa büyük sıkıntı olabileceğini ve toplumda korkuyu getirebileceğini ifade etti. Yıldırım silahlı saldırıdan sonra manevi olarak çok etkilendiklerini ve şampiyonluğu da bu nedenle kaçırdıklarını söyledi, “Bana göre biliniyor ama açıklanamıyor” dedi.

Yıldırım, “Hapisteyken başkanlığı bırakmam isteyenler oldu” açıklamasını yaptı.

Pereira nasıl gitti?

Yıldırım, sportif konularda da bilgi verdi. Fenerbahçe Başkanı geçen sezonun sportif direktörü Terranao ve onun getirdiği Vitor Pereira hakkında da konuştu. Pereira’nın bilime inanmadığını söyleyen Yıldırım, sistemin o şekilde devam ettiğini ve sonra aksaklıkları görünce Terranao’yu gönderdiklerini belirtti. Vitor Pereira’ya sezon sonunda bilimle bilgisayarlarla çalışması şartıyla kalması yönünde anlaştıkları bilgisini veren Yıldırım, Portekizli antrenörün diğer Avrupalılar gibi çalışmadığını belirtti. Pereira’nın 3-5-2 sistemine bir Avrupa Kupası maçında geçtiğini ve elendiklerini ifade eden Yıldırım, sözleşmesine bakarak yollarını

‘Mevcut durumdan dolayı Türkiye’ye gelmek istemiyorlar’

“Türkiye’nin mevcut durumundan dolayı birçok antrenör ve futbolcular gelmek istemedi. Futbolcuları da zor tutuyoruz” diyen Fenerbahçe Başkanı, Dick Advocaat’ın önce ailesinin istemediğini sonra güçlükle ikna ettiklerini söyledi.

Yıldırım, Hollandalı teknik adamın bir sağ açık bir de ofansif orta saha istediğini belirtti. Sow'un da mutlu olmadığını eğer bonservis verme durumu olmazsa onu alabilecekleri bilgisini verdi. 

'Galatasaray'da FETÖ soruşturması yapılmalı'

Galatasaray'da FETÖ soruşturması yapılmalı diyen Fenerbahçe Başkanı, gözaltı kararı alınan dört futbolcunun Galatasaraylı olduğuna dikkat çekti ve tüm şampiyonlukların araştırılması gerektiğini söyledi: "3 Temmuz'da Fenerbahçe'nin başına gelenler, Galatasaray'ın başına FETÖ'den gelebilir. Galatasaray'ın FETÖ yapılanması araştırılmalı. Antalya'da söylediklerimden dolayı Galatasaray beni mahkemeye vermiş. Söylediklerimin hepsini ispatlayacağım. Dualarla şampiyon yaptıklarını söylüyorlar, Twitter'da gördük. Gözaltına alınan oyuncular hangi takımdan. İyi incelesinler." 

'Yerle gök bir araya gelirse bu kupa Trabzonspor'a gider'

Aziz Yıldırım, Süper Lig'de 2010-2011 sezonu şampiyonunun da Fenerbahçe olduğunu vurgulayarak, "2010-2011 sezonu kupası Fenerbahçelilerindir. 25 milyon taraftarın şan ve şerefle, alnının akıyla kazandığı kupadır. Yerle gök bir araya gelirse bu kupa Trabzon'a gider. 17-25 Aralık'ı inkar edenler bu kupanın Trabzon'a gideceğini hayal edenlerdir." değerlendirmesinde bulundu. 

'Bunu da yutardık'

Aziz Yıldırım, eski teknik direktörleri Aykut Kocaman'la, Pereira gittikten sonra görüştüklerini anlattı. Kocaman'ın, devam eden sözleşmesinden dolayı Atiker Konyaspor'dan ayrılamadığını belirten Yıldırım, daha önce kullandığı, "ben olduğum sürece buraya gelemez." sözünün hatırlatılması üzerine, "Bazen Fenerbahçe için neleri yuttuk, bunu da yutardık. Sorun değil." değerlendirmesinde bulundu.

Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu da "şike davası" süreciyle ilgili bilgiler verdi.

Mosturoğlu, davayla ilgili fezleke hazırlayan polisin hukuk fakültesinde tez danışmanının, o dönem TFF yöneticisi, daha sonra da Galatasaray Kulübünde yöneticilik yapan İlhan Helvacı olduğunu iddia ederek, "O dönem TFF'de çalışan 10 hukukçudan 8'i daha sonra Galatasaray'da çalışmaya başladı. Bunları basit tesadüfle izah edebilecek misiniz? Bunlar tesadüf olabilir ama biri çıkıp kamuyu aydınlatmalıdır. Polis fezlekesini hazırlayan kişi çok önemli. Bunu yazan polis memurunun hukuk fakültesindeki yüksek lisans tez danışmanı İlhan Helvacı. Bunlar tesadüf mü?" diye konuştu.

Mosturoğlu ayrıca, 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün darbe girişimi sırasında kulübün diğer asbaşkanı İlhan Ekşioğlu'nun kendisini arayarak, "eğer olay başarılı olursa bizi öldürürler.' dediğini kaydetti.

Trabzonspor'dan cevap

Trabzonspor Kulübü, 2010-2011 sezonundan bu yana şikeyle ilgili duruşunun belli olduğunu ve bugüne kadar da bunda hiçbir sapma olmadığını bildirdi.

Bordo-mavili kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, dün gece NTV'deki bir programda bazı konuklar tarafından Trabzonspor'u hedef alan açıklamaların yapıldığı belirtilerek, "Trabzonspor'un 2010-2011 sezonundan bu yana şikeyle ilgili duruşu bellidir ve bugüne kadar hiçbir sapma olmamıştır." ifadesine yer verildi.

Açıklamada, şu görüşlere yer verildi:

"Şikenin varlığı UEFA ve CAS tarafından da tescillenmiştir. Trabzonspor'un mücadelesi bir hak mücadelesidir. Tarafımızca ne bir camia hedef alınmış ne de kavga ortamı yaratılmak istenmiştir. Hal böyleyken söz konusu canlı yayında camiamıza FETÖ'cü yaftası vurulmaya çalışılmıştır. Bu yafta ilginçtir, devletimizi ve milletimizi hedef alan, bugün neredeyse tamamının yurt dışına kaçtığı FETÖ'nün savcı veya hakimleriyle kendi tesislerinde çift kale maç oynayanlar tarafından yapılmaktadır. Camiamızın söz konusu yayınla ilgili sakin olmasını, hakkaniyetli bir televizyoncu olduğuna inandığımız Oğuz Haksever'den hem cevap hakkı hem de şike süreci hakkında aynı süreyi Trabzonspor'a da vereceğini umuyoruz."

Kaynak: NTV, Al Jazeera