NTV Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen, "2 maçı izlemektense ilk 15 dakika hangi maçı izleyeyim diye baktım. İrlanda maçını izlerken, İrlanda'yı zayıf olan taraf olarak düşünüyordum. Ancak İrlanda sanki karşısında rakip yok gibi oynadı. Maçın tamamında tek kale oynadı. İtalya rotasyonun babasını yapmış. Statünün bir azizliğidir. Daha 3. maçı oynamadan rakibe göre rotasyon yaptırıyor. Büyük bir kısmetsizlik. 2. maç sonunda İspanya'yla eşleşiyorsunuz. Bir kere oradan bir kırıklığımız var." dedi.

Dilmen, "Her kanal değiştirdiğimde İrlanda bastırıyordu.İtalya iyi de savunma yapamadı. Biz 2-0 kazandık ve maalesef Cumartesi hesapları yaparken, 'Galler iyiydi kötüydü' derken, futbol böyle bir şey. Hayal kırıklığına uğradım. Önemli olan Milli Takım'ın oraya gitmesi ama dramatik bir elenme oldu. Çok takımı dramatik duruma bırakmıştık.  Kendi işimizi yaptık ama beklemediğimiz yerden darbe geldi." ifadelerini kullandı.

Milli takım açısından Euro 2016'yı nasıl özetlersiniz?" sorusuna ise Dilmen, "Çok taknik analiz yapmak istemiyorum. Tolunay Hoca ziyaretime geldi sağolsun, bir tespitte bulunmuş. Bu Avrupa Şampiyonası'nda sağ taraf oyuncularının çok hücumcu olduğunu tespit etmiş. 'Sağ beklerin ön planda olduğu bir turnuva olmuş' dedi. Milli takımla ilgili teknik analizler yapmamız doğru değil. Şu anda nakavt durumdayız. Çok geniş analiz yapılması gereken, günlerce konuşulması gereken eleştiri veya doğru şeyler var; ama şu anda sırası değil." yanıtını verdi.

Yanal: Takım olmak geç aklımıza geldi

Milli takım eski teknik direktörü Ersun Yanal "Başkasından beklemek, başkasının senin sonucuna müdahale etmesini beklemek zor bir şey. Başkasının eline bakıyorsunuz. İspanya ve Hırvatistan'a mağlup olmamız kadar doğal bir şey yok. Futbol olarak 3-0. O maç 3-0 bitmemeliydi. 1-0, 1-1 bitmeliydi. Bizden başka tartışan, kavga eden yoktu. Biz futbolu ıskaladık. Kazandık, döndük geriye ama geç kaldık. Futbolun içinde kalmayı beceremedik. Burası 4 yılda bir zahmetle gelinen uzun bir yolculuk.  Bütün dertler bu turnuvaya mı denk geldi. Acı geliyor. Terim 'bu sabah takım olduk' dedi. Bu sabahı mı bekledik takım olmak için. Bu kadar kaygıyla, endişeyle hepimizin canı yanıyor" dedi. 

Demirkol: Yaşasın kaos

Fanatik Gazetesi'nden Mehmet Demirkol da 'Yaşasın Kaos' başlıklı yazısında Fransa’da konuştuğum hemen hemen herkesin cümlelerinde, okuduğum hemen her yayında aynı şeyler var. Bizim çoktandır bildiğimiz, Çek maçı sonrası Burak Yılmaz’ın da açıklıkla söylediği gerçek artık tüm dünyaya mal olmuş durumda: Türklerin kendilerine gelmeleri için sıkışmaları lazım. Hem de çok. ‘Bitti demeden bitmez’in de ötesine geçtik. Durum artık ‘Biz bitti desek bile bitmez’e geldi. Belki de bitti diyelim ki bitmesin... Çünkü bu sefer olan neredeyse bu. Basın yumuşadı, Terim’in ‘yazılanların bazı yerleri noktasına virgülüne kadar doğru’ ve ‘boyutlarının bu kadar büyük olacağını tahmin etmiyordum’ dediği krizler, maç içinde yapılan protestolar, oyuncuların fotoğraflara girmeyişi, kampta hemen kimsenin birbiriyle konuşmaması vs. Her zaman basına karşı kurulan cepheyle birlik ve direnç sağlanabiliyordu. Bu sefer basın yumuşak davranınca cepheler değişti ve farklılaştı" diye yazdı.

Meleke: Eflak ve Boğdan'ı mı istiyorsunuz?

Hürriyet Gazetesi'nden Uğur Meleke de 'Eflak ve Boğdan'ı mı istiyorsunuz?' başlıklı yazısında "Biz bitti demeden bitmez", güzel slogan… Ama içinde biraz da 'kötü başlama ön kabulu' barındırmıyor mu sizce de?' Henüz turnuvaya başlamamışız bile. Hçbir şey kaybetmemişiz. Ama 'biz bitti demeden bitmez' nidalarıyla gittik Fransa'ya nedense" ifadelerini kullandı.

Meleke "Yazık oldu gerçekten. Her şey beklediğimiz gibi gitseydi, şans yine sonuna kadar yanımızda olsaydı 5 büyüğün yer almadığı bu havuzdan yürüyüp yarı final görebilirdik. yeter ki tek işimiz futbol olsaydı, birbirimizi dövmek değil. Sahaya koyduğumuz yalnızca mücadele olsaydu, nefret ya da intikam değil. Oysa milli takım deyince Emre Mor'un gol sevinindeki masum yüzünü hatırlamak istiyorduk biz. Basın toplantılarındanki hesap görme konuşmalarını değil" dedi. 

Kaynak: NTV Spor, Lig TV, Fanatik, Hürriyet